Yakaladın mı translate Spanish
2,120 parallel translation
Yakaladın mı?
¿ Comprenden?
Yakaladın mı Keaty?
- ¿ Lo tienes, Keaty?
Hey, Juarez, "ölümümün" sonunda bacağımın titremesini yakaladın mı?
Oye, Juárez, ¿ notaste cómo estiré la pata al final de mi "muerte"?
- O değerli görüntüyü yakaladın mı?
- ¿ Tienes esa toma memorable?
- Yakaladın mı?
- ¿ Lo agarraste?
Yakaladın mı? - Yürü! Yürü!
- ¡ Corran!
Suç üstü yakaladın mı?
¿ Lo viste hacerlo?
Yakaladın mı?
Lo tengo.
Başının ve boyundan yukarısının... özünü yakaladım.
Tomé lo esencial de la cabeza y de... La parte superior de la zona de la cabeza.
Bu adamların hepsinin peşine düşüp yakaladığımıza inanmak çok güç.
Difícil de creer que nosotros agarramos y etiquetamos a cada una de estas personas.
Geleceğimi değiştirme şansı yakaladım. Geleceğimizi değiştirme şansını ve o şansı değerlendirdim.
Tuve la oportunidad de cambiar mi futuro de cambiar nuestro futuro y la aproveché.
Yani beni boş boşuna mı yakaladın?
- ¿ Me viniste a sacar por nada?
10 yılın ardından Olivia'nın teyzesini arayıp adamı yakaladığımızı söyleyebileceğim.
Luego de 10 años, puedo llamar a la tía de Olivia y decirle que lo atrapamos. Finalmente.
Kötü adamları yakaladınız mı?
¿ Atraparon a los chicos malos?
İkinci sınıftayken, beden eğitimi öğretmenimi Laverne Glazer'ın annesini keserken yakaladım.
Dios mío. Están todos aