Merhamet mi translate Spanish
399 parallel translation
Merhamet mi?
Te pido piedad.
Onu çarmıha germe emrini bana adalet veya merhamet mi verdi?
¿ erajusticia o caridad la orden de matarlo en la cruz?
Ramses'ten merhamet mi?
¿ Clemencia de Ramsés?
- Merhamet mi?
- ¿ Clemencia?
- "Bana merhamet edin." - "Merhamet mi?"
- "Hay que tenerme mucha lástima." - "¿ Lástima?"
Tobei, Zatoichi bizimle olduğundan, şimdiden merhamet mi dileniyorsunuz?
Tobei, ¿ estás pidiendo clemencia ahora que contamos con Zatoichi?
Merhamet mi?
¿ Un acto de compasión?
İnsanlar bir hiç uğruna öldürülüyorlar nezarete götürülenler, hapishaneye götürülenler Merhamet mi? Burada merhamet yok.
Han matado a gente sin justificación alguna, encarceladas, puestas entre rejas, sin pestañear.
"Çocuğuma merhamet edin!"
¡ Tenga piedad de mi hijo!
Ama ona merhamet dilenmeyi önerirsek... Merhamet mi? Sen buna merhamet mi diyorsun?
Sí, pero no entiendo bien... lo que la señora quiso decir... cuando habló.
Sizce ona merhamet ederler mi?
Y luego, cuando finalmente supieron. - ¡ Pregúntele a las madres!
Yaptığım tercihlere merhamet et.
Pongo mi esperanza en ti, Señor Dios. Porque en ti confío Señor "
Karar sizin. En iyi yıllarını amcanız için harcayan bir kadına tüm mahkemelerde merhamet gösterilmez mi?
Lo dejo a su juicio. ¿ Qué tribunal no compadecerá a la mujer que dio los mejores años de su vida a su tío?
Bize merhamet göstereceklerini mi sanıyorsun?
- No tendrán piedad.
Hayatımın bütün günlerinde iyilik ve merhamet ardımca yürüyecek ve günlerin devamınca Tanrı'nın evinde oturacağım.
Tu bondad y Tu misericordia me acompañan todos los días de mi vida y habitaré en la casa del Señor por años sin término.
Merhamet etmemi istedi.
Apelaba a mi compasión.
Öyle koyulaştırın ki kanımı,... merhamet işleyemez olsun içime. İnsanlığım yumuşatıp da beni,... sarsmasın korkunç kararımı. Aman vermeyin bana işim bitinceye dek.
Espesad mi sangre, cerrad todas las puertas al remordimiento, que contritos sentimientos naturales no me distraigan de mi horrendo propósito, ni pongan obstáculos a su realización.
Sen ona merhamet ettin mi Delilah?
¿ Mostraste tú piedad, Dalila?
Merhamet! Merhamet! Sözümü tutacağım.
Piedad, cumpliré mi promesa.
Günahkarlar, artık kulaklarınızı kapatmayın kuzuların sesi için açın Dinle! Sesleri merhamet doluk
señor, no cierres tus puertas escucha la voz del cordero su voz está llena de gracia ven y descarga mi conciencia
Kürsünde merhamet için vaaz verdin mi?
¿ Predicaba el perdón desde su púlpito?
Yoksa kadınlara merhamet etmek seni güçsüzleştirir mi?
O es porque compadece a las mujeres por ser seres débiles?
Oysa merhamet yaşı dökmemiştir benim gözlerim. Yo, dökmemiştir. Senin cengâver baban bize gelip babamın ölüm haberini * çocuklar gibi hıçkıra hıçkıra anlatırken dinleyenlerin de yanaklarından yağmurla ıslanan ağaçlar gibi yaş iniyordu.
Estos ojos que nunca vertieron una lágrima de piedad, ni cuando vuestro valeroso padre narraba como un niño la muerte de mi padre, y se detenía una y otra vez para gemir y sollozar, de forma que los que lo escuchaban tenían mojadas las mejillas
Bu kadar sevgi zengini olan merhamet yoksulu olabilir mi?
¿ Puede alguien ser tan rico en amor y tan pobre en piedad?
Ona işkence ettiğinde merhamet dilendi mi?
¿ Te pidió clemencia cuando lo torturabas?
Meryem, amcama merhamet etmiş olmalı.
La Madonna podría apiadarse de mi tío
Meryem size merhamet etti mi?
¿ Os concedió la Madonna misericordia?
Tanrı benim lânet kara ruhuma merhamet etsin.
Que Dios se apiade de mi despiadada alma.
Senden merhamet dilememi mi bekliyorsun,?
¿ Esperas que implore clemencia?
Eğer kalbinde biraz merhamet varsa, eğer gücün varsa.. .. şu garip torunumu iyileştir.
Si tienes algo de piedad en el corazón, si tienes algún poder entonces cura a mi nieto enfermo.
Tanrım bana merhamet etmelisin.
Dios tenga piedad de mi.
Sen katilin cesaretinin ticaretini yapıyorsun. Bu mahkemenin merhamet göstermesi için, değil mi?
Quiere demostrar su valentía de asesino... para que el consejo sea clemente, ¿ no?
Merhamet edin, lordum.
Tenga piedad, mi señor.
Kendi tarafımdan ve kendi hasımlarımdan merhamet dilemiştim. Benim için dua etsinler!
Piedad para los de mi bando, y los del otro que rezan por mí.
Baba, bana merhamet et.
Padre, ten piedad de mi.
Ayıp be ayıp! Sizde hiç mi merhamet yok? Hiç mi insanlık yok?
¡ No tenéis principios ni piedad!
Sadece, siz Majestelerine talihsiz aileme karşı merhamet göstermeniz için yalvarıyorum.
Solamente suplico a vuestra Majestad que se muestre generoso, velando por mi desgraciada familia.
" Hiç şüphesiz iyilik ve merhamet hayatım boyunca benimle olacak...
" Irán conmigo la dicha y tu favor mientras dure mi vida...
- Ve elbette hayatım boyunca iyilik ve merhamet beni takip edecektir. Ateş et şu orospu çocuğuna!
Aun si voy por valles tenebrosos no tengo miedo porque Tú estás a mi lado.
Bana merhamet edin.
Ten piedad de mi.
İnancımı güçlendir. Bana merhamet eyle.
Fortalece mi fe.
Bütün mahkûm ve tutuklulara merhamet etmesini mi dileyeceğiz?
¿ Para mostrar su piedad por todos los prisioneros y cautivos?
Kanımı koyulaştırın. Vicdana giden yolları, geçitleri tıkayın azap, merhamet duyguları amacımdan caydıramasın beni.
Espesad mi sangre, tapad el acceso al remordimiento para que la compasión no haga vacilar mi propósito.
Hoşça kal merhamet meleği.
Adiós, mi dulce ángel.
Oh, Tanrım, bana merhamet et.
Oh, Dios, ten piedad de mi
Sadece işimi yapıyordum. Bana merhamet edin!
Solo cumplia ordenes ¡ Tener piedad de mi!
Leydim, lütfen merhamet edin!
Mi Señora, por favor, ten piedad.
İyilik ve merhamet beni hayatım boyunca takip edecek Ve ben hep Tanrı'nın evinde olacağım.
Irán conmigo la dicha y tu favor mientras dura mi vida, mi mansión será la casa del Señor por largos, largos días. "
Merhamet dolu Meryem Ana, beni koru ve ölme vaktim geldiğinde bana yol göster.
Madre María, llena eres de gracia, protégeme y guíame en mi hora de la muerte.
Biraz merhamet eder, bu hayattan kurtulması için bir şeyler yapardınız.
Usted ha cometido un acto de misericordia y haría el tiro, para ayudarla a escapar de la vida. Mi querido Momo...
Sana yalvarıyorum, merhamet göster, hayatımı mahvetme.
Le pido que tenga piedad de mí, que no destruya mi vida.