Kesin mi translate Spanish
1,666 parallel translation
Evet. Kesin mi?
Sí. ¿ Es un trato?
Fakat kesin mi...?
¿ Estás segura que...?
Kesin mi?
¿ Están seguros?
- Aynı araç olduğu kesin mi?
- ¿ Estás seguro de que es este auto?
Kaza yüzünden sigortayı aradığı kesin mi?
¿ No es obvio que llamó al seguro a causa del choque?
Şurası kesin ki ailen için burada olman gerek, değil mi?
Es importante apoyar a la familia, ¿ no crees?
Hayat boyu şırfıntılara rastladım Ama sen bir kraliçesin Da da da, da da da da Arada bir şey var kesin
"Toda mi vida conocí rameras, pero tú eres una reina bla, bla, bla, algo en medio...".
Kız arkadaşım olmadığı kesin. Emin olabilirsin.
Bueno, no era mi novia, te lo aseguro.
Bak hanimefendi, sensiz gidersem Downey beni havaya uçurur ve burada kalmayacagim kesin.
Mira, si vuelvo sin ti, Downey pondrá una granada en mi carpa, Y yo no quiero quedarme aquí.
Pekâlâ bayanlar yarın kızlar gününe kesin katılıyorsunuz, değil mi?
Señoras, asegúrense de tener ese día de chicas mañana, ¿ sí?
- Emin mi? O ödülü... Kesin alacaksın.
- Tengo ese premio garantizado.
- Arama sistemim hasar görmüş, kesin bilgi yok
Ejecutando chequeo de ultra baja frecuencia. La contusión de tetritol ha dañado mi sistema de vigilancia. Los datos indican que estamos solos.
Kesin mi?
¿ Definitivamente?
Ama siz ne diyorsanız deyin kesin olan ilginç şey ise uzun uzun düşündürmesi, değil mi?
Como sea que lo llamen... es algo interesante de meditar, ¿ no te parece?
... en azından vibratörümden bir adım ileride olmalı. Bu kesin.
... tiene que ser mejor que mi vibrador, porque eso es algo que tengo seguro.
Babasının kim olduğunu kesin olarak bilmemeyi atlatabildi mi?
Me va a olvidar como lo quisiste hacer con su padre?
Kesin olarak kulağınıza tatlı bir şeyler fısıldarım.
Cuando sea mi turno, me aseguraré de susurrar algo dulce.
Suikastçilerin bizi nasıl böylesine kesin şekilde hedeflediklerini öğrendik mi?
¿ Sabemos cómo los asesinos han podido localizarnos con tanta precisión?
Topa vurmasını bildiği kesin, değil mi?
El ciertamente sabe como pegarle a la pelota, no?
Elvis gibi favorileri mi vardı? Kesin böyle bıyıklarıyla birleşen favorileri vardı. - Hayır.
¿ Enormes patillas?
Nişanlım, Başçavuş Garbunov Afganistan'dan dönecek. Kesin intikam alır.
Y mi novio, el Sargento Gorbunov, volverá de Afganistán... y me vengará.
Ona, senin sağ kalman için kesin emir verdim.
Fue mi orden expresa de que quedaras al margen.
Karımdan kurtulmak istiyorum, ama bunun kesin ve kalıcı olmasını istiyorum.
Quiero deshacerme de mi esposa pero quiero que sea sólido, permanente.
Paris'te bir bardan içeri girsem belki adımı bilmez ama el sallar kesin.
Si camino a un bar en Paris... Quizás no mi nombre, pero él me... Obtendría un saludo.
Kesin olduğunu bilsek bile mi?
¿ Aún cuando es una cosa segura?
Kendimi hiçbir zaman, azgın, sarhoş askerlerin hiçbir güvenliği olmayan kadınlara tecavüz ettiklerinde ne de kendinden çok emin birinin, öldüreceği kesin olan birisi tarafından tutulan bir süngüyü göğsünde ya da altı patları kafasında hissettiği zamanki gibi ciddi bir tehlikede hissetmedim.
No es que mi vida haya estado en grave peligro en algún momento, aunque echar a soldados ebrios y locos de lujuria mientras violaban a las mujeres no es una ocupación segura. Tampoco uno se siente seguro muy seguro de sí cuando tiene una bayoneta en el pecho o un revólver en la cabeza, y sabe que lo maneja alguien que quiere en verdad que uno desaparezca.
