Kapı orada translate Spanish
824 parallel translation
Kapı orada.
Aquí está la puerta.
- Kapı orada, Bay Cutler.
- La puerta está ahí, Sr. Cutler.
Adam gibi durmayacaksan, kapı orada.
- Si no sabes comportarte, vete.
- Defol kapı orada!
¡ Señora, lárguese!
Açman gereken kapı orada.
Allí está la puerta.
Kapı orada.
La puerta está allí.
Orada çok güzel ağaçlar, sanki cennetin kapısına erişebilecek kadar yükselen çok uzun çamlar var.
Hay árboles allá... pinos muy altos que suben y suben... como si quisieran alcanzar el cielo.
Ve soracaklar, kim bu kadar özel ki orada ve o gece bir çığlık duyulacak otel yakınında insanlar soracak bu otel neden korundu diye şafakta ben çıktığımda kapıdan diyecekler ki, demek o burada yaşadığından.
Y se preguntarán : "¿ Qué personalidad vivirá ahí?" Y se preguntarán :
Ama yarın sabah... rüyandan uyanacak olursan... ve kapının çalınıp açıldığını görürsen... orada elinde bir kahvaltı tepsisi tutan hizmetçi yerine... tutuklama emriyle bir polis olursa... yalnız olduğuna sevineceksin.
Pero mañana por la mañana, si te despertaras de tus sueños... y oyeras llamar a la puerta, y la puerta se abre, y allí, en vez de una doncella con la bandeja de desayuno... está de pie un policía con una orden de detención, entonces te alegrarás de estar sola.
Hiç yabancı bir yere gidip, daha önce de orada bulunduğun hissine kapıldığın oldu mu?
¿ Has ido alguna vez a un lugar desconocido y sentido que has estado allí antes?
Orada görülmek istemedim onun için kapıdan uzaklaştım.
No quería que me vieran ahí así que me alejé de la puerta.
Pekâlâ, ben orada olmadığına bahse girerim. Hadi kapıyı tıklayıp görelim.
- Yo apuesto a que no está, llamaré.
- Evet? Orada yaklaşık üç saat kadar konuştuk... -... sonra da kapı zili çaldı ve...
Hablamos durante tres horas, sonó el timbre, y...
Tam, yatakları hazırlamak için yukarı çıkmıştım ki orada, atölye kapısının yanında durmuş bana bakıyordu.
Solo subí las escaleras y me dirigí hacia las habitaciones, y ahí estaba en la puerta del estudio, mirándome.
- Orada, kapının üstünde!
Allí, sobre la puerta.
Orada olduğunu biliyorum. Lütfen kapıyı aç.
¡ Sé que estás ahí!
- Bodrumda mı? Ne yapıyordun orada? - Kapıyı açtım.
¿ Y qué estabas haciendo ahí abajo?
Dışarı çıkart. - Kapı yok orada.
- No hay puerta.
Orada kilitli bir kapı...
Verás un cerrojo que cuando...
Orada olduğunu biliyorum, kapının altından ışığı gördüm.
Sé que estás ahí, he visto luz desde la calle.
- Orada, üç kapı aşağıda.
- Allí, tres puertas más abajo.
Orada, kapının arkasında.
Detrás de la puerta.
Madenin kapısına geldiler ve orada durup bana baktılar.
Fueron a la entrada de la mina y se quedaron allí mirándome.
Kapıyı kapatıp seni orada bırakmak istemedim.
No quería encerrarle dentro.
Orada küçük bir kapı var.
Allí hay una puerta.
- Orada, kapıda!
- Allí, en la puerta.
Eğer yemek istiyorsan, arka kapının orada seninle ilgilenirler.
Si quiere comer, vaya por la puerta trasera.
Yarım saate kadar orada olmazsanız kapıların size üç kere kilitleneceğini söyledi.
Dice que si no está ahí en media hora... le cerrará las puertas con triple cerrojo.
Pederson'lar orada olduğu için mi kapının yanındaydınız?
¿ Estaba en la puerta porque la mesa de los Pederson estaba allí?
Şimdi, dolabın kapısı burada elbise dolabı kapısı orada yatak odanızın kapısı da burada ve elektrik süpürgesini oraya doğru süpürüyorsun.
La puerta del armario está aquí. El armario cerrado está allí. La puerta del dormitorio ahí.
Bu kapının orada duruyordum ve... ve güldüm.
Yo aquí en la entrada, yo reía.
Şimdiye kadar hiç, orada olamayacağımız hissine kapıldın mı?
