Veba mı translate Spanish
120 parallel translation
Veba mı?
¿ La peste?
- Veba mı?
- ¿ La peste?
- Veba mı?
- ¿ Peste?
Veba mı?
¿ Una epidemia?
- Veba mı?
- ¿ Es una epidemia?
Veba mı?
¿ Peste?
- Ben veba mıyım?
- ¿ Yo soy una plaga?
Veba mı?
¿ La plaga?
Veba mı?
¿ Una plaga?
Veba mı?
plaga? Esto no es una plaga!
Veba mı?
¿ La Plaga?
Veba mı bulaştı?
¿ Acaso te agarró la plaga?
- Veba mı?
- ¿ La plaga?
Buraya veba mı taşımışlar?
¿ Han traído una peste aquí?
- Hıyarcıklı veba mı?
- ¿ La peste bubónica?
Veba mı?
¿ incluso la peste bubónica?
Ne gibi? Veba mı?
- ¿ Está usted al mando?
Kara veba mı?
¡ La plaga negra! ¿ Es la plaga negra?
Yani zarftaki tozda hıyarcıklı veba mı varmış?
¿ El polvo en ese sobre contiene peste bubónica?
Veba mı içiyoruz?
¿ Estamos fumando la plaga?
Kara veba mı?
¿ La peste negra?
Bende veba mı var?
¿ Tengo la peste?
Sıcaktan yanan bir gemide yirmi dört saat... limanda kaldıktan sonra, büyücüden farksız bir doktoru... veba olmadığıma ikna etmek için sekiz saat uğraştım. En nihayet kıyıya çıktığımda... hapishane kabul komitesi tarafından karşılandım.
24 horas en el puerto, en un barco con un calor sofocante, ocho horas intentando convencer a un brujo idiota... de que nunca me he expuesto a la peste bubónica... y cuando llego a tierra, me recibe el comité de recepción de una penitenciaría.
Geçinmem lazım. Veba beni alana dek. Veba.
Un hombre debe vivir... al menos hasta que la peste acabe con él.
Hayatımı kazanmak zorundayım. En azından veba beni de götürene dek.
Un hombre debe vivir... al menos hasta que la peste acabe con él.
Veba salgını mı var?
¿ Será alguna plaga?
Bebeğimi bir daha böyle bayağılıklara maruz bırakırsan suspansuarına, hıyarcıklı veba aşısı yaparım.
Te prevengo, sigue tratando de arruinar a mi bebé con esas tonterías... y te inocularé la peste bubónica.
Hey, Fairlane. Kara Veba'nın solistini kimin öldürdüğünü bulacak mısın?
Eh, Fairlane. ¿ Vas a averiguar quien mato al cantante de Peste Negra?
Cennetteki ulu tanrım,.. ... dağları denizleri ve birayı yaratan sen kırk yıllık veba ve karanlığın ardından nihayet bana bir ışık gösterdin.
Poderoso de los cielos, creador de las montañas, Ios mares y la cerveza cuarenta años de plagas y oscuridad, y por fin una luz.
Veba ve bulaşıcı hastalıkların kol gezdiği bir zamana gider... ve bu hastalıkları cinayetlerim için bir kılıf olarak kullanırdım.
Viajaría atrás en el tiempo, a una fecha donde hubiera epidemias, y así usar la enfermedad como tapadera.
Bu işin sorumlusunu bulacağız,... ama şimdilik, veba korkusunu yatıştırmamız lâzım.
Encontraremos al responsable, pero hasta entonces, debemos controlar la histeria.
Benim adım Veba.
Mi nombre es Plague.
Bir kere bile veba taşımadım!
Y nunca llevaba la plaga. ¡ Ni una sola vez!
Ben de Veba'yı okuyayım ki dersten geri kalmayalım.
Yo mientras, leeré La plaga, para no quedarme atrás en literatura.
Bakalım. Veba, hastalık, ayak çürümesi, sefalet,... ama, Zeyna, biliyor musun?
Pestilencia, enfermedades, hongos, miseria pero, ¿ sabes qué, Xena?
Benim adım Kızıl veba.
- Mi nombre es plaga roja.
Benim adım Kızıl veba ve yapmam gerekeni yapıyorum.
- Mi nombre es Plaga Roja, y hago lo que debo. - 4. 3. 2. 1. ¡ Impacto!
Memnon'un kervanlarına saldırdım, birliklerine giden erzak yollarını kestim... ama yine de veba gibi yayıldı topraklarımızda.
He atacado sus caravanas, he cortado sus vías de abastecimiento pero continúa asolando la tierra como una plaga.
Bir intihar girişimin var... ve Kara Veba'dan sorumlu olduğun için yaptığını mı söylüyorsun?
¿ Ud. trató de suicidarse porque se siente responsable por la Plaga Negra?
Walterlar kadar uzun sürmüş bir aile yoktur birkaçımız veba yüzünden ölmüş olsa da.
En una familia con una descendencia tan larga... algunos estaban destinados a morir por la plaga.
Bu veba değilse eğer Hanımımın başına gelen ne?
si no es la plaga, que le pasa a mi dama?
O iğrenç, veba yuvasında mı?
¿ Ese agujero asqueroso y pestilente?
Tanrı Nirrti geldiğinde, halkımızda bir veba baş göstermişti. Ölüyorduk.
Cuando la diosa Nirrti llegó... una gran plaga... se había extendido entre nuestro pueblo... estábamos agonizando.
Hayır, veba halkımızı o gelmeden çok önce yok etmişti.
¡ No, la plaga causó estragos entre nuestra... gente mucho antes de que ella llegara!
- Veba yüzünden değildir umarım.
No creo que haya sido la peste.
Geçtiğimiz sonbahar veba çadırında tedavi gördükten sonra... kurtarılıp yeniden doğdum ve kendimi Yüce Tanrı'ya adadım.
Me atendieron el año pasado en la tienda de la peste y me salvé para renacer y predicar al Dios resucitado.
- Veba mı?
¿ Peste?
Daha sonra zamanımız olduğunda sana Kara Veba hakkında kısa bir hikaye anlatacağım
Más tarde, cuando tengamos tiempo, Le contaré una pequeña historia acerca de la Plaga Negra.
Veba mıdır her neyse artık geçti.
La pestilencia, lo que sea que fuera, se ha ido.
Sanırım veba!
Creo que es la peste! _ Déjame ver.
Daha yeni küçük bir kıza baktım, veba belirtisi yoktu.
_ He echado un vistazo a la muchachita y no era la peste.