Rüya mı translate Spanish
1,830 parallel translation
Sana kötü bir rüya mı vermemi istersin?
¿ Quieres que te dé una pesadilla? Está bien.
Kötü rüya mı?
¿ Un mal sueño?
"Yoksa rüya mı görüyorum?"
O estoy soñando
Peki Doktor, bunların hepsi bir rüya mıydı?
Entonces Doctor, ¿ todo fue un sueño?
Hastayla ilgili rüya mı gördün?
¿ Soñaste con un paciente?
Rüya mı görüyorum yoksa bana korna mı öttürdün?
¿ Estoy soñando o me tocaste el claxon?
Rüya mı görüyorum?
¿ Estoy soñando?
Hepsi bir rüya mıydı, yoksa kabus mu, artık emin değilim.
no sé si todo esto es un sueño o una pesadilla
Bu görüntüler.. Rüya mı? gerçek mi bilmiyorum.
Imágenes... no sé si son reales o son sueños.
Kredi kartı adam hakkında rüya mı gördün?
¿ Tuviste un sueño sobre el tipo de la tarjeta de crédito?
Tatlım, bir rüya olmadığından, emin misin?
Querida, ¿ segura que no fue un sueño?
Bu bir rüya mı?
Parece un sueño, ¿ verdad?
Dün gece, uyumadan önce, Daniel bulduklarının bir kısmını benimle paylaştı. Bir jüri heyetinin önünde, tanıdık simalarla dansetmen gereken bir televizyon programına katıldığım, şöyle söyleyelim, "ayıp" bir rüya gördükten sonra gözleriminin önüne bir şekil geldi.
Daniel antes de ir a dormir y después de un... bueno un mal sueño en el cual aparecía en un programa de televisión donde parecía que tenías que bailar con personalidades bien conocidas delante de unos jueces una imagen vino a mi mente.
Adria, bizi Kan Kasesi'nin gizlendiği gezegenin cazibesine kapılalım diye, rüya formunda bilgi yollamadı mı?
¿ Adria no te envió la información en forma de sueño para atraernos al planeta donde el Sangreal estaba oculto?
Orada bekleyip durdum ve olanları bir rüya sandım.
Aguardé allí por ti preguntándome si se trató más que de un sueño.
Ruh arkadaşımın belli olduğu bir rüya gördüm, Summer...
Tuve un sueño, Summer en el cual mi alma gemela me fue revelada.
Resimlere baktığımız şu odadayken rüya gören sen olacaksın.
Cuando estemos en esa habitación mirando a esas fotos, tienes que ser tú.
Tamamen rüya aleminde olduğundan emin olalım.
Para que esté completamente en el país de los sueños.
- Rüya görüyorum sandım.
- ¿ A qué viene eso?
Burada kekler var. Başta rüya görüyorum sandım.
Al principio pensé que estaba soñando...
Populerdim.Arkadaşlarım vardı ve bazı şeylerde hakikaten iyiydim sonra uyandım ve rüya sona erdi
Era popular. Tenía amigos. Y era muy buena en algo.
Oh, Tanrım, bir kere böyle bir rüya görmüştüm.
Dios mío, una vez tuve un sueño que era como esto.
İşte rüya takımımız.
Aquí está el equipo de los sueños.
Benim satış rüya takımım.
Mi equipo de ventas de los sueños.
İşte rüya takımımız.
Aqui... está mi equipo ideal ( Dream Team )
Benim satış rüya takımım.
Mi equipo de ventas ideal
Sadece ayıp bir rüya olamaz mı?
¿ Puede ser tan sucio?
Bunların rüya olduğunun farkındayım, ama ilk Teyla'dı, beni görmeye geldikten sonra, bende oldu.
Me doy cuenta que sólo son sueños, pero primero fue Teyla y justo después de que vinieras a verme, yo tuve uno.
Ben de düşünmezdim ama sabah uyandım ve kafamda direk olarak bu fikir vardı Sanki bununla ilgili bir rüya görmüşüm gibi
No lo hacía, pero me he despertado con una imagen de esta moto en mi cabeza como si hubiera estado soñando con ella.
Tatlım, yarın uyandığımda sona ermeyecek bu rüya, değil mi?
Cariño, este no es un sueño del que despertaré mañana, ¿ verdad?
Ben burada rüya devriyesinde kalırım. Ev polislerle çevrili, tamamen güvendeyim.
La casa está rodeada de policías me siento completamente segura.
Yapamayacağım şey ise daha önce hiç görmediğim biri hakkında rüya görmektir.
Lo que no puedo hacer jamás es soñar con alguien a quien no he visto antes.
Bak, bu rüya degil, tamam mı?
Mira, esto no es un sueño, ¿ correcto?
Bu bir rüya mı?
¿ Es un sueño?
Rüya takımı.
Equipo de los sueños.
Uyumak için biryere yattım. Uyumaya başlarbaşlamaz, bir rüya gördüm.
Me senté en un lugar para dormir y mientras yo dormía, tuve un sueño.
Rüya mı gördüm?
¿ Lo soñé?
Küçükken bir bisiklet kazası geçirmişim. Kafamı çok sert çarpmışım ve o zamandan beri rüya göremiyorum.
Tuve un accidente de bicicleta cuando era un niño, me di un gran golpe en la cabeza, y desde entonces no he soñado.
Benim tuhaf bir rüya gibi bir yaşamım var.
Estaba, era noche. Nadaba en el océano.
Sanırım belli belirsiz anılarınıza karşı kayıtsız kalmaya başladınız, sanki rüya görüyormuş gibi davranıp, zihninizi korudunuz.
Creo es que, tal vez, se han vuelto olvidadizos. Como si estuvieran en un sueño borroso, tratando de proteger sus mentes.
Kendimi ateşli hastalığım yüzünden bir rüya görmüş gibi hissediyorum.
Me siento cómo si estuviera en un sueño con fiebre.
Sanki bi rüyadayım.. hiçbişey gerçek değil Herşey bir rüya gibi
Pero la mayoría de las veces siento que vivo en un sueño. En donde nada es real. Todo es un sueño.
Ancak rüya okulun H.M.S Pinafore opera korosu seçmeleri sırasında sona erdi.
Pero el sueño murió durante la audición de la producción de la escuela para H.M.S. Pinafore.
Rüya avcısı gerçekten işe yaradı mı yani?
Esto significa que el colector de sueños realmente funciona?
Tek kaçışım, daima solgun bir rüya gibi görünen yaşadığım anılardı.
Mi único escape es en la memoria de una vida que parece más un sueño desvanecido.
Rüya için şöyle demiş : Tamamen bastırılmış duyguların, biliçdışı oluşturduğu, yapamadıklarımızı yapabilen bir kraliyet yoludur.
Dijo que los sueños eran una carretera real en el inconsciente que está compuesto de todos los deseos prohibidos que hayas tenido y deseas ni haber tenido
Belki de rüya görüyordum ve uyanmıştım.
Quizás fue un sueño y me desperté.
Rüya damıyım ben?
¿ Estaba soñando?
Bir ilişkiden yeni çıktım ve her şeyi unutmak için buraya geldim çılgın bir rüya gördüm ve...
Sí, pasa que acabo de terminar con una relación y vengo aquí para olvidar todo, y tuve ese sueño loco y...
Bu saçma bir rüya, tamam mı?
Es un sueño imposible, ¿ de acuerdo?
Tanrım! Çimdikle beni. Rüya görüyorum.
Por favor, pellízcame, estoy soñando.