Sebebini biliyorum translate Spanish
222 parallel translation
- Ziyaretinizin sebebini biliyorum.
Ah, ya lo conozco.
Şimdi sebebini biliyorum sanırım.
Palmer nunca se bajó del bote.
Sebebini biliyorum.
Y sé por qué.
Sebebini biliyorum.
Sé por qué.
Sebebini biliyorum.
Ya lo entiendo.
Ama kuzeylilerin bu durumunun sebebini biliyorum.
Pero sé por qué es así con vosotros, los del Norte.
Sebebini biliyorum.
Conozco la razón.
Benim için ne düşündüğünü ve sebebini biliyorum.
Sé exactamente lo que piensa de mí, y por qué.
- Vollmer'in ölüm sebebini biliyorum.
Sé de que murió Vollmer. Ya, claro.
Sebebini söylediler mi? Hayır, sanırım ama sebebini biliyorum.
No, pero creo que se por qué.
# Sebebini biliyorum...
Y yo sé la razón
Neden geveliyor bu adam? Ama ben sebebini biliyorum.
¿ Por qué habla tan poco claro?
Sebebini biliyorum.
Sabía que había un motivo.
- Sebebini biliyorum. - Bize katılırmısın?
- ¿ Se unirán a nosotros?
Senin de orada olduğunu ve bunun sebebini biliyorum.
También sé que estuviste allí, y por qué.
Sebebini biliyorum.
Sé por qué es.
Sebebini biliyorum. O lanet arkadaşların, değil mi?
Es por tus malditos amigos, ¿ verdad?
Merak etme, yaşlı dayını sonunda ziyarete teşrif sebebini biliyorum.
No te preocupes, me doy cuenta de por qué finalmente, se dignó a visitar a su viejo tío.
Tabii ki kapar, günde 10 sterlin alıyordur, ben sebebini biliyorum.
Claro que sí. Seguramente por diez al día, y yo sé para qué.
Ama sebebini biliyorum ;
Yo sé lo que es. Es Becky.
Sebebini biliyorum.
Yo sí lo sé.
Neden olduğunu biliyorum, anormalliğin sebebini biliyorum.
Sé por qué ocurre, qué causa la anomalía.
Sebebini biliyorum.
Sé por qué ocurre.
- Ben sebebini biliyorum.
– Ya sé por qué.
- Artık sebebini biliyorum.
- Ya sé por qué.
Bak, bunun sebebini biliyorum. Ve ben de çok zorlanıyorum.
Mira, sé de qué va esto y yo también lo estoy pasando mal.
Bu tasları fırçalamak beni pek tatmin etmiyor ve sanırım sebebini biliyorum.
Hay algo insatisfactorio en limpiar estas piedras y creo que ya sé lo que es.
- Çok güzeller ve... Onları gönderme sebebini biliyorum.
- Son preciosas, y... también sé porque me las envías.
Ama karşı karşıya gelmekten kaçınıyorlar. Galiba sebebini biliyorum.
Han evitado la confrontacion directa, y creo que sé por qué.
Ben sebebini biliyorum, bunu seviyorum.
Yo conozco la causa. - Me gusta esa basura.
Sanırım ben sebebini biliyorum.
Creo que sé la razón.
Galiba ben sebebini biliyorum.
Y creo saber porqué.
- Sebebini biliyorum, sanırım.
- Creo que sé cuál es.
Onun saçını boyatma sebebini biliyorum.
Sé por qué se tiñó de rubio.
Neyse, simdi biliyorum davranisinizin sebebini.
No pasa nada, ahora que sé de qué se trata.
Sebebini biliyorum.
Puedo explicarlo.
- Sebebini biliyorum!
- Tu venganza.
Oralara Servet Deresi, Altın Deresi, Gümüş Nehri denmesi boşuna değilmiş. Sebebini de çok iyi biliyorum.
Tenemos sitios llamados El Arroyo del Oro, Lago de la Plata y ya sé la razón.
Sebebini de biliyorum.
Y sé por qué.
Sebebini biliyorum.
Yo sé por qué.
Sizin isminizin tanıdık olduğunu biliyorum, ama yine de... Bu ünün sebebini bilmiyorum, ve utanıyorum!
Debo confesarlo, Dr. Chamberlain, su nombre es tan famoso que... la verdad, me avergüenzo de no saber por qué lo es.
Sebebini biliyorum.
Eso espero.
Ayının beyaz olduğunu biliyorum, sebebini bilmiyorum.
Sé que el oso es blanco, pero no sé por qué.
Biliyorum sebebini.
Porque yo lo sé.
Ben yapamıyorum, sebebini de biliyorum.
¡ Yo no puedo!
- sebebini biliyorum, çöp yığını haline gelmiştin - bunu ne zaman söylediğimi bilmiyorum tek dileğim, bana olan saygını kaybetmemen sana daha önce hiç bu kadar saygı duymamıştım önümüzdeki haftayı gözden geçirmeden önce yapacağım bazı duyurular var.
- Estabas borracho. - Yo no supe cuando decir hasta aquí. Solo espero que no hayas perdido tu respeto por mí.
Tabii ki sebebini biliyorum.
Y sé la razón.
Vampirlerin hareketlenmesinin sebebini sanırım biliyorum.
La actividad de los vampiros. Sé de lo que son capaces.
Sanırım sebebini biliyorum.
Creo que sé por qué.
Zor olduğunu biliyorum söylediklerini ve söyleme sebebini çok takdir ediyorum.
Sé lo difícil que debe haber sido para usted... y aprecio lo que dijo y por qué lo dijo.
Evet, biliyorum da, bu kadar aceleye getirmenin sebebini anlayamadım doğrusu?
Sí, pero, ¿ por qué traes una cuadrilla de casamiento ambulante?