English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ I ] / Işte bu adam

Işte bu adam translate Spanish

872 parallel translation
Bayanlar ve baylar, işte bu adam bir zamanlar ordunun seçkin tabakasındaydı.
Acá lo tienen. Este que ven aquí... -... fue un militar de élite.
Boğazımı sıkan işte buydu. Tutuklayın bu adamı.
Quería matarme.
Tüm bu gürültü patırtının sebebi olan adam bu işte.
Éste es el tipo por el que hicieron tanto lío.
İşte bu adam!
¡ Ese es el hombre!
İşte anne, bunu bana yapan adam bu.
Ma. Quiero que conozcas al Coronel Ruggles.
Tüm bu sorgulama ne için? İşte aradığınız adam.
¿ Qué caso tienen todas estas preguntas?
İşte adamımız bu.
Es nuestro hombre.
İşte bu, sevgili Conway, olağanüstü bir adamın hikayesi.
Eso, querido Conway, es la historia de un hombre notable.
İngiliz ordusundan bir generalin dört yıllık bu sıkıntılı dönemde yer almış West Riding'li hemşireler yararına bir balo düzenlediğini ilk kez duyduğumda, kendi kendime "İşte kalbi doğru yerde olan bir adam." dedim.
Cuando me enteré de que un general del ejército británico iba a organizar un baile en beneficio de las enfermeras de West Riding que habían servido en los 4 años de conflicto, pensé : "he aquí un hombre con el corazón en su sitio".
Karısıyla vakit geçiren bir adam... Marriott gibi biri : İşte bu onu incitir.
Si un tipo anduviera con su esposa... uno como Marriott, eso lo lastimaría.
İçki içip duran, o hoş genç adam, bu işte.
Ése es el joven tan simpático que bebe.
- İşte bu. Bu, bir adamın cebinden düştü ve yüzüme çarptı.
Esto se le cayó a un tipo y me dio en la cara.
Evlendiğim adam sendin. İşte hepsi bu.
Eres el hombre con el que me he casado y eso es lo que importa.
İşte adamımız bu, Simmie.
- Es nuestro hombre.
Hala bu işte ustasın adamım.
NUNCA LLAMABA A UN TAXI NI LA ESPERABAN FUERA.
İşte bu adam!
Ese es el hombre.!
Bu, banker Lord Ascoyne D'Ascoyne'in oğluydu. Daha saygın bir kariyer için bana yardımı reddeden şu anki yüz kızartıcı işte bulunmama sebep olan adamın oğlu.
Era el hijo de Lord Ascoyne D'Ascoyne, el banquero... cuya negativa a ayudarme a hacer una carrera mas digna... me había conducido a mi actual ocupación ignominiosa.
İşte bu adam!
¡ Es él!
Sana söylediğim adam işte bu.
Él es el que le mencioné.
Konuk evinde çalışan adam işte bu.
Y ése es el que trabajaba en la casa de invitados.
Wilks'in bu işte tüm gün çalışan sekiz adamı var.
Wilks tiene ocho hombres en el caso día y noche.
İşte bu yalnız bir adamın ifadesi olabilir
Ésa podría ser la respuesta de un solitario.
- İşte adamımız bu.
¡ Este es!
İşte bu adam! Hey, sen!
- Es este hombre.
"İşte bu Carl-Adam." Alay ediyorsun ama dediklerin doğru.
- Estás siendo irónico, pero es verdad.
Shimazo, tutukla onu. İşte bu adamı. Bu da ne!
iShimazo, detén a ese hombre, me ha golpeado!
İşte bizim adamımız bu.
- Ahí está nuestro hombre.
İşte Burdette'in bir adamın hayatına biçtiği fiyat bu.
Es lo que vale para Burdette la vida de un hombre.
Bu adam iste.
- Ese es el tipo.
Evet, efendim, ama belirtmek isterim ki,... Jim Bowie 100 gönüllüye komuta ediyor. İşte bu genç Travis'in ise, 30'dan az adamı var. 27.
Sí, señor, pero me gustaría hacer la observación... de que Jim Bowie es líder de cien voluntarios... mientras que Travis está al mando de menos de 30 regulares.
Onun aramaya gittiği adam işte bu.
Es el hombre al que ella fue a buscar.
Sayın bakan, ben bu işte henüz yeniyim, Ancak bir senatörle bu şekilde konuşmak doğru değil - adam aptal olsa bile.
Soy nuevo en este trabajo, pero no es bueno hablar así a un senador de los EE UU.
İşte bu. Katil bu adam!
Ese es. ¡ Es el asesino!
İşte bu, Adam! Orada!
Eso es, Adam, los jardines.
"işte bunu yapacak adam belki bu delikanlıdır."
"Angel muchacho", me dije, "ése puede ser capaz de hacerlo."
- Adamım, işte bu saçmalık.
- Caray, eso es organización.
İşte bu adam. Başına 5 Ryo ödül kondu. 5 Ryo mu?
Ese es el tipo, la recompensa es de 5 Ryo.
Eee, bu kadar işte, adamım, bilirsin.
Bueno, ésa es la pregunta.
İşte adam olmak bu demektir! Sonuçta herkes adam olmalı!
¡ Un hombre debe de hacer aquello que resulta "decoroso" como hombre!
Koridorda gördüğüm hayalet, Fantomas'ın adamıydı. İşte bu kadar! Şatodaki bütün silahsız hayaletler zan altındadır.
El fantasma que vi antes en el vestíbulo era Fantomas simulando ser un fantasma.
Oh, adamım, yaşamak bu işte.
Ay, madre. Esto sí que es vida.
İşte bu mahvolmuş bir adamın yüzü.
He aquí la imagen de un hombre destruido.
İşte bayanlar baylar halkını hiç görmeyen bu adamın özgeçmişi. Fernandez'i devirmeyi planlıyor ve kendisini iktidara taşıyacak her türlü silahı kullanıyor.
He aquí, Sres y Sras, los principales rasgos de este hombre que hoy, sin nunca haber visto al pueblo, articula la caída de Fernández y se vale de todas las armas que lo puedan llevar al poder.
İşte bu. İşte, tam on ikiden vuracak olan adam geliyor!
¡ Tenemos el chico que dará en el blanco mismo!
Bu Nomad'ın yaratıcı işte, belki de dönemimin en dahi ama kararsız bir bilim adamıydı.
Este es el creador de Nomad, quizá el científico más brillante aunque inestable de su época.
İşte en iyisi, bu adam burda siziniçin çalışıyor!
Este hombre que trabaja para ustedes, es el mejor.
Buraya gelip, sizi gözleriniz kapalı vaziyette uyuyormuş gibi yapıp yatağınızda yatar bulduğum dakika, kendime dedim ki işte bu benim adamım!
Hace poco, cuando entré y lo vi en la cama con los ojos cerrados, haciéndose el que dormía, me dije : Este mismo es.
- İşte bu adam.
- Éste es fascista.
Adam para filan istemiyor. İşte işin garip tarafı da bu.
No va detrás de dinero, por eso es muy extraño.
Ve eğer bu onları çekmezse... beni dünyada ordu tarafından yapıldığı için... orduya katılan adam olarak tanıtın. İşte, bayrağın etrafında toplanın çocuklar!
Y si eso no les atrae digan que soy el último hombre que se alistó en el ejército creyendo que allí hacían hombres.
Fakirlerle konuşarak, bize geri dönmelerini sağlayacak adam bu işte.
Este hombre hablará con los pobres y hará que vuelvan a nosotros.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]