Sen ne olacaksın translate Spanish
278 parallel translation
Peki sen ne olacaksın?
¿ Qué hay de ti?
Sen ne olacaksın?
¿ Y qué hay de ti?
- Sen ne olacaksın?
- ¿ Y tú?
Sen ne olacaksın?
Pequeño, ¿ qué quieres ser de mayor?
- Ya sen ne olacaksın? Oh, bende dağlarda yaşlılığın son yıllarında birisi olacağım.
- Supongo que acabaré siendo... un viejo de las montañas.
Sen ne olacaksın? Saçındaki bu kurdeleyle Harikalar Diyârındaki Alice mi yoksa?
¿ Serás Alicia en el País de las Maravillas con ese moño?
- Peki sen ne olacaksın?
¿ Y tú?
Babanı şimdilik düşünme. Sen ne olacaksın?
- Debes dejar a tu padre al margen,... piensa en ti misma.
Ama ya sen ne olacaksın?
Pero si yo me caso y me voy de esta casa, ¿ tú qué harás, padre?
Ya sen ne olacaksın?
¿ Qué pasa con vos?
Fakat gidersem, sen ne olacaksın, Baba?
Pero si me voy, ¿ qué va a ser de ti?
Sen ne olacaksın?
¿ Y Ud.?
Sen ne olacaksın?
¿ Ytú que serás?
Ya sen ne olacaksın Osan?
¿ Y qué hay de ti, Osan?
Savaştan sonra sen ne olacaksın Bozhichko?
¡ Bozhichko! ¿ Sabe usted lo que pasará dentro de 2 o 3 combates?
Sen ne olacaksın Gert?
¿ De qué te disfrazarás tú, Gert?
Sen ne olacaksın?
Tu que quieres ser?
Yok ol, çabuk! - Sen ne olacaksın?
¡ Vete, de prisa!
Peki sen ne olacaksın?
¡ Qué me dices de ti!
- Ya sen ne olacaksın?
Sí, pero ¿ qué hay de ti?
Sen ne olacaksın?
¿ Qué pasa contigo?
- Sen ne olacaksın Daisy?
- Tú que vas a ser, Daisy? - Es "astrónoma".
Sen ne olacaksın?
¿ Y tú?
- Büyüyünce sen ne olacaksın?
- ¿ Qué quieres ser de mayor?
- Sen ne olacaksın?
¿ Y tú chaval?
Ee Gilbert, ya sen ne olacaksın?
Entonces, Gilbert, ¿ qué ocurrirá contigo?
Onlardan önce oraya varmaya bak. Böylece en tecrübelileri sen olacaksın. Ve ne yapacaklarını söyleyebileceksin.
Tú llega allá primero que ellos... y serás el que tiene más experiencia, entonces les dices que hacer.
Ne olursa olsun şunu biliyorum : Sen hep haklı olacaksın.
Pase lo que pase, sé que siempre tendrás la razón.
Bay Furusawa mutlu olabilir, ya sen ne olacaksın?
Te volveré a repetir por última vez algo que ya te dije una vez.
Ya sen ne olacaksın?
Yo me buscaré a otro idiota.
Bana "hırsız" ve "oğlan" da demeyecektin çünkü, sen beni katledersen, bu büyük bir zafer sayılmayacaktır ne de olsa, topu topu elebaşı bir hırsızı katletmiş olacaksın.
Ni tampoco haberme llamado "ladrón" ni "muchacho", pues si tú me matas, el hecho no constituirá un gran triunfo, ya que no habrás asesinado más que a un simple atracador.
Ve olduğunda sen burada olacaksın başıma ne gelirse senin de başına gelecek.
Y cuando lo haga, usted estará aquí... así cualquier cosa que me pase a mí también le pasará a usted.
Fakat sen ilk genç adam değilsin. Ne de son olacaksın.
Pero no es el primero, joven, y tampoco será el último.
- Sen ne zaman öğrenmiş olacaksın?
- ¿ Cuando lo sabrás?
- Peki ya başın derde girerse. - Her ne olursa olsun, sen bu konunun dışında olacaksın.
Supón que tengas problemas.
Ocağımız yandıktan sonra, ne zaman gelsem sen hep evimizde olacaksın.
Y al lado del fuego en casa, al levantar la mirada, allá estará usted.
Bir gün sen de baba olacaksın ve ne kadar acı verici olduğunu anlayacaksın.
Algún día, será padre y sabrás cómo eso duele.
Bir gün sen de baba olacaksın. ve bir adamın, yaşamında ne gibi zorluklarla karşılaştığını anlayacaksın.
Tú, algún día, también vas a ser padre... y sabrás cómo algunos momentos son difíciles en la vida de un hombre.
Ne de olsa sen, mutlu bir dul olacaksın.
Después de todo, vas a ser el viudo alegre.
Bob Cratchit senin için ne idiyse, sen de Şeytan için o olacaksın.
Serás para él, por así decirlo, lo que Bob Cratchit fue para ti.
Ne yaptığımı tek bilen sen olacaksın.
Serás el único que sabrá lo que estoy haciendo.
Sen ve onlar ne olacaksınız?
¿ Qué será de ti y ellos?
Ya sen ne olacaksın?
¿ Y que hay de ti?
- Peki sen ne olacaksın?
- ¿ Y tú?
Sadece aramayı yap ve git. Ya sen ne olacaksın?
¿ Y qué pasará contigo?
Sen gitmiş olacaksın. Ben ne yapacağım?
Te habrás ido. ¿ Qué hago?
Sen gitmiş olacaksın. Ben ne yapacağım?
Te habrás ido. ṡQué hago?
Sen ne olacaksın?
¿ Pero qué pasará contigo?
Kim ne derse desin sen her zaman benim prensim olacaksın.
Digan lo que digan siempre serás un príncipe para mí.
Charles senin için ne ifade ediyorsa, sen de benim için öyle olacaksın.
Serás para mi Io que Charles es para ti.
- Sen ne olacaksın?
- ¿ Y tú qué vas a ser?
sen nerelisin 43
sen ne yapıyorsun 391
sen nereye gidiyorsun 94
sen neredesin 42
sen neler yapıyorsun 28
sen ne istersen 28
sen ne istiyorsun 112
sen nesin 127
sen nereden geldin 17
sen ne demek istiyorsun 35
sen ne yapıyorsun 391
sen nereye gidiyorsun 94
sen neredesin 42
sen neler yapıyorsun 28
sen ne istersen 28
sen ne istiyorsun 112
sen nesin 127
sen nereden geldin 17
sen ne demek istiyorsun 35