Kardeşim mi translate Spanish
17,534 parallel translation
Kardeşim mi? Hadi ama.
- ¿ "Hermano"?
Küçük kardeşim haftaya evleniyor, ben de baş sağdıcım ve görevimi yapmak zorundayım.
Mi hermano menor se casa la próxima semana y soy el padrino, y debo entregarlo.
Burası kız kardeşim'in evi.
Esta es la casa de mi hermana.
Kardeşim 13 yaşında.
Mi hermana tiene 13 años.
Melea, bu annem ve kardeşim Kiara.
Melea, son mi mamá y mi hermana, Kiara.
Tıpkı kız kardeşim gibi.
Al igual que mi hermana.
Buradan çıkacak olursam küçük kardeşim için bir şarkı söylemek istiyorum.
Si llego a salir de aquí... quisiera cantar algo... para mi hermanito.
- Kardeşim Theo.
- A mi hermano, Theo.
Kardeşim yazsaydı anlamı olurdu ama o yazmadı.
Tendría más sentido si lo hubiera firmado mi hermano.
Çok büyük bir şey değil, Anne. Değil mi kardeşim?
No es nada, mamá. ¿ Verdad, hermano?
Bu yüzden benim kardeşim sayılırsın.
Y eres mi hermana.
Kardeşim de peşine düştü.
Así que mi hermano le persiguió.
Kardeşim seni hep hoşgörürdü ve hoş olmayan şeyler yaşadığını biliyorum ama ben hiç kibarlığımdan vazgeçmedim.
Mi hermano siempre te justificaba. Y entiendo que has pasado cosas muy desagradables. Pero yo siempre he sido muy cortés contigo.
Kardeşim de benle konuşmuyor.
Mi hermana tampoco me habla.
Kız kardeşim geldi.
Mi hermana está en la ciudad.
Kardeşim daha yeni öldü!
¡ Mi hermano acaba de morir!
Kardeşim en iyisidir.
Esa es mi hermana.
Eskiden kardeşim bana savaşmak için yaratılmış olduğumu söylerdi.
Mi hermano solía decirme que estaba destinada a pelear.
Hadi ama kardeşim eve gidip saat 9'da yatağına yatmak mı istersin yoksa partide Kaylee ile düzüşmek mi?
Vamos, bro, ¿ Quieres recordar esto como la noche que fuistes a la cama a las 9 : 00pm. O como la noche que fuistes detras de Kaylee?
Hayatımın en güzel gecesi, kardeşim.
La mejor noche de mi vida, tío.
Büyük ve kıllı zenci adamlardan oluşan bir grup tarafından götümden sikilerek bekaretimi kaybedeceğim kardeşim.
Perderé mi virginidad con un montón de grandes, negros, peludos maes, y ellos van a joderme por atrás, tío.
Kardeşim burada öldü.
Mi... uh... hermano murió aquí.
İkiz kardeşim. Paris'te öldü.
Mi hermano mellizo murió en París.
Sen benim kardeşim değilsin.
No eres mi hermano.
Kardeşim kaba olduğunu düşünmüştü ve haklıymış da.
Mi hermano creía que eras una grosera y tenía razón.
Her şey yolunda, değil mi kardeşim?
Todo va bien. ¿ Verdad, hermano?
Benim tek kardeşim paradır.
El dinero es mi único hermano.
Başlarda kız kardeşim de biraz isteksizdi.
Mi hermana también se resistió al principio.
Kardeşim için.
Por mi hermano.
- Kardeşim o benim.
Es mi hermano.
- Peki kardeşim?
¿ Mi hermano?
Hâlâ övgülerimi çekemiyor musun, kardeşim?
Sigues celoso de mi alabanza, ¿ hermano?
Hım, kardeşim yoğun bir baskı altıda.
Mi hermano está bajo mucha presión.
Kardeşim Danny.
Este es mi hermano, Danny.
En küçük kardeşim de bu başarıya ulaştı.
Esta resulta ser mi hermana menor.
Evet, kardeşim olur.
Sí, es... mi hermano.
Kardeşim burada tedavi görmüştü ve biz de diş kayıtlarının da defterde olması iyi olur dedik.
Mi hermano menor solía ser un paciente aquí, y pensamos que sería tierno tener sus registros dentales.
Arayan kardeşim olabilir.
Podría ser mi hermano.
Çünkü Irak'tan eve geldiğimde kardeşim bunu eve hoş geldin hediyesi olarak verdi.
Porque cuando regresé a casa de Irak, mi hermano me dio estos jeans, como regalo de bienvenida.
- O benim kardeşim.
Es mi hermano.
Sadece beni etkilemiyor ama kız kardeşim, çalışanlarım hepsinin geçim kapısı orası.
Sí. Bueno, no me acaba de hacer daño. Usted sabe, mi hermana, todo mi pueblo...
Bu benim kız kardeşim, Tina.
Es mi hermana, Tina.
Bununla birlikte, Kardeşim değilsin.
Sin embargo, tu no eres mi hermano.
Benim bebekliğim Ve benim ikiz kardeşim.
Y mi hermano gemelo. Pero tu no...
Kardeşim, Lincoln'ün hayatını kurtarmak isterse bir saate indirme gemisinin oraya gelmesini söyleyin.
Si mi hermana quiere salvar la vida de Lincoln... díganle que se reúna conmigo en zona de entregas en una hora.
Kardeşim beni sorumluluğumda.
Mi hermana, mi responsabilidad.
Kardeşim, Salisbury'de bir siyasi tutuklu.
Mi hermano es prisionero político en Salisbury.
Fakat kardeşim hâlâ böyle düşünüyor.
Pero mi hermano piensa así.
Max, hazır ol, kız kardeşim geliyor.
Max, prepárate, ahí viene mi hermana.
Yanımdaki benim kız kardeşim.
Ella es mi hermana.
Orada geçen yaz kardeşim Zac'ı görmek için ailemle birlikte ziyaret ettim, Bir hayvan sığınma evinde çalışıyor.
El verano pasado fui con mi familia para visitar a mi hermano Zac... quien trabaja en un refugio animal.