Sana birşey sorayım translate Spanish
61 parallel translation
Sana birşey sorayım, Liza.
Pero contéstame a esto :...
Sana birşey sorayım.
Quiero preguntarte algo, Hamilton.
Sana birşey sorayım. Tefecilere nasıl ödeme yapmayı düşünüyorsun?
Dime, ¿ cómo vas a pagar el préstamo?
Şimdi sana birşey sorayım.
Deja preguntarte algo.
Sana birşey sorayım.
Déjame preguntar algo.
Sana birşey sorayım.
Déjame preguntarle algo.
Marcie, sana birşey sorayım.
Marcie, permiteme hacerte una pregunta.
Sana birşey sorayım, Joel.
Te voy a preguntar algo.
Sana birşey sorayım.
Deja que te haga una pregunta.
Sana birşey sorayım.
Deja que te pregunte algo.
Sana birşey sorayım. Jeff burada olsaydı, o ne yapardı?
Dime una cosa, si Jeff estuviera en tu lugar, ¿ qué haría?
Dur sana birşey sorayım ; hiç yanındayken osurdun mu?
Te haré una pregunta. ¿ Alguna vez te tiraste un pedo frente a ella?
Sana birşey sorayım.
Dìjame preguntarte algo.
Sana birşey sorayım Johnn.
Deja que te pregunte algo, John.
- Sana birşey sorayım.
- Déjame preguntarte algo.
Sana birşey sorayım.
Déjame preguntarte algo.
Sana birşey sorayım, Kıçımdaki ayağı çıkartmak için, bir podiatriste mi... yoksa proktoloğa mı gitmem gerekecek?
Déjeme preguntarle, ¿ debería ver un podólogo o un proctólogo para remover unos pies de mi trasero?
Sana birşey sorayım.
Déjeme preguntarle algo.
Sana birşey sorayım, bu pantolon güzel gözüküyor mu?
Déjame preguntarte, ¿ este pantalón está bien para ti?
Ama izin ver sana birşey sorayım.
Una pregunta.
Sana birşey sorayım.
Dejame hacerte una pregunta.
- Sana birşey sorayım şimdi.
Dime esto.
Sana birşey sorayım.
Déjeme preguntarle algo, Beth.
gel buraya. Hadi, sana birşey sorayım.
Ven, dejame preguntarte algo
Dur bir dakika. Sana birşey sorayım.
Un minuto, déjame preguntarte algo.
Dur sana birşey sorayım.
Déjame preguntarte algo.
Sana birşey sorayım.
Te voy a preguntar una cosa.
Sana birşey sorayım, Anthony :
Déjame preguntarte algo, Anthony :
Sana birşey sorayım. Avon Barksdale hakkında ne biliyoruz?
Permítanme preguntarles qué saben de Avon Barksdale.
Ama sana birşey sorayım... o kamerayı nerden aldın?
Pero déjame preguntarte una cosa- - ¿ De dónde sacaste esa cámara?
Bak, sana birşey sorayım, Sara : Eğer Bay Young`ın yerinde olsan, bu kadarını bilmeyi mi yoksa hiç bilmemeyi mi tercih edersin?
Contéstame algo, Sara : ¿ Si fueras él, te gustaría sabe eso o no saber nada?
Sana birşey sorayım. Kendi kız halimle mi çıkıyorum? Kız ben?
Déjame preguntarte algo : ¿ Estoy saliendo con la versión femenina de mi?
Dur sana birşey sorayım, Chatty Cathy.
Déjame preguntarte algo, habladora.
Sana birşey sorayım... sana eskiden olanları hatırlatığı için mi bana yardım etmiyorsun... yoksa tembel rezil tembel biri olduğundan mı?
Dejame preguntarte algo. ¿ No me ayudas a mudarte Porque te trae malos recuerdos..
Onlar uyanmadan sana birşey sorayım.
Antes de que se despierten. Te pido ayuda.
Sana birşey sorayım.
Déjame hacerte una pregunta.
Sana birşey sorayım. Eğer bir papaz bu olayın içindeyse ve bütün gözler bu olay üzerindeyse polis departmanı ne yapılmasını ister?
D � jeme preguntarle... si el ministro est � conectado, y si todo el mundo est � observando,
Tatlım, sana birşey sorayım. Eğer bir seçme şansın olsaydı, annenin güzel bahçesini mi yoksa o kaba, şişko pis köstebeği mi seçerdin?
Cariño, déjame preguntarte algo si tuvieras que elegir entre el hermoso jardín de mamá y la vulgar, malvada y sucia zarigüeya ¿ qué elegirías?
- Sana birşey sorayım.
- A tu pregunta, ¿ eres judío?
Sana birşey sorayım.
Déjame preguntarte esto.
Şimdi sana birşey sorayım.
Ahora, ¡ déjame preguntarte algo!
İzin ver sana birşey sorayım.
Deja que te pregunte algo.
Eguchi, sana birşey sorayım.
Eguchi, permíteme hacerte una pregunta.
Sana birşey sorayım, neden gülümsersin?
Déjame preguntarte algo, ¿ por qué sonríes?
Sana birşey sorayım.
Déjame preguntarte...
Sana bahşiş kavanozu hakkında birşey sorayım çünkü calzone elemanıyla bir sorun yaşadım.
Dejame preguntarte algo sobre la lata de las propinas, porque tuve un problemita con el de los calzones, esta semana.
- Sana birşey sorayım.
- Permíteme preguntarte algo.
- Sana birşey sorayım.
Deja que te pregunte algo.
- Sana birşey sorayım onu bulamazken... ona nasıl güveneyim? - Pekala. - Sadece o.
El es el único.
Sana birşey sorayım.
Déjame preguntarte una cosa.
Pekala, bu koca macera planıyla ilgili birşey sorayım sana. Biz bu eğlence treninde dönüp dolanırken, restoranımızla kim ilgilenecek acaba?
Está bien, déjame hacerte una pequeña pregunta sobre este plan de grandes aventuras ¿ quién va dirigir nuestro restaurante mientras estamos colocados con el LSD y el ácido?
sana birşey sorabilir miyim 28
sana birşey soracağım 16
sana birşey söyleyeyim 38
sana birşey söyleyeceğim 18
sana birşey göstereceğim 16
sana birşey göstermek istiyorum 29
sorayım 21
sana aşığım 57
sana ne 162
sana ihtiyacım var 442
sana birşey soracağım 16
sana birşey söyleyeyim 38
sana birşey söyleyeceğim 18
sana birşey göstereceğim 16
sana birşey göstermek istiyorum 29
sorayım 21
sana aşığım 57
sana ne 162
sana ihtiyacım var 442
sana bir şey sorabilir miyim 124
sana söz veriyorum 235
sana da 296
sana da merhaba 35
sana bir şey göstereceğim 128
sana güveniyorum 285
sana inanmıyorum 372
sana ne oldu böyle 91
sana inanıyorum 323
sana söylüyorum 711
sana söz veriyorum 235
sana da 296
sana da merhaba 35
sana bir şey göstereceğim 128
sana güveniyorum 285
sana inanmıyorum 372
sana ne oldu böyle 91
sana inanıyorum 323
sana söylüyorum 711