English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ S ] / Sadece dinle

Sadece dinle translate Spanish

1,975 parallel translation
Sadece dinle.
Escúchame.
- Sadece dinle.
- Sólo escucha.
- Sadece dinle- -
Por favor, escúchame...
Anne. Sadece... Sadece dinle.
Mamá, escucha...
Sadece dinle! Yarına kadar dönmezsem arabaya kadar kar motorunun izlerini takip edin ve yardım bulun, tamam mı?
Sólo escuchen, si no estoy de vuelta mañana, sigan la huella de la motonieve hasta el auto y pidan ayuda.
Sadece dinle, Camden Polis İstasyonu'ndan bir mahkumun tahliyesi için sana ihtiyacım var.
- Andy, sólo escucha. Necesito que liberes a un prisionero de la estación de Camden.
Bak, sadece dinle.
Mira, sólo escucha.
- Sadece dinle, oğlum.
- Sólo escucha, muchacho.
Lütfen, sadece dinle.
Por favor, sólo escucha.
Sadece dinle ve cevap ver.
Sólo escucha y responde.
Sadece bir saniye dinle.
Solamente escuchá un segundo.
Dinle... Ben sadece...
Escuche, iba a- -
Burada kal ve sadece beni dinle.
Quédate aquí y escúchame.
Beni bir dinle sadece, lütfen.
Te pido que me escuches. Por favor.
Barb, dinle beni, boşanmış bir ebeveyn olunca,... her şey yarışma olur ve bugün olanları Richard'a söylemememizin sebebi de bu,... sadece yalan atacağız.
Barb, escúchame, cuando eres padre divorciado, Todo es competencia, y por eso no le diremos a Richard lo que ocurrio hoy. Vamos a mentir.
Dinle, bayan. Bu gece sadece beni az kalsın öldürtmekle kalmadın aynı zamanda beni kimin kiraladığını öğrenme şansımın da içine ettin.
Escúchame, mujer no sólo lograste que casi me mataran esta noche también arruinaste cualquier chance que tenía de descubrir quién me contrató
Danny, sadece beni dinle.
Danny, solo escúchame.
Sadece Bradley'i bir dinle. Ve gecenin sonunda, hala ilgilenmezsen, kararına saygı duyacağım. Anlaştık mı?
Pero escucha lo que Bradley tiene para decir y si para el final de la noche no estás interesado te apoyaré completamente.
Dinle, bak. Sadece unut gitsin.
Olvídalo.
Sadece otur ve dinle.
Cálmate y escucha.
Dinle. Hiçbir şey yapmayacağım. Benim istediğim sadece para, dostum.
Mira, no voy a hacer nada.
Sadece beni iyi dinle!
Sólo escucha lo que tengo para decirte.
Dinle biz sadece arkadaşız.
Mira, es solo una amiga.
lütfen... sadece bunları bırak... hepsini bırak... beni dinle...
Acaba de salir de esto... de todo esto...
Sadece şu sesi dinle. Ve sonrada gömlek kolu sarkan bavulu taşırken onu kafanda canlandır.
Solo escucha esa voz, y luego imagínatelo con ese maletín y esa manga saliendo de él.
Beni dinle, sadece arabaya kadar gitmeliyiz.
Escucha, tenemos que ir al auto.
Dinle. Beyler, Benim... sadece birkaç saatim var.
Escuchen amigos, sólo tengo un par de horas tengo una potranca a tiro.
Hey, dinle... Ben sadece... Sadece ara beni.
Oye, yo... escucha... hey... sólo llámame.
Dinle, sadece ona biraz zaman tanı.
Cariño, escucha debes darle tiempo.
Sadece öğüdümü dinle ve kanıtı verip, Booth'u al.
Sólo toma mi consejo, entrega la prueba y salva a Booth.
Dinle, sadece...
Escucha, yo-
Sadece onu dinle.
Sólo escucha lo que tiene que decirte.
Julianne dinle beni. Bu iş olmayacak, sen sadece... kabullen.
Julianne, escuchame, no va a pasar sólo tienes que aceptarlo.
Hayır, dinle El, El. Sadece birkaç günlüğüne.
Solo será por unos días, ¿ de acuerdo?
Sadece... Dinle.
Pues escucha.
Sadece okyanusun sesini, dalgaları, esintiyi dinle.
Sólo escucha el océano. Las olas. La brisa.
İyi dinle çünkü bu konuşmayı sadece bir kez yapacağız, tamam mı?
Escucha porque sólo tendremos esta conversación una vez.
Dinle, sadece JD ile kiliseye gidip gitmediğinizi öğrenmek istiyorum.
Escucha, sólo quiero saber si fuiste a la iglesia con JD.
Ben sadece, ama dinle beni...
Justamente, eso es lo que yo...
Sadece beni dinle, olur mu?
Necesito que me escuches, ¿ de acuerdo?
Sadece beni dinle, beni dinle.
Sólo escúchame, escúchame.
Pekâlâ Richard, beni iyi dinle çünkü bu işi halletmek için sadece üç dakikan var.
Bien, Richard, escucha con atención porque solo tendrás tres minutos para hacerlo bien.
Sadece dinle.
- Escucha.
Hey dinle, sadece... Kayıt dışı olarak, çünkü bunu sesli söylersem beni psikolojik değerlendirmeye göndereceklerini biliyorum. Ama kamera görüntüleri?
Oye, escucha, sólo extraoficialmente porque sé que me enviarían a evaluación psicológica si lo digo en voz alta ¿ pero en los videos de vigilancia?
Dinle ufaklık. Artık sadece üçümüz kaldık.
Niña, escucha, ahora sólo somos tres.
Hayır, dinle, sadece açıklamama izin ver, tamam mı?
No, escucha, solo déjame que te explique esto, ¿ sí?
Dinle, üzgünüm. Bu sadece...
Escucha, lo siento.
Dinle, ben sadece bu anlaşmanın avukatıyım.
Escuche, yo sólo soy el abogado de este acuerdo.
Bunu sana sadece bir kere söyleyeceğim o yüzden iyi dinle, tamam mı?
Voy a decir esto sólo una vez. Así que escucha bien, ¿ de acuerdo?
Dinle, sadece bisikletimi sürmek istiyorum.
Mira, sólo quiero hacer ejercicio en la bicicleta.
Dinle Rollie, sadece kaptan köşkünün kameralarından görüntü alabildik çıkış bölmelerinin koridorları devre dışı.
Escucha Rollie, acabamos de perder las cámaras del corredor y de la puerta hermética.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]