Sen dinle translate Spanish
2,077 parallel translation
- Hayır, sen dinle.
- No, escúchame tú.
- Hayır sen dinle.
- Jack, escucha... - No, tú escúchame.
- Hayır, asıl sen dinle.
- No, tu escúchame
Dinle, sen bizim rehinemizsin.
Tú eres nuestra rehén.
Hey, dinle, sen...
Oye, ¿ no tienes -
Sen sadece Rangila'yi dinle! Ama beni asla dinlemiyorsun ki!
Sólo en mi cara a encontrar una de todas las niñas en el mundo?
Dinle. O sandalyeleri sen çaldın ve sonra başkası da bizden çaldı.
Tú les robaste las sillas de rudas... y alguien nos las robó a nosotros.
Dinle, sen de karını en az benim evime, aileme gitmek istediğim kadar istiyorsun.
Escucha, tu quieres ver a tu esposa... tanto como yo quiero regresar a casa con mi familia.
- Sen bu esrarı çözmek için buradasın. - Şimdi beni dinle.
- El misterio es, ¿ cuál es la tuya?
Dinle beni ben silahı alacağım sen de kafasını dağıtacaksın.
Escucha. Agarrarás su arma, cuando le pegues en su cabeza.
Dinle Tinker Bell, sen bir bahçe perisi misin?
Veamos, Tinker Bell, ¿ eres un hada del jardín?
Dinle beni, eğer sen önce davranmazsan Jack seni öldürecek.
- Escúchame. - Jack te matará si no lo matas primero.
Dinle. Sen evimde misafirsin. Söylediğimi yap.
Esta bien, escuchame, eres un invitado en mi casa, te digo que entres en el closet.
Dinleyin, dinle, hey, sen.
Oye.
Beni dinle, sen lanet olası bir çocuksun.
Escúchame, eres un maldito niño.
Dinle. Sen burada kal. Nöbet tut, tamam mı?
Mira, necesito que te quedes aquí vigilando.
Sen müziği dinle.
Escuchare algo de música.
Dinle, Pietro, sen bizden birisin.
Oye, Pietro, eres uno de los nuestros.
Dinle, sen iyi misin? - Hayır.
- Escucha, ¿ Estás bien?
Hayır, hayır, hayır. Dinle. Hadi, sen zaten, büyük adam.
No, escucha por favor, grandote.
Dinle, saçım alev almış olsa ve sen de yeryüzündeki son kova su olsan yine de seninle şarkı söylemezdim.
Yo no cantaría contigo ni aunque estuviera en llamas y fueras la última cubeta de agua del mundo.
Dinle Ricky, sen uyumadan gelmeyecek tamam mı?
Escucha, Ricky, no vendrá hasta que vayas a dormir.
Şimdi iyi dinle, ben üstlerine süreceğim, sen de camdan ateş edeceksin.
Mira, conduciré hasta allí y ustedes saldrán y abrirán fuego.
Herneyse, dinle. Durum şu ki, sen son şans odasında duruyorsun.
De todos modos, escucha, la cosa es que... estás en el salón de la última oportunidad.
- Dinle... - Sen kendini ne sanıyorsun?
- Espera- - - ¿ Quién te crees que eres?
Dinle, yüzünü parçalamak istemiyorum, çünkü sen çok güzelsin ama sen beni kızdırmaya devam edersen, kendi dişlerini yediririm sana.
Escucha, no quiero romperte la cara, porque eres bonita pero si me sigues haciendo enojar, te comerás los dientes.
Tamam sen kazandın, şimdi dinle beni!
¡ Escúchame!
Dinle, eğer bir anlamı olacaksa, sen de beni incittin.
- Si te sirve, tú también me lastimaste.
Dinle, sen ve ben birçok yönden birbirimize benziyoruz.
Tú y yo nos parecemos en muchas cosas.
Dinle beni Bruno : ben öldüğüm zaman sen bu işlemi bitirmek zorundasın. ... aksi takdirde emeklerim boşa gidecek.
Escúchame, Bruno : cuando este muerto tendrás que terminar el proceso o bien mi sacrificio será en vano.
Sen kendini dinle!
- ¡ Escúchame! - ¡ Escúchate a tí!
Dinle, onlara garip şeylerin olacağını hisseden tek kişi sen değilsin.
Mira, no eres la única que se ha dado cuenta de que algo extraño le está ocurriendo.
Dinle, sen, ben gidince hiç kesici alma.
Escucha, no te pongas más linda mientras no estoy.
Sen konuşma dinle ve öğren
Tu solo mantente callada. No es tu culpa, pero debes aprender.
Pekâlâ Renee, dinle. Bir adım sen at, bir adım ben.
Yo quiero que lleguemos a un acuerdo.
Bir şeyler söylüyordum şey gibi "Dinle Don, sen bir...". - İvy, haydi gidelim.
"Mira, Don, tú eres un..." - ¡ Vámonos!
Dinle, bugün izin kullan sen de Derek Smeath'in telefonlarını bloke ettir.
Mira, descansa el resto del día y bloquea todas las llamadas de Derek Smeath.
Dinle, sıra pastaya geldi. Ben kirli tabakları toplarım, sen çatalları dağıt.
Yo recojo los platos, tú pasa los tenedores.
Sen sadece dinle Ian!
¿ Puedes escuchar, Ian?
Beni dinle! Eğer aşk bir testse, sen bu testten kalıyorsun. Tamam mı?
Si el amor es una prueba entonces tú estás fracasando, ¿ bien?
Sen beni dinle.
Escúchame.
Dinle, sen benim hakkımda hiçbir şey bilmiyorsun.
tú no me conoces
Hayır sen beni dinle!
Escúchame!
Sen de dinle, Benito.
Escucha tú también, Benito.
Dinle. Neden sen de sınıfıma gelmiyorsun?
Escucha, ¿ porque no vas a mi clase?
Dinle. Bence sen önce o tüfeği yere bırak.
¿ Por qué no bajas el arma?
Sen beni dinle.
Pero escúchame.
Dinle, ilk sen çıkacaksın.
Escucha, seras el primero en salir.
Dinle Belle, sen ne yapacaksın?
Escucha, Belle, ¿ qué harás?
Dinle Jay Charlie'ni yaptığından hiç vazgeçmeyeceğini sen de biliyordun.
Escucha, Jay... Sabes que Charlie nunca iba a dejar lo que estaba haciendo.
Beni dinle. Sizinle olduğun her dakika sen ve Claire tehlikede olacaksınız.
Escúchame, Cada momento que estoy contigo y con Claire, están en peligro.
sen dinlen 17
dinle 8539
dinleniyorum 19
dinle onu 25
dinlen 93
dinle ahbap 23
dinle baba 21
dinle dostum 74
dinleme 19
dinleniyor 56
dinle 8539
dinleniyorum 19
dinle onu 25
dinlen 93
dinle ahbap 23
dinle baba 21
dinle dostum 74
dinleme 19
dinleniyor 56
dinleyin 2039
dinle beni 1110
dinlemek istiyorum 18
dinledim 33
dinlenin 36
dinlen biraz 26
dinlenmen gerek 19
dinlenmelisin 59
dinlemek istemiyorum 29
dinleme onu 24
dinle beni 1110
dinlemek istiyorum 18
dinledim 33
dinlenin 36
dinlen biraz 26
dinlenmen gerek 19
dinlenmelisin 59
dinlemek istemiyorum 29
dinleme onu 24