Komik translate Spanish
36,800 parallel translation
Çok komik. Romero ya da sen ortaya çıkmadan önce benimle gayet iyiyidi.
Es curioso, porque estaba bien conmigo antes de que apareciera Romero, antes de que aparecieras tú.
Baban komik bir adam.
Tu padre es un hombre divertido.
Böyle söyleyince aptalca geliyor biraz ama aslında oldukça komik.
Suena un poco estúpido cuando lo dices en voz alta, pero es verdaderamente gracioso.
Aman, ne komik.
Sí, muy gracioso.
Çok komik.
Muy gracioso.
Aşk komik bir şeydir.
El amor es algo curioso.
Yani, komik hikaye aslında, gerçekten...
- En realidad, es algo gracioso...
Çok komik.
Qué risa.
Bu rap şarkısı çok komik yalnız.
Pero el rap es divertidísimo.
Kuşları olup, onları omuzlarına koyarak gezen insanlar çok komik görünüyorlar.
Las personas que tienen aves Y caminar alrededor con ellos sobre sus hombros - Se ven ridículos.
- Tipik Hastings. - Komik. Çok makarasınız.
Yo solo las coloco de manera económicamente enriquecedoras.
Komik bir şey mi var?
¿ Algo divertido?
- Aman ne komik Steve.
Muy gracioso, Steve.
Komik, aslında düşman çevrede hayatta kalma üzerine eğitim aldım.
Qué gracioso. Tengo entrenamiento para sobrevivir en entornos hostiles ; - tácticas de supervivencia.
- Bunun komik olduğunu nasıl düşünürsün?
¿ Cómo puede parecerte esto divertido?
Ve cinayetten sorumlu tutulmayı komik buluyorsunuz, neden?
Y de ser acusado de asesinato es humorística por qué?
Çok komik, dediklerinden sanki tehlikeye doğru gidiyormuşuz gibi geldi.
Es tan divertido, que sonaba como dijiste nos dirigimos hacia el peligro.
Çok komik.
Gracioso.
- Komik.
Eso es gracioso.
Bunun komik olduğunu mu sanıyorsun?
¿ Crees que esto es gracioso?
Bunun nesi komik?
¿ Qué tiene tanta gracia?
- Pek komik değil, değil mi?
- Ella no es tan divertida, ¿ o sí?
Hayır, aslında, komik bir şey, benim yine insan hissettiriyor olduğunu Her dakika sayar gibi.
No, en realidad, lo divertido es que me vuelve a hacer sentir humano, como si cada minuto contara.
Komik birisin.
Eres divertido.
Bugün komik bir şaka duydum...
Hoy oí un buen chiste.
Bu komik bir sürpriz değil mi?
¿ No es una graciosa sorpresa?
Komik olan bir şey yok.
No hay nada gracioso aquí.
- Bu kulağa epey komik geliyor.
Bueno, eso es algo gracioso de decir.
- Komik adamdı.
Tipo divertido.
Evet, deliyim ulan ve bunu komik buluyorsun.
Sí, estoy totalmente loco, y a ti te parece gracioso.
Colleen Noel Lunsford, bu hiç komik değil!
¡ Colleen Noel Lunsford, esto no es gracioso!
Komik değil mi?
Mi chiste es divertido, ¿ verdad?
Hiç komik değil lan!
- No sabíamos... No es gracioso.
Komik bir şey duymak ister misin?
¿ Quieres oír algo gracioso?
Sence bu komik mi?
¿ Crees que es gracioso?
Seninle ilgili de komik hikâyeler anlattı Pete amca.
Me contaba historias muy divertidas sobre usted, tío Pete.
O yüzden onun yerine komik bir şeyler yazsan daha iyi olabilir.
Esto... Puede que escribir algo divertido sirva.
Tüm paranı bana ver Bence komik biriyim ben
Así que dame todo el dinero Sabes que creo que soy raro
- Çok komik.
- Muy poco.
- Komik değil.
- No tiene gracia.
- Epey komik.
- Es muy divertido.
- Aman ne komik.
- Muy gracioso.
Ama ben komik laflarımı yazıyordum.
Pero eran ocurrencias graciosas.
Çok komik bir şey demişti! - Hatırlıyor musun?
Pero Don... dijo la cosa más divertida.
Hiç komik değil.
- ¡ No es gracioso!
"Komik olan nedir?"
¿ Qué es gracioso?
- Çok komik görünüyorsun.
¡ Te ves ridículo!
Komik bir kelime, değil mi?
Es una palabra graciosa, ¿ no?
Şerefsiz, komik olduğunu mu sanıyorsun?
¿ Crees que esto es una broma?
Çok komik biri.
Era muy divertido.
Komik.
- Muy gracioso.