Sebebini bilmiyorum translate Spanish
320 parallel translation
- Sebebini bilmiyorum ama ağlarlar işte.
¿ Por qué? - No sé por qué, pero lo hacen.
Sebebini bilmiyorum, ama bu sinir olayım gittikçe daha kötü bir hal aldı.
No sé por qué, pero mi carácter está cambiando a peor y peor.
Sebebini bilmiyorum.
No sé por qué, no lo sé.
Sebebini bilmiyorum ama son zamanlarda beni çok geriyor.
No sé por qué, pero últimamente me pone nerviosa.
Sebebini bilmiyorum ama kadınla birlikte gitmedi.
No sé por qué, pero él no se fue con ella.
- Üç adam. Sebebini bilmiyorum.
- Tres hombres, y no sé por qué.
- Sebebini bilmiyorum!
- ¡ No sé por qué!
Sebebini bilmiyorum.
No sé por qué.
Sebebini bilmiyorum ama yalan.
El motivo, no lo sé.
Şimdi geriye dönüp baktığımda, o anki sebebini bilmiyorum ama benimle beraber Seattle'a gelmeyi kabul etti.
Ahora que lo pienso, no sé cuáles serían sus razones, pero accedió a venir a Seattle conmigo.
Valla, sebebini bilmiyorum.
No se por qué, exactamente.
Ben gerçek sebebini bilmiyorum.
No sé la verdadera causa.
Sizi veya bu beklenmeyen ziyaretin sebebini bilmiyorum.
No os conozco a vos ni la razón para esta inesperada visita.
Sebebini bilmiyorum.
Desconozco el motivo.
Sebebini bilmiyorum, Becky.
No sé por qué, Becky.
- Hayır, sebebini bilmiyorum.
- ¿ Sabes por qué?
Korkuyorum, ama sebebini bilmiyorum.
Tengo miedo, no sé por qué.
Hayatımı cehenneme çevirdi, ve ben bunun sebebini bilmiyorum!
Solo esta haciendo mi vida un infierno y no sé por que.
Sebebini bilmiyorum fakat senin için çok endişeleniyor.
No se por qué... Pero esta muy preocupada por ti.
Sebebini bilmiyorum, fakat sanırım birileri seni öldürmeden önce delirtmeye çalışıyor.
No puedo saber por qué. Pero creo que es alguien esta tratando de volverte loco primero antes de matarte.
Evet, bebeğin kan durumu normal Tobler'ınsa mide kanaması var ve asit oranı çok yüksek. Sebebini bilmiyorum.
Sí, el análisis de sangre del bebé, es normal... y Tobler está anémico y su pH es muy ácido, no sé el por qué.
Şey, sebebini bilmiyorum, ama Ursua arada bir bana para verdi.
No sé por qué pero Ursúa me dio dinero alguna vez.
Sebebini bilmiyorum ama eğleniyor.
Le divierte. No se por qué, pero le divierte.
Sebebini bilmiyorum.
No sé por que.
- Sebebini bilmiyorum.
- No veo por qué.
Sizin isminizin tanıdık olduğunu biliyorum, ama yine de... Bu ünün sebebini bilmiyorum, ve utanıyorum!
Debo confesarlo, Dr. Chamberlain, su nombre es tan famoso que... la verdad, me avergüenzo de no saber por qué lo es.
Sebebini bilmiyorum ama içimden bir ses "Shingen öldü" diyor.
Por alguna razón, no puedo evitar la sensación de que Shingen está muerto.
Sebebini bilmiyorum. Duymak istemiyorum. Bir nedeni yok.
Puede que la haya o puede que no, pero no quiero oír esa razón.
Sebebini bilmiyorum ama çocukluğumdan beri ondan nefret ediyordum.
Lo he odiado desde niña, no sé por qué.
Taşkınlığının sebebini bilmiyorum ama dün gece nerede olduğunu bilememek kadar hoşuma gitmiyor.
- No me gusta este estallido. Como tampoco me gusta no saber en dónde estuviste.
Ayının beyaz olduğunu biliyorum, sebebini bilmiyorum.
Sé que el oso es blanco, pero no sé por qué.
Bunu yapmanın sebebini bilmiyorum, evlat.
Ya no sé qué pensar de ti, amigo.
Sebebini bilmiyorum ama değişiyor.
Cambia y no sé por qué.
A ) Sebebini bilmiyorum.
Primero, no sé por qué.
Ama görüyorsun ki, sebebini bilmiyorum.
Pero debo saber las razones.
Sebebini bilmiyorum ama her sene bu zamanlar Progresso tavuklu escarole'lara aşırı rağbet oluyor.
No sé a qué se debe, pero en esta época del año... compran mucho la sopa Progreso de pollo con escarola.
Hepsi beni komitelerinde istiyorlar ve ben sebebini bilmiyorum.
Todos me quieren en su comite pero no se por que? - Diantres!
# Sebebini bilmiyorum ama seviyorum
No sé por qué, pero te amo.
# Sebebini bilmiyorum ama oluyor işte
No sé por qué, pero me emociono.
Sebebini bilmiyorum.
Pero como mi hermano...
Sebebini bilmiyorum ama atış yaptığımda kendimi iyi hissediyorum.
No sé por qué.
- Sebebini tam olarak bilmiyorum... ama kocanızın onunla bir bağlantısı olduğundan eminiz. Öldürmek, Bay Fabian'ın işinin bir bölümü.
- De sus motivos precisos, no estoy seguro, pero sabemos que su marido tenía una conexión con él, y el asesinato es una gran parte de los negocios del Sr. Fabian.
Sebebini bilmiyorum.
No sé. No me acuerdo.
Sebebini annesi olan ben bile bilmiyorum.
Eso es algo que yo, su madre, ni siquiera sé.
Sebebini bilmiyorum.
No sé la razón.
Sebebini de bilmiyorum.
Y no sé porqué.
Sebebini de bilmiyorum.
No sé por qué.
Bilmiyorum, bazen işler yolunda gitmez ve siz sebebini anlayamazsınız.
A veces, las cosas simplemente no funcionan, y uno no termina de entender por qué.
- Sebebini biliyorsun. - Hayır, bilmiyorum.
No, no se nada.
Sebebini gerçekten bilmiyorum, Data.
La verdad es que no lo sé.
- sebebini biliyorum, çöp yığını haline gelmiştin - bunu ne zaman söylediğimi bilmiyorum tek dileğim, bana olan saygını kaybetmemen sana daha önce hiç bu kadar saygı duymamıştım önümüzdeki haftayı gözden geçirmeden önce yapacağım bazı duyurular var.
- Estabas borracho. - Yo no supe cuando decir hasta aquí. Solo espero que no hayas perdido tu respeto por mí.