Sattın mı translate Spanish
1,357 parallel translation
- Bu iğrenç otu bir çocuğa sattın mı?
- ¿ Le vendió esto a un menor de edad?
Evi sattın mı?
Vendiste la casa?
Sattın mı?
- Por supuesto que no.
- Oğlunun karşılığında Fred'i sattın mı?
- ¿ Canjeaste a Fred por tu hijo? - ¿ Qué?
Bu çiçekli elbiselerden bu hafta sattın mı hiç?
¿ Vendiste uno de esos vestidos estampados de flores? Talla dos.
İneği sattın mı?
- ¿ Vendiste la vaca?
Daha önce hiç çiçek sattın mı?
¿ Alguna vez vendió flores?
Bir CD için kendini sattın mı?
¿ Te vendiste a través de un CD?
Beş yıl önce Jason James adında birisine MAC-10 sattın mı?
Le vendiste una MAC-10 a un hombre llamado Jason James 5 años atrás?
Evi sattın mı?
¿ Has vendido la casa? - ¡ Zach!
- Çok şey sattın mı?
- ¿ Vendiste mucho?
Nihayet çamaşırhaneyi satın alanlara sattım.
Finalmente. A los mismos que compraron la lavandería.
"Babamın dostlarının silah sattığı adam mı?"
"¿ Sería el tipo al que los amigos de mi Papi le entregaron todas esas armas?"
- Ne yaptın? - Sattım!
- ¿ Qué hiciste?
Yine anasını sattığım günü Kurtarmaya geliyor, hey
¡ Viniendo de nuevo para salvar El puto día!
Yine anasını sattığım günü Kurtarmaya geliyor, hey
Viniendo de nuevo para salvar El puto día
İnsanlar, McDonald'sı, onlara yemek sattığı için dava ediyor ve çoğumuz bu yemeklerin sağlığımız için iyi olmadığını biliyoruz.
Gente estaba demandando a los puentes dorados por servirles comida que la mayoría de nosotros ya sabe que no es saludable.
Gitti gitarını sattı 150 pound'a bir takım aldı.
Y fue a vender su guitarra, en una tienda musical y se compró un traje por 150 libras
Onu sattın mı?
¿ Lo canjeaste por ella?
Sattım. Sürekli temiz havluya ve odamın temizlenmesine ihtiyacım oluyor.
La vendí ; requiero montones de toallas limpias y servicio al cuarto.
- Kardeşini hap için sattın mı, April?
¿ Hacías prostituir a tu hermana a cambio de drogas?
Biz adamın bir dedektif silahı aldığını veya kendi modifiye ettiği silahları sattığını mı düşünüyoruz?
¿ Pensábamos que el tipo muerto compró una arma defectuosa o estaba vendiendo una arma que el ya había modificado?
Lüks gemilerle getirdikleri ağır silahları Miami çevresinde eyleme hazır bekleyen El Kaide üyelerine sattıklarını anlatmıştım.
Como usan cruceros para transferir armas a miembros de Al-Quaeda en el área de Miami.
Florida Düzenli Ticaret Yönetmeliği dosyalarına baktım ve Plam Grove İşletmecilik'in Fallen Filmciliği bir Kore şirketine sattığını öğrendim.
Averigüe en la cámara de comercio de Florida que las Industrias Pal Grove. han vendido Fallen Films a una compañía coreana.
Bu sabah çetenin eyleminden dönerken adamın birine sattım.
Se lo vendí a un tipo cuando regresamos de la protesta.
Aklımdan hiç çıkmayan bir hayaldir o bahçede, ben küçük kızımla birlikte mutfaktayım ve kızıma, düğün törenimiz için, babasının motosikletini sattığını anlatıyorum.
Tengo esta imagen en mi mente, El esta afuera en el campo, yo en la cocina con mi niñita, contandole sobre el dia que su papa vendio su motocicleta para comprar nuestros anillos de bodas.
İşlerinin yarısını sattım bile!
Ya hemos vendido la mitad de...
Bu şarlatanın sattığı BOTOKS değilse ne olabileceği hakkında bir fikriniz var mı?
Si no es BOTOX lo que este farsante inyecta ¿ tiene idea de qué es?
Harika Anna! Kendine geldin, ama arkamda durmana ihtiyacım varken, beni sattın! Sana ihtiyacım yok artık!
Sabes que Anna, me alegro, que te haya inspirado, pero cuando necesite que me apoyaras, me ignoraste, asi que ya no te necesito!
Kan mı sattın?
¿ Vendiste tu sangre?
- Savcıyla konuşurum ama sattığın malla ilgili bilgi lazım.
- Hablaré con el fiscal. Pero necesitará datos sobre las drogas que le vendías a Kensit.
Benim eşyalarımı çaldın, ve eşyalarımı yaktın hatta eşyalarımı sattın.
Me robaste mis cosas, y quemó mis cosas, Lambrecou mis cosas.
- Palmerları mı sattın?
- ¿ Vendiste a los Palmer?
Yoksa onu da mı sattınız?
¿ También la abandonaron?
- Kendininkini sattın mı?
¿ Vendiste tú la tuya?
Beni para karşılığında sattığınızı düşünecek kadar aptalmışım.
Fui tonta en pensar que querría canjearme.
En değerli oyuncu seçilen adamın kendi takım arkadaşlarını sattığını biliyorsunuz.
El jugador estrella vendió a sus propios compañeros de equipo.
G. I. Joe oyuncağı sattım adamın birine. Tam 1,000 dolar.
Hace poco vendí un G.I. Joe de un tipo por $ 1.000.
Ne sattığına bir bakalım satmadın.
Has vendido cero botes.
Ben bunu sattım bile. Alın şunu.
Vendí esto por millones de rupias.
Taj'ı sattılar ve kaçtılar, siz de burada durup bunun olmasını mı izlediniz?
¿ Vendieron el Taj y escaparon delante de sus narices?
Bir kısmını sattım.
He vendido algunas.
- Hisselerimin birazını sattım.
- Vendí unas acciones.
Bunlardan kaç takım sattınız?
¿ Cuántos ha vendido?
sanırım Kelvin Russell bahis numaralarını sattı, ve bu yüzden öldürüldü.
Creo que Kelvin Russell vendió sus números VSL, y por eso acabó muerto.
Sattınız mı? Hayır, onu elemanlarımdan birine verdim. Ben bir avukatım.
- no se lo di a mi Compañera soy Abogado
Ona kötü balık sattığınızı mı söyledi?
¿ Le llamó para decirle el mal pescado que le estaba vendiendo?
Gelinliğin dışında, onun getirdiği kıyafetleri hiç sattınız mı?
Además del vestido de novia vendió alguna otra cosa que él haya traído?
Sattığım adamın adını hatırlamıyorum.
No recuerdo el nombre del comprador.
1987'de hiç MAC sattınız mı?
Se vendieron muchas MACs en el 1987?
Kaç İncil sattığımın önemi yoktu.
Como siempre he hecho cuando no eras Más que un niño con la nariz llena de mocos.