Tahmin translate Spanish
32,591 parallel translation
Normal olmadığını tahmin ediyorum.
Supongo que no es normal.
Tahmin ettiğimden çok daha kurnaz olduğunu kanıtladın.
Has demostrado ser mucho más astuto de lo que imaginaba.
Tahmin edeyim.
Déjame adivinar.
Dur tahmin edeyim.
Déjame adivinar.
Tahmin etmeliydim.
Debería haberlo adivinado.
- İnsanları nasıl öldürdüğünü tahmin etmek ister misin?
¿ Quieres saber cuál es su modus operandi? - ¿ Destornillador?
Kim insanların işine gireceğini tahmin ederdi?
Quiero decir, ¿ quién hubiera predicho que elegirías este trabajo humano?
Tahmin edeyim, çeyrek dönemlik ilgi çekici mali raporlar mı?
Déjame adivinar, ¿ algo fascinante sobre el último informe trimestral?
Nereye atladığını tahmin edemezsin.
Nunca adivinarías dónde cae.
Evet, şansıma nereye geleceğini tahmin ettim.
Sí. Y por suerte para mí, descubrí dónde te dirigías.
Tanrım, bunu tahmin etmeliydim.
Oh, Dios mío, debería haberlo sabido.
Her zamanki gibi tahmin edilebilirsin.
Tan predecible como siempre.
Sanırım devamında ne diyeceğimi sen bile tahmin edebilirsin.
Bueno, creo que incluso tú puedes adivinar qué viene después.
Yine de tahmin edilebilirsin.
Pero aún así, no obstante, predecible.
Durun, tahmin edeyim.
Sí, dejadme adivinar. Quería que tú perdieras peso,
Tabii ya. Dur tahmin edeyim :
Déjame adivinar, estabas enamorada del novio.
Kim tahmin ederdi ki?
¿ Quién iba a saberlo?
Semavi nesneleri bu dünyaya getirmenin kim sorun çıkaracağını tahmin ederdi ki?
O sea, ¿ quién habría pensado que traer objetos celestiales a la Tierra podría llevar a tal destrucción?
- Sevgili Ella'nın da tahmin ettiği gibi.
Como nuestra querida Ella estimó.
Dürüstmüş. Soul Depot'daki kart sistemini kontrol edince tahmin et onun yerine kim çıktı?
Comprobamos el sistema de tarjetas llave en Soul Depot y adivina quién estaba sustituyendo a Jenson.
Eyaletin baş tanığının ani ölümü sebebiyle savunmanın davanın reddini isteyeceğini tahmin ediyorum.
Dada la repentina muerte del testigo del estado número uno, ¿ Asumo que la defensa está buscando un sobreseimiento?
Dur tahmin edeyim kardeşin tekrar kalkıp yürümeni sağladı.
Déjame adivinar... tu hermano te hizo levantarte y caminar de nuevo.
Ne olacağını siz tahmin edin.
¿ Adivinad qué pasa después?
Tahmin ettiğim gibi işi bitiremediler.
Como sospechábamos, no pudieron terminar el trabajo.
O mesajı hiç anlamadığımızı öğrendiklerinde ne kadar adileşeceklerini tahmin et bir de.
Imagina cuán cretinos serían si se enterasen de que no haremos caso a su mensaje.
Bizi öldürmek istemesinin sebebini yalnızca tahmin edebiliriz. Ama Bay Behzadi'yi ve bombasını onun gönderdiğini düşünüyorum.
Solo podemos suponer cuál es el verdadero motivo por el que trató de acabar con nuestra vida, pero creo fue ella la que envió al Sr. Behzadi y a su bomba.
Sürekli başka biri gibi olmanın nasıl olduğunu tahmin bile edemiyorum.
No puedo imaginar lo que es... tener que ser otra persona todo el tiempo.
Şu şekilde görünüyor : birincil kullanıcı garip davranış raporunu gönderiyor, sentetik kaçıyor biz yetişene kadar sentetik gitmiş oluyor ve sahibi hikayeyi değiştiriyor. Sigorta dolandırıcılığı olduğunu tahmin ediyoruz.
Esta es la forma como parece funcionar... el usuario principal informa de un comportamiento extraño, el sintético se ausenta sin permiso, para cuando llegamos, el sintético ha desaparecido y el propietario cambia la historia.
Bunu tahmin edemeyiz.
Nosotros no pensamos eso.
Hepsi 400 faktörlük korkutucu matrixe sokuluyor ve tahmin edilebilir bir yeterlilik ortaya çıkıyor.
Dónde hacen clic, los gustos, palabras claves, lo que evitan, todo se conecta dentro de una matriz de 400 elementos que es aterradora en su eficiencia predictiva.
Bunu tahmin etmemiştim.
Eso no lo vi venir.
Benim nereli olduğumu tahmin bile edemezsin.
No tienes ni idea de dónde soy.
Aslında, tahmin yürütmeye gerek yok.
En realidad, no es necesario especular.
Birkaç gün diye tahmin ediyorum, fazla sürmez.
Un par de días, no creo que tarden más.
Tahmin edeyim. Dişçi mi?
Adivinaré, ¿ dentista?
Doğru noktada durduğu sürece yaklaşık yüksekliği tahmin eder.
Montará el arma previamente a la altura exacta siempre que el punto sea el correcto.
Aracını görüyoruz. Tahmin etmek gerekirse...
Podemos ver su auto, así que podemos asumir que...
Kimse tahmin edemezdi.
Nadie podía haber predicho eso.
Sesini duymak için ne kadar bekledim tahmin edemezsin.
No sabes cuánto he esperado para escuchar tu voz.
Dur tahmin edeyim, internetteki bazı insanlar değil mi?
Déjame que lo adivine, ¿ la gente en internet?
Dur tahmin edeyim, Cape Town'da köpekbalığı avlıyordun.
A ver si lo adivino. Pescando tiburones en Ciudad del Cabo.
Kim Rohan'ı kaçıranın kendi içinden biri olduğunu tahmin eder ki?
¿ Quién podría haber adivinado que el mismo Rohan se encontraría con sus secuestradores?
Kimse burada olduğumu tahmin edemez.
Nadie va a pensar que estoy aquí.
Gelecek yıl olacakları tahmin edebilir misiniz?
¿ Imagina que pasará el año próximo?
- Bunda tahmin ettiğimden daha çok sünger var.
- Aquí es más esponjosa de lo que creía.
Doğru tahmin ettim, değil mi?
Así que lo he adivinado. ¿ Verdad?
Bence doğru tahmin ettim.
Creo que tengo razón.
Doğru tahmin ettiğime eminim.
Sé, también, que tengo razón.
Onu öldüreceğini asla tahmin etmezdim.
Todo es culpa mía.
Durun tahmin edeyim.
Y déjame adivinar.
Ama hiç tahmin etmediğim bir şey var. Biliyor musun, babası şirketin sahibi. O...
Pero verás, hay algo que en la vida habría imaginado... su padre, es el dueño de la empresa, así que ella... es, cómo decirlo, una de esas...