Var mı translate Spanish
355,386 parallel translation
Mavi suyu kullanabileceğimiz yeni cesetler var mı bakmak için Shady Plots'a gidiyorum.
Voy a ir al Shady Plots a ver si hay fiambres prometedores para el líquido azul.
Gloomy Glen'in insan mı yoksa mekan mı olduğunu bilen var mı?
¿ Alguien sabe si la Melancólica Glen es una persona o un lugar?
Gizli bir oda var mı diye odayı arayalım.
Buscamos en la habitación puertas secretas.
Bu davayla ilgili olarak peşinde olduğunuz biri var mı?
Y en cuanto a este nuevo caso, ¿ le has echado el ojo a alguien?
Zombi ailesi cinayetlerini onlara bağlayacak bir kanıt var mı?
¿ Tiene alguna prueba que pueda encerrarles por asesinar a esa familia de zombis?
Doktor. Bir dakikan var mı?
Hola, Doc. ¿ Tienes un minuto?
Eldivene gerçekten ihtiyacımız var mı?
¿ De verdad necesitamos el guantelete?
Eklemek istediğin bir şey var mı?
¿ Hay algo más que quieras agregar?
Yardıma ihtiyacınız var mı merak ettim.
Me preguntaba si necesitaban ayuda.
Bana söylemek istediğin bir şey var mı?
¿ Algo que quisieras... decirme?
Tatlım. Hala bir partnerin var mı?
Cariño. ¿ Necesitas una cita?
Benim albümüm var mı?
¿ Y ustedes tienen mi álbum de bebé?
Gidip kenara çekmem gereken biri var mı?
¿ Necesito ir para hacer entrar en razón a este tipo?
Hallmark Filmleri ve Gizemleri var mı merak ettim şimdi.
Me pregunto si tenemos Hallmark Películas y Misterio.
Axl. Ünlü bir astronot olan babandan hiç haber var mı?
Axl, ¿ alguna noticia de tu papá, el famoso astronauta?
Sorun değil. Bir havlun var mı?
No pasa nada. ¿ No tendría una toalla, verdad?
18 canım var.
Tengo 18 de fuerza.
Seviye atladım, artık iki tur vuruşum var.
Ahora que he subido de nivel, tengo dos ataques por ronda.
Bu şeyi öldürmeden yumuşatacak bir şeye ihtiyacımız var.
Tenemos que calmar a este monstruo sin matarlo.
Yanımızda uzaylı yazılımından anlayan biri var.
Tenemos a alguien que entiende la interfaz extraterrestre.
- Yani koza ihtiyacımız var.
- Lo que significa que necesitamos una ventaja.
Onlarda ihtiyacımız olan bir şey var.
Tienen algo que necesitamos.
- Çok adam var, sana zaman kazandırırım.
- ¡ Es muy arriesgado! ¡ Te daré tiempo!
Korkarım size kötü haberlerim var.
Me temo que tengo malas noticias.
Hiç var olmadım bile.
Ni siquiera existo.
Bu yüzden sana ihtiyacım var işte.
Y es exactamente por eso que te necesito.
- Anne, yardımına ihtiyacım var.
Mamá, necesito tu ayuda.
Sandalyeme, ışığıma ve tükürük emicime ihtiyacım var.
Necesito mi sillón, mi lámpara y mi escupidera.
Lütfen, sana ihtiyacım var.
¿ Por favor? Te necesito.
Bununla benim aramda çok yol var ama rahatladım.
Falta mucho camino para llegar a ese destino, pero me siento aliviada.
Bir erkeğe ihtiyacım var!
¡ Necesito un hombre!
Bizim P.F. Chang'ımız var.
O sea, apenas tenemos un P.F. Chang.
Altılı pakete her zaman varım!
¡ Sabes que siempre acepto cuando hay cervezas!
Bu biraz tuhaf gelebilir ama şey, sana bazı sorularım var. Evren hakkında.
Bueno, sabes, esto puede sonar extraño, pero, tengo unas preguntas sobre... el universo.
Duvarların içinde ne olduğunu öğrenmek ve hissetmek için küçük ellere ihtiyacımız var.
Necesitamos unas manos pequeñas para palpar dentro de las paredes y encontrar lo que está corriendo por ahí.
Kız arkadaşım var.
Tengo novia.
Ama güven zedelememe kuralımı bir kere bozup sana güveneceğim çünkü arkadaşımızın gerçekten yardımımıza ihtiyacı var.
solo esta vez y confiar en ti porque creo que nuestra amiga de veras necesita nuestra ayuda.
Hazırlayacağım çok valiz var.
Bueno... tenemos mucho que empacar.
Bir bakalım, 23 dolar var.
Veamos... tengo veinte... tres...
Mezuniyet yaklaşıyor, bütün arkadaşlarımın bir işi var ve bir iş bulamayacağımı düşünmeye başladım.
La graduación se acerca, todos mis amigos tienen empleo, y yo estoy empezando a pensar que tal vez no resulte para mí.
Çok fazla Mike anım var, seçmesi çok zor.
Tengo tantos momentos Mike, es difícil escoger.
Antrenörün olarak ben varım.
Me tienes como tu entrenador.
Yargıç, itirazım var.
¡ Juez, objeto!
Bedava premium kanallarımız var, mikrodalga çalışıyor, kız arkadaşının uzaması durdu.
O sea, canales premium gratis, el microondas funciona, tienes una novia que ya no crecerá.
Tüm bu iyi şeyler oluyor çünkü kaldırımımızda Donahuelar'ın numarası var.
Todas estas cosas buenas están pasando porque tenemos el número de los Donahue en nuestra entrada.
Kaçırdığım üçüncü bir seçenek mi var?
O sea, ¿ hay una tercera opción que no veo?
Bir amacım var.
Tengo un propósito.
Önemli olan, evet bir şeyler denemek için zamanınız var ama Orson Lisesi'nde harika anılarım oldu.
El punto es, sí, hubo tiempos difíciles, pero tengo tantos recuerdos maravillosos de la preparatoria Orson.
Çok olmasa da standartlarım var.
Tengo límites... no tanto.
Gözlerimin önüne gelen uzun saçlarım var.
Tengo cabello largo que me tapa los ojos.
Aman Tanrım, senin neyin var?
Dios mío, ¿ qué te pasa?