Siz nasıl translate Spanish
2,225 parallel translation
Siz nasıl isterseniz.
Pienso en lo que ustedes quieran.
Siz nasıl...
¿ Cómo...?
Siz nasıl isterseniz.
Como desee.
Siz nasıl yapıyorsunuz?
¿ Cómo es que ustedes hacer eso, de todos modos?
Siz nasıl uygun görürseniz.
Haga lo que le parezca más apropiado.
- Siz nasıl isterseniz.
- Lo que quieran.
Siz nasıl isterseniz.
Lo que tú quieras.
- Siz nasıl ifade edersiniz, Sayın Başkan?
Disculpe, ¿ cómo lo describe usted, señora Presidenta?
Borelli bildiğin çatlaktı, ama 800 yıl yaşadıktan sonra siz nasıl olursunuz, bakalım.
Borelli estaba loco como un murciélago, pero quiero verte a los 800 años.
Bence öldüğü gece Beeber'la birlikteydin. - Siz nasıl-
Creo que estabas aquí la noche que Beeber murió.
Anjali, siz nasıl diyorsunuz?
Anjali, ¿ te uniste cómo?
- Siz nasıl...
- ¿ Cómo...?
Bilmiyorum, siz nasıl teşekkür edersiniz?
No lo sé. ¿ Cómo le darías las gracias?
Siz nasıl doğuştan ikizseniz, ben de doğuştan lezbiyenim.
Yo soy lesbiana de nacimiento, como tú eres gemela de nacimiento.
- Söyleyeceklerimin bir önemi yok,... bunu siz nasıl istiyorsanız o şekilde sonlandıracaksınız,... daha önce 100 kere yaptığınız gibi, sizin istediğiniz gibi bitecek.
- No importa lo que diga, Pondrán la versión exactamente de la forma en que desean, Exactamente de la forma en que se ha hecho aquí 100 veces antes.
Peki siz ikiniz nasıl tanıştınız?
¿ Cómo se conocieron ustedes dos?
Belki de siz sürekli benim gibi olmak nasıl bir şey biliyor gibi davrandığınızdan ama bilmiyorsunuz.
Tal vez porque todos ustedes creen que saben... ¿ Cómo podrían saberlo?
- Siz ikiniz nasıl tanıştınız?
- No. ¿ Cómo se conocieron ustedes dos?
Siz ikiniz nasıl...
¿ Cómo se...?
Nasıl ölmediniz siz?
Como es que estás viva?
Nasıl? Bu soruya siz cevap verebilirsiniz diye umuyordum.
Esperaba que pudieras responder cómo.
Söyleyeceklerinizle nasıl başa çıkabileceğim konusunu siz düşünmeyin, olur mu?
Está bien, solamente no decida qué información soy capaz de asimilar, ¿ de acuerdo?
- Siz ciddi misiniz? - Hem de nasıl.
- ¿ Es en serio?
Siz, bunu nasıl....
Bueno pues... como....
Siz işlerinizi nasıl hallediyorsunuz?
¿ Ustedes cómo hacen?
Üstünde nasıl bir bomba var bilmiyorum Olin ama siz askerler biliyor ki intihar bombacısı gerçek savaşçı değildir.
No sé con qué estás conectado, Olin, pero tú entre toda la gente sabes que una bomba suicida no es el camino del verdadero guerrero.
Siz ikiniz orada nasıl gülümseyerek oturabiliyorsunuz?
¿ Cómo pueden ustedes dos estar allí sentados, sonriendo?
Siz İstiridyeler, bizi nasıl bulacağınızı bilmiyorsunuz.
Ustedes las Ostras no saben cómo encontrarnos, así es que, discúlpame...
Peki siz mevzuyu nasıl hallediyordunuz?
¿ Entonces cómo entras en todo esto?
Söylediklerini nasıl anlayabilirim ki? - Siz robotsunuz!
¿ Cómo es que entiendo lo que dicen?
Güvenliğimde bir açık var demek istemiyorum, ama... - Siz içeri nasıl girdiniz?