¿ Frank. has tenido alguna vez la sensación de que no existimos?
Işıkları kapattım ve onu bir kapı girişinde gördüm, orada birini... bekliyor gibi duruyordu, her kimi bekliyorsa aklında iyi şeyler yoktu.
Pero anoche, cuando cerramos... apagué las luces y lo vi en la oscuridad del pasaje... y estaba ahí como esperando hacerle algo a alguien.
Genelde orada mı durursun? Kapının arkasında?
¿ Suele Vd. ponerse detrás de las puertas?
İşte orada! Kapının ardında kilitli.
justo allí... encerrado detrás de esta puerta.
Yoksulluğu ve açlığı ne kadar eziyet verici olursa olsun samurayın birinin kapısına gidip orada harakiri yapmak istediğini ifade etmesi hiçbir mazereti olmayacak ve dile getirilemez bir harekettir.
Por muy extremas que sean sus circunstancias de vida que un miembro de la clase de los samuráis amenace con morir por harakiri para que se le ayude de algún modo es un acto impropio y abominable que no se puede excusar ni perdonar.
Bu sabah kapıcı oradayken orada ilgini çeken birinin yaşadığını anlamıştım.
Esta mañana, cuando la portera abrió la ventana de enfrente, me di cuenta que alguien allí te interesaba.
Kapıyı açtığım dakikada, sizi orada dikilirken gördüğümde uyanan. Sizinle dost olacağımızı o anda biliyordum.
En cuanto abrí esa puerta y lo vi... comprendí que íbamos a ser amigos.
Kapının önünde, orada.
Frente a la puerta, ahí...
Kapının kirişi orada olmalı.
No va ahi desde el principio. Me entiendes?
Eve gideceğim, kapıyı çalacağım ve orada neler döndüğünü bulacağım.
Voy a ir y voy a llamar y averiguar qué está pasando allí.
Bu arada, kapının orada gezinen herifler, muhabirler...
A propósito, esos tipos que esperan en la puerta son periodistas.
Orada, karanlıkta, beklenmeyenle yalnız kalan Jim nihayet öteki adamla aynı k orkuya kapıldı.
Allí, en la oscuridad, solo ante lo inesperado Jim se contagió del terror del otro hombre,
Kabul et, Stillwell. Orada kapı yok! 24 saat değil, epeydir yok gibi duruyor.
No hay una puerta ahí, y hace más de 24 horas que no la hay.
Suvan, Altay, Kaltay, hepsi orada. Üstelik kapılarda kilit yok.
¿ Qué será de Shuvan, Altai, Kaltai...?
Hep orada saklanıyordu, kapının ardında.
El se ponía siempre ahí, detrás de la puerta.
Açıklığın hemen ardında büyük bir metal kapı var. Hemen orada.
Una gran puerta de hierro, justo tras esa entrada de allí.
Kapı hemen orada.
La puerta la tienes más adelante.
Sadece bir tenekeci, Peder. O da ana kapının orada geceliyor.
Un viajero está durmiendo en la puerta.
Orada dikilp durma be adam, kapat kapıyı.
No te quedes ahí, ¡ cierra la puerta!
Orada bir kadınla tanıştığım konusunda aptal bir fikre kapılmış ve... gitmemize karşı çıktı...
Pero tiene la estúpida idea de que conozco a una señorita allí... y se niega...
orada 2281
oradaki 168
oradaydım 213
orada mısın 598
oradayım 18
oradaydı 145
oradasın 44
oradan 69
orada kimse yok 63
orada biri var 50
oradaki 168
oradaydım 213
orada mısın 598
oradayım 18
oradaydı 145
oradasın 44
oradan 69
orada kimse yok 63
orada biri var 50
orada dur 223
oradadır 18
orada ne var 123
orada olacağım 346
orada ne yapıyorsun 161
orada bekleyin 25
orada neler oluyor 224
orada mı 137
orada biri mi var 55
orada olurum 25
oradadır 18
orada ne var 123
orada olacağım 346
orada ne yapıyorsun 161
orada bekleyin 25
orada neler oluyor 224
orada mı 137
orada biri mi var 55
orada olurum 25
orada duruyor 22
orada kal 348
orada mısınız 104
oradan uzak dur 20
oradaki kim 37
oradan çık 18
orada olduğunu biliyorum 100
orada durun 51
orada kalsın 17
orada değil 122
orada kal 348
orada mısınız 104
oradan uzak dur 20
oradaki kim 37
oradan çık 18
orada olduğunu biliyorum 100
orada durun 51
orada kalsın 17
orada değil 122