Budapeşte'deki Yahudi Konseyi'ne şunu söylediniz mi? "Yahudileri ancak benimle kesin işbirliği yaparsanız kurtarabilirsiniz."
¿ Es cierto que le dijo al Consejo Judío de Budapest que sólo podrían salvar a losjudíos cooperando totalmente con usted?
Ortadaki risk oldukça fazla ve kesin. Büyüleyici asistanım Gabrielle'in cesaretini takdir ettiğimi belirtmek istiyorum. Lütfen Gabrielle'i alkışlayalım.
El peligro es grande, absoluto y celebro el corage de mi encantadora asistente, Gabrielle por la que les voy a pedir un aplauso ¡ Gabrielle!
Bunun planımın bir parçası olmadığı kesin ama gene de büyük şeyler başarabilirim.
Te garantizo que esto no era parte de mi plan pero todavía puedo conseguir algo grande. Quizás incluso más.
Beni fena bir holografik şekilde görüyorsanız kesin ölmüşümdür ki benim için cidden berbat bir durum.
No voy a despedir a Rosario. Si ella continua cuidando la casa como siempre lo hace puede continuar cogiéndose a mi esposo.
Benim kocamın izin vermediği kesin.
Bien, seguramente no fue mi esposo.
Bu kesin bir emir mi, Bay Başkan?
¿ Es una orden, Sr. Presidente?
Benim annem veremden ölseydi böyle bir şey resmedemeyeceğim kesin.
Yo no podría pintar así si mi madre estuviera muriendo de tisis.
Kesin olarak bildiğim tek şey ilk düğünüme benzemesini asla istemediğim.
Bueno, lo único que sé es que no quiero que se parezca ni por lo más remoto a mi primera boda.
- İyi mi? Tomografi çekilene dek kesin olarak bilemeyiz.
No lo sabremos hasta que le hagan un TAC.
- Hiç bilmiyorum ama bolca alkol tüketeceğim kesin. - Harika. Daniel, Stella McCartney partisine olan davetiyesini bana verdi ve benimle birlikte geleceksin.
Daniel me dio su invitación para la fiesta de Stella McCartney, y tú vas a ser mi "más uno".
Korktuğundan yapmamışsındır kesin, değil mi?
Porque parecía que estabas con miedo, ¿ lo estabas?
Sen, benim küçük kızım olsaydın, ben de kesin gurur duyardım.
Si fueras mi niñita, también estaría orgulloso de ti.
Ben federal ajanım. Biri evime girse kesin anlardım.
Soy agente federal yo sabría si alguien ha entrado a mi casa.
Bunu kesin olarak sadece sen öğreneceksin tatlım.
Solo tú, mi querida, puedes estar segura.
Kesin kavgayı!
- ¡ Me la robaste en mi propia cara!
Tabii, kesin öyledir.
Usaba mi camiseta dentro de la piscina todo el tiempo.
- Sekreterim kesin göndermiştir.
- Seguro mi secretaria te mandó uno...
Bu gece kesin geliyorsunuz, değil mi?
Entonces ustedes van a venir esta noche, cierto?
Bir şeyler yapacağı kesin.
Mi informante dijo que planean algo grande.
Kesin onun seni pataklayacağını söylüyorlardır.
Mi apuesta es que el te puede patear el trasero.
Kesin değil mi?
¿ Fue claro?
Ama bu benim tasarımımım, orası kesin.
Se lo di a mi profesora como un regalo Pero esto es...
Bir saat oldu. Kesin tatlıya bağlamışlardır. Ciddi mi?
Llevan allí sobre una hora. ¿ De verdad?
Artık kesin. Telefon rehberinde iki tane Billie Cunningham var ve o iki herif de ruh ikizim değil.
Hay sólo dos Billy Cunningham en el directorio... y ninguno de esos tipos cree ser mi alma gemela.
Bak sana ne diyeceğim.... Evime nasıl ustalıkla ateş ettiğini gördükten sonra ben bu işleri yapanın bir polis memuru olduğuna kesin gözüyle bakmaya başladım.
Hagamos esto... estoy pasando la etapa de inclinarme y me muevo a la etapa de sé-seguro - que-es-un-maldito-policía considerando la experiencia con que disparó en mi casa.