Okumak mı translate Spanish
714 parallel translation
Okumak mı istiyorsun?
¿ Quieres regresar a la escuela?
Neden Parry, bir gün hukuk okumak mı var aklında?
Vaya, Parry, ¿ tienes pensado estudiar derecho?
Nehri okumak mı?
- ¿ A leer las aguas?
Okumak mı?
¿ Lectura?
- Okumak mı?
- ¿ Leer?
Kitap okumak mı?
¿ Leer un libro?
Okumak mı?
¿ Leer?
- Okumak mı?
¿ Escuela?
Demek istediğim meydan okumayı düşünün. - Meydan okumak mı?
Lo que quise decir era que considerara el reto.
Okumak mı?
¿ Libros?
Sanırım artık okumak zorundayım.
¡ Ahora tendré que leerlo!
Aşağıya inip, radyoyu açtım. Viskimi doldurdum ve bir kitap aldım. Kitabı okumak için oturduğumda bu kız çıkageldi karşıma.
Baje a la sala y encendi la radio, me prepare un whisky tome un libro y me sente en la butaca cuando de pronto, surgio esa niña de la nada.
Tanrı yardımcım olsun, işimi devam ettirebilmek için bu zırvalıkları basmalıyım, ama onları okumak zorunda değilim.
Bendita sea, señora, tengo que publicar estas bobadas... para seguir con mi negocio, pero no tengo que leerlas.
Sanırım hepsini okumak zorunda kalacağım. Sözüme güvenebilirsiniz.
Supongo que tendré que leer todo esto.
Bunları okumak için uyumadım. Bay Pierce için.
Tuve que leer las pruebas para el Sr. Pierce hasta tarde.
- Bunu okumak zorunda mısın?
- ¿ Tienes que leer esto?
İkince kez düşündüm de, sanırım mektupları okumak istiyorum.
- Buenas noches. - Pensándolo bien me gustaría leer esas cartas.
Tek istediğim ayağımı uzatıp gazetemi okumak.
Quiero quedarme a leer el periódico tranquilo.
Melankolik durumlarda okunmak üzere kaleme aldığım bir kaç dizeyi okumak isterim
Me gustaría leer unos versos... escritos por mí para emplear en estas tristes ocasiones.
- Bir kitabı okumak zorundayım.
- Tengo que leer un libro.
Bu gece bu kitabı okumak zorundayım ama çok yorgunum.
Debo leer el libro esta noche y estoy cansado.
Karl Marx okumak için komünist olmak mı gerekiyor?
¿ Hay que ser comunista para leer a Marx?
Karalamalarımı okumak için evime zorla girilmesi aklıselimlik göstergesi midir?
¿ Es colarse de noche a mi casa para leer mis apuntes un índice de cordura?
Şiir okumak, bu gezide tanrı ve bilim tartışmayacağımıza dair anlaşmamıza uymuyor.
Recitar poesía está en contra de nuestro pacto de no discutir sobre Dios o la Ciencia mientras dure este viaje.
Okumak ve zihnimi geliştirmek için bolca zamanım oldu.
Me ha dado mucho tiempo para leer y pensar.
Ve de Agnew'yu okumak üzere vasiyetimi düzenlemesine izin vermekle aptallık yapmışım.
Y fui lo suficientemente tonto para dejar Agnew elaborar esa maldita voluntad para leer,
Ama sadece okumak için kullanıyor sanırım.
Parece que sólo lo usa para leer.
Cenaze marşımı okumak için can atıyordunuz.
¿ Venís a cantarme la marcha fúnebre?
Okumak isterseniz, bayım, her şey burada.
Está todo aquí, señor, si quiere leerlo.
Sanırım Poverty Plak için seslendireceğim bir parçayı okumak istiyorum.
Creo que interpretaré una canción que grabaré para Poverty Records.
Senin gibi beş para etmez biri için bakmadık yer bırakmadım ben. Seni dövmek ve canına okumak.
Golpearte y darte patadas.
Ben sadece onu küçük düşürmeye devam edeceğim, ve aslında ona meydan okumak için bahane bulmuş olacağım.
Voy a seguir insultándolo hasta que al final me dé un pretexto para retarlo a un combate.
Müziğimiz var, okumak için kitaplarımız var.
Tenemos música, tenemos libros para leer.
Okumak mı?
¡ Lee un poco!
Sen aklımı okumak istemez miydin?
¿ No le gustaría saber qué estoy pensando?
Başka okumak isteyen var mı?
¿ Alguien más quiere leer?
Sana, yazdığım bir şeyi okumak istiyorum.
Ahora quiero leerte algo que he escrito :
Ben bir dua okumak istiyorum... fakat gerçekten... nasıl okuyacağımı bilemiyorum.
Me gustaría poder rezar una oración, pero no... sé cómo hacerlo.
Bunu okumak bütün yazımı alacak.
Leerlo me va a llevar todo el verano.
Tek görebileceğin pis hippiler, okumak istemeyen öğrenciler travestiler, uyuşturucu bağımlıları ve her türlü ayak takımı.
Solo veréis sucios hippies, estudiantes que no quieren estudiar travestis, drogadictos, de todas las razas.
Hikayeni okumak için zamanımın önemli bir bölümünü harcadım.
He perdido mucho tiempo leyendo ese relato.
Kopyalarım ve yarın teslim edilir. Majeste gerisini okumak istemezler mi?
La copiaré y se entregará mañana.
Sonra uzmanlaşmaya karar verdim.. İtalyada burslu okumak için hak kazandım..
Luego decidí especializarme y concursé por una beca en Italia.
Küçük bir bahane arıyorlar Canımıza okumak için
Sólo necesitan una pequeña excusa para encerrarnos a todos
Çözüm bulmak, teksti okumak lazım.
Busque otra cosa. Hay que decir el texto.
Hayran mektuplarımı okumak ister misin?
¿ Quieres leer mi carta de fans?
- Ona meydan okumak mı?
¿ Retarle?
Şimdi yapacağımız şey o zavallı adamı ve silahını gömmek ve arkasından dua okumak.
Lo que haremos será enterrar a ese chico y su pistola y rezar una oración por él.
Bu kokuşmuş şehirde yaşamak ve üniversite takımının yeni yıldızları hakkında gazete haberleri okumak zorunda olmak.
Tengo que vivir en este pueblo podrido... y tengo que leer en los periódicos sobre la nueva estrella del equipo.
- Beyazları okumak tarzım değil.
- No me gusta leer, no es mi estilo.
Bu sabah uyandığımda, güzel, sakin bir gün geçireceğimi sanmıştım. Biraz kitap okumak, köpeği fırçalamak...
Me levanté esta mañana pensando que tendría un día tranquilo, leer un poco, cepillar al perro...