English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ K ] / Kalp krizi mi

Kalp krizi mi translate Spanish

586 parallel translation
- Kalp krizi mi?
- ¿ Es un ataque grave?
- Kalp krizi mi?
- ¿ El corazón?
Kalp krizi mi?
Un ataque de corazon?
- Kalp krizi mi?
- Un pequeño disgusto o emoción y adiós. - ¿ Infarto?
Kalp krizi mi?
Un ataque al corazón.
Kalp krizi mi?
¿ Ataque al corazón?
Kalp krizi mi?
¿ Fue un infarto?
- Kalp krizi mi?
- ¿ Un ataque al corazón?
Kalp krizi mi geçirdi?
¿ Le ha dado un infarto?
- Kalp krizi mi geçiriyorsun?
- ¿ Te va a dar un ¡ nfarto?
Seni aptal, bana kalp krizi mi geçirtmek istiyorsun?
¡ Idiota! ¿ Quieres que padezca un ataque?
Acil Servis'te kalp krizi mi geçirmiş?
¿ Sufrió un ataque cardíaco en la sala de urgencias?
- Kalp krizi mi?
- ¿ Un infarto?
- Kalp krizi mi?
- ¿ Es el corazón?
Kalp krizi mi?
¿ Un ataque al corazón?
Sevgilim kalp krizi mi geçiriyormuş?
¿ El abuelete está teniendo un ataque al corazón?
Bana kalp krizi mi geçirttireceksin?
¿ Darme un ataque al corazón?
- Dorothy, acaba kalp krizi mi geçiriyorum?
- ¿ Y si es un infarto?
Uzun bir zaman. Kalp krizi mi?
Mucho. ¿ Un infarto?
- Brossard'da kalp krizi mi geçirdin?
¿ Tuviste un ataque cardíaco en Brossard?
- Kalp krizi mi geçirmiş?
- ¿ Ha sufrido un infarto?
Kalp krizi mi geçiriyorsunuz?
¿ Es un ataque al corazón?
Sebastian'ın nasıl kalp krizi geçirdiğinden Catherine'in nasılda kendinde olmamasından bahsediyordu herhalde.
Creo que contaba todo sobre su ataque al corazón y cómo estaba Catherine fuera de sí, mi ángel.
Babam kalp krizi geçirmişti.
A mi padre le ha dado un infarto.
50 yıldır kimsenin geçmediği bir koridordan geçmek zorundasın. Sonra büyük büyük amcamın düşüp boynunu kırdığı merdivenler var. Onun ardından da büyük babamın kalp krizi geçirdiği yere geliyorsun.
Hay que pasar por un pasillo donde no ha vivido nadie en los últimos 50 años, luego subir unas escaleras por donde mi bisabuelo se cayó y se rompió el cuello y cruzar una sala donde mi abuelo se murió de un ataque al corazón.
Kalp krizi geçirdiğimde bir hayal gördüm. Ölüm hakkında konuşabilirsin.
Cuando tuve mi ataque al corazón tuve un sueño.
Hayır olmaz! Bizimki anneni görünce kalp krizi geçirir.
Mi abuelo tendría un infarto si fuese por allá.
- Siyanür zehirlenmesine "kalp krizi" diyen adam değil mi o?
- Sí, Watson. - ¿ No es el tipo que Ilamó "paro cardíaco" a un envenenamiento?
Gördüğüm bir kabus var. Beşinci caddede St. Patrick Günü Törenini seyrediyorum. Kalp krizi geçiriyorum ve 9.000 polis mutlulukla üstümden geçiyor.
Tengo esta pesadilla, estoy en la quinta avenida... viendo el desfile del día de San Patricio y tengo una trombosis... y 9.000 policías marchando felizmente sobre mi cuerpo.
Komiser Villona, Paris'ten gelen Komiser Lamy ve onların sözüne göre hüküm veren siz müvekkilimi sorguya çektiniz, kalp krizi olabileceği varsayılmıştı. Neden?
Cuando el Comisario Villon, acompañado del Comisario Lamy de Paris..... y dejo en sus manos la legalidad del hecho interrogó a mi cliente, la hipótesis dada fue de un ataque cardíaco. ¿ Porqué?
Kalp krizi geçirip ölmek oldukça rastlanır bir durum, değil mi?
Hay gente que se muere de infartos, ¿ no?
Candace'a, teknem Candace'ı vaftiz edeceğimi söylediğimde neredeyse kalp krizi geçiriyordu.
Le dije a Candace que iba a bautizar mi bote "El Candace" y casi sufrió un infarto.
Kocam kalp krizi geçirdi ve öldü.
Mi marido tuvo un infarto y murió.
Kocam kalp krizi geçirdi ve evliliğimizin ilk gecesi öldü.
Mi marido tuvo un infarto y murió en nuestra noche de bodas.
Elimden geleni yapacağım, ama patron bu fiyatı duyunca... bu fiyatı duyunca kalp krizi geçirecek.
Veré lo que puedo hacer. Pero se lo digo, si mi jefe ve estas cifras cuando las vea le dará un ataque al corazón.
Sana saldıracağımı söylediğinde, neredeyse kalp krizi geçirecektim.
Por poco me da a mi Un ataque al corazón Cuando dijo que yo Te atacaría
"Siz geldiğinizde eşi kalp krizi geçirdi, değil mi?" dediklerinde?
Al mismo tiempo que empezó A trabajar para el?
Dans edecek misin, yoksa oturup kalp krizi geçirmeyi mi bekleyeceksin?
¿ Quieres bailar, Frank, o sentarte y tener un infarto?
İşin, yaşlı bir adamı kışkırtıp kalp krizi geçirtmek mi?
¿ Su trabajo consiste en acosar a un viejo hasta el infarto?
Annem kalp krizi geçirdi.
Mi madre tuvo un infarto.
Ama kalp krizi geçirmiyor, buna kesinlikle eminsiniz, değil mi?
¿ Pero no es un infarto? ¿ Está totalmente seguro?
Kalp krizi geçiriyorken yanında yemek yemesi biraz kaba bir davranış değil mi?
¿ No es un poco grosero comer mientras ella tiene un infarto?
Kalp krizi geçireceğim diye karımın ödü kopuyor.
Mi señora tiene miedo de que me infarte.
Annem neredeyse kalp krizi geçirdi.
Y a mi mamá casi le da un paro cardíaco.
Kocam kalp krizi geçiriyor.
Mi marido sufre un ataque al corazón.
Üstüne bir de kalp krizi mi geçirtmek istiyorsun?
¿ Pretende provocarme un ataque al corazón?
Kalp krizi geçirip ölmedin değil mi?
¿ Tuviste un ataque al corazón y te moriste?
- Herkes dünyayı ele geçirme peşinde ve öyle çok çalışıyorlar ki, kalp krizi geçirmeleri işten bile değil.
Un desfile diario de ataques al corazón. No se preocupe por mi corazón.
Benim ailem de beni bırakıp gitse, ben de kalp krizi geçirirdim.
si mi familia se moviera lejos, tambien tendria un ataque cardiaco.
Babam kalp krizi geçirdiğinde üç hafta dönememiştim.
el paro cardiaco de mi papa, estuve fuera del pueblo 3 semanas.
- Kocam kalp krizi geçirmiş.
- Mi marido ha sufrido un ataque.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]