Kısa mı translate Spanish
6,087 parallel translation
- Bakın, neden hepinizin komşularınızın burada kısa bir süre kalmış olan güzel, beyaz bir kızla tanışmasını istediğini anlıyorum ama bizi kurtarmaya gelen Tanrı'ymış gibi davranmak zorunda mıyız?
- Mira, entiendo que quieras que todos los vecino conozcan a la chica blanca y guapa a la que le fue bien tras estar aquí 15 minutos, ¿ pero tenemos que fingir que es como Jehová volviendo para salvarnos?
Pekala millet, kısa tutalım lütfen.
Muy bien, muchachos, ser breve, por favor.
# Salla tatlım, salla, salla, çalkala, çalkala # # Kıvır tatlım, kıvır, kıvır, salla kalçaları # # Salla kalçaları #
* Sacúdelo, bebé, sacudelo sa-sacudelo sa-sacudelo, trabájalo, trabájalo * * Agarra esa cosa *
En kısa sürede bir kemik iliği biyopsisi yapmalıyım.
Cuanto antes sea posible, haremos una biopsia de médula.
Merhaba. Kısa süreli kadın yayınlarına mı bakmıştınız?
Hola. ¿ Busca revistas de moda?
Onunla kısa bir görüşme yapacağım.
Solo quiero una rápida conversación con él.
Evet, tatlım, kısa süre içinde.
Sí, mi amor, no falta mucho.
Seni en kısa sürede alacağım, tamam mı?
Yo voy a ir a buscarte apenas vaya.
Hayır, sen Remy ve Olivia'nın yanında kal Bende en kısa sürede yanınızda olacağım.
No, quédate con Olivia y Remy, yo volveré lo antes que pueda.
Kısa zaman içinde orada olacağım.
Yo estaré allí pronto.
Kısa dönem eğitimlerini başlattım.
Enseñanzas Animadas Holly Holliday.
Kısa zamanda yanınızda olacağım.
Ahora mismo estoy con vosotros.
Adresi kısa mesaj atarım.
Te enviaré la dirección.
Bünyem zayıf olduğundan, kısa bir açıklama yapacağım.
Debido a mi débil condición, mi anuncio será breve.
Bay Chung, tanıdığım herkesten daha kısa sürede ikinci çarkçılığa yükseldin. Bu güç kaynaklarını gözün kapalı onarabilirsin.
Sr. Chung, eres el E.E.O más capacitado que nadie que haya visto, y usted podria reconstruir la mayor parte de esta planta de energia.
Isıtıcımız kısa devre falan yapmış olmalı, bir anda her yer alev aldı.
Debe haber habido un cortocircuito en el calefactor, y todo se incendió.
yardım gelmezse kısa zaman içinde öleceğiz.
Bien, lo estaremos pronto si nadie viene a ayudarnos.
Kısa sürede bu işin arkasındaki kişiye ait bir ipucu bulacağımızı düşünüyoruz.
Con suerte pronto tendremos alguna pista para descubrir quién está tras esto.
Çocuklar, yedi yaşındayken çok kısa bir süre en yakın arkadaşım bir balondu.
Niños, por un breve periodo cuando tenía siete años, mi mejor amigo fue un globo.
Kısa bir şey soracağım. Kadın bir rodeo palyaçosuna çakarken giydiğim bir takımla evlenmem tuhaf kaçar mı?
Espera, pregunta rápida : ¿ Sería raro casarse usando un traje que podrías haber usado mientras te tirabas a una payaso de rodeo?
Cevaplamadan önce kısa bir şey soracağım.
Antes de responder a eso, algo rápido :
Baş belasıydı amına koyayım. Allahtan yine iyi kısa sürdü.
Ha sido un puto dolor de trasero, por suerte un dolor de trasero relativamente corto.
Bak Rafferty, sana kısa süre önce sahiden zor zamanlardan geçtiğimi ve kimseye uzanamadığımı söylemek istiyorum.
Mira, Rafferty, solo quiero decir que, tu sabes, he pasado cosas muy duras recientemente, y yo... yo no acudí a nadie.
Anladın mı şimdi, kısa vadeli düşüncelerin kısa vadeli sonuçları olur.
Mira, pensar a corto plazo conlleva resultados a corto plazo.
Tatlım, annen ve ben boşandıktan sonra çok kısa görüşebiliyorduk ve ben her anı mutlu geçirmeni istedim.
Cariño, cuando tu madre y yo nos divorciamos, teníamos un tiempo limitado, quería hacerlo todo positivo.
Tanrım, bu etek herhangi bir kısa olsaydı,
Dios, si esa camiseta fuera más corta,
Ama ben emin kısa sürede osonuçlar alır gibi değilim O gelip bizi anlatacağım.
Pero estoy segura de que tan pronto como tenga los resultados, vendrá y nos lo dirá.
Singapur'dan kaçtıktan kısa bir süre sonra karımın öldüğünü söylediler.
Me dijeron que mi esposa murió poco después que llegaran a Singapur.
Evet, sanırım çıktığınız bu maceranın sandığından daha kısa süreceğini söylemem gerekiyor.
Sí, yo diría que esta aventura suya podría durar mucho menos de lo que piensan.
Kısa bir mesajla birlikte, adınızı ve size ulaşabileceğim bir numara söyleyin, ben de sizi arayayım.
Deja tu nombre, un breve mensaje, y un número para ponerme en contacto contigo y te llamaré.
Mümkün olduğunca kısa ve öz konuşacağım.
Déjenme ser breve y conciso.
Kısa bir görüşmeydi. Size anlatayım.
Sólo tendremos nuestra cita, si me permiten.
Kısa süreliğine başım döndü.
He tenido algunos mareos.
Kısa süre sonra birlikte eğleneceğiz, tamam mı?
En nada de tiempo estaremos juntos tomándonos una copa.
Evet, ama kısa sürede ihtiyacımız olan bütün bilgiyi verecekler.
Sí, pero nos proporcionarán toda la información que necesitamos en el momento oportuno.
Lütfen kısa zamanda Coruscant'a ve hedefimize varacağımızdan emin olun.
Por favor, les aviso que hemos llegado a Coruscant y que aterrizaremos en breve en nuestro destino.
Kız arkadaşımı özlediğim için seyahatimi kısa kestim. - Aman Tanrım. - Kız arkadaş mı?
Acorté el viaje porque echaba de menos a mi novia. ¿ Novia?
Nicki'nin kısa sürede döneceğini beklediğimden birkaç ev kuralı çıkarmıştım.
Presiento que Nicki, se quedara aquí por un tiempo, Entonces, escribí algunas nuevas reglas de la casa.
Bu kısa yazının içeriğinden dolayı üzüleceksin ancak sevgili eşim her zamanki gibi pek iyi durumda değil fakat umarım kendine gelecektir.
Usted lamentará ver el tono de esta breve nota, pues mi querido esposo no está tan bien como de costumbre, aunque espero que mejore.
Sonra, yaklaşık olarak M.Ö. 2,200'de Enheduanna'nın zamanından kısa bir süre sonra, büyük bir felaket başladı.
Y luego, alrededor del 2200 A.C no mucho después de la época de Enheduanna, ocurrió un desastre.
En kısa zamanda orada olacağım.
Estaré allí tan pronto como sea posible.
Efendim, mısır patlatma ayarı her zaman çok kısa, haklı değil miyim?
Bueno, señor, el tiempo para palomitas, siempre se queda corto, ¿ verdad?
senin endişelerin Papa'yı beni daha kısa zamanda meşrulaştırmasını sağlayacak mı?
¿ Y que te preocupes va a hacer que el Papa me legitime antes?
Zamanında, Kısa zaman önce, varlığımı kabul etseydin Soylularda ederdi ve güvende olurdum.
A tiempo, un tiempo muy corto, si aceptaras mi presencia, los nobles podrían, también, y estaría a salvo.
En kısa zamanda kuyruğumu çıkarıp okyanusa dalacağım.
Meteré mi cola en el océano cualquier día de estos.
Membliss'in uzun süreli kullanımı paranoya, görsel bozukluklar kısa süreli hafıza kaybı, migren, kalp çarpıntısı anevrizma riski, baygınlık ve ishale sebep olabilir.
El uso prolongado de Membliss puede dar como resultado paranoia, distorsión de la visión, pérdida de la memoria a corto plazo, - migrañas, palpitaciones... - Sí.
Bir bacağım diğerinden kısa olduğu için olabilir mi? - Sorun Amy.
- Es por Amy.
Salazarı ve malını kısa zamanda bulacağım.
Y pronto lo encontraremos al igual que a Salazar.
Kısa sürede gelip alırım.
Lo recogeré pronto.
Uzun cevabı mı, yoksa kısa cevabı mı istersin?
¿ Quieres la respuesta corta o la larga?
O yıllar alır. Bana kısa vadede bir çözüm lazım.
Pero tomará años, necesito una solución rápida