No quiero decir que hubo una falla en mi seguridad. ¿ Cómo se metieron?
Siz çocuklar, bana açıklayın : Bu iş nasıl olacak?
A ver, chicos, explíquenme ¿ cómo funciona esto?
Siz kimsiniz ki, oğlumu nasıl yetiştireceğimi söylüyorsunuz?
No me diga cómo educar a mi hijo.
Onlar yokken siz başlasanız nasıl olur?
¿ Qué pasaría si comenzaran en su ausencia?
Sizce şimdi müvekkilimin nasıl bir hayatı var siz kafatasını mahvettikten sonra? !
¿ Qué clase de vida cree usted que mi cliente tendrá, ahora que hizo una carnicera con su cráneo?
Benden uzak durmak imkansız, bence şimdi siz... birbirinizden nasıl kaçacağınızı düşünün.
Escapar de mí es imposible, así que empiecen a pensar en... cómo escapar unos de otros.
Nasıl askersiniz siz, yardımımız gerekli
¿ Qué tipo de soldados son? Necesitan nuestra ayuda.
Eğer siz kızlar kendinize saygı göstermezseniz nasıl bir başkasının size saygı göstermesini beklersiniz?
Si ustedes no se respetan... ¿ Cómo esperan que alguien más las respete?
Nasıl suç mahalinde siz oluyorsunuz?
¿ cómo podía estar en el mismo tiempo en la escena del crimen cometiendo el asesinato?
Siz çocuklar nasıl oldu da Çin'e geldiniz?
¿ Cómo es que se están mudando a China?
Sizin gerçekten siz olduğunuzu nasıl bileceğim?
¿ Cómo sé que es usted?
Siz bir kadınla nasıl aşk yapılır bilmiyorsunuz.
Miren, muchachos, reconocen su.
Siz ikiniz nasıl tanıştınız?
¿ Cómo se conocieron?
Aslında siz de biz de sevinmeliyiz. Çünkü nasıl kurtulduğumuzu düşünürsek, kayıplarımız hiç sayılır.
Tenéis motivo para el gozo, como todos salvarnos cuenta más que lo perdido.
O zaman siz bunu nasıl yapmayı düşünüyorsunuz?
Entonces, ¿ cómo cree que lo logrará?
Size birkaç bira versek ve siz de yolunuza gitseniz ve herkes mutlu olsa nasıl olur?
¿ Qué tal si les doy unas cervezas, y se van, y todos somos felices?
Siz o işe nasıl girdiniz ki?
¿ Cómo se empieza eso?
Siz de katılıp toplantının nasıl geçtiğini söyleyebilirseniz çok memnun olurum.
Me gustaría que pudiera estar allí y que me diga qué le pareció la reunión.
Siz ikiniz nasıl evlenmeye karar verdiniz.
Ambos han luchado así con este matrimonio.
Siz beni nasıl öldürüyorsunuz?
¿ Cómo puedes matarme?
Siz insanlar nasıl...
¿ Cómo puede la gente solo...
siz nasılsınız 105
siz nasıl isterseniz 32
nasılsın 5362
nasilsin 47
nasıl 3954
nasil 16
nasılsınız 3074
nasıl gidiyor 2080
nasil gidiyor 23
nasıl oldu 268
siz nasıl isterseniz 32
nasılsın 5362
nasilsin 47
nasıl 3954
nasil 16
nasılsınız 3074
nasıl gidiyor 2080
nasil gidiyor 23
nasıl oldu 268
nasıl öldü 77
nasıl yani 1497
nasıl olmuş 116
nasıl ölmüş 19
nasılsın canım 26
nasılsın tatlım 38
nasılsın bebeğim 20
nasıl oldun 41
nasılsınız hanımefendi 16
nasıl yardımcı olabilirim 221
nasıl yani 1497
nasıl olmuş 116
nasıl ölmüş 19
nasılsın canım 26
nasılsın tatlım 38
nasılsın bebeğim 20
nasıl oldun 41
nasılsınız hanımefendi 16
nasıl yardımcı olabilirim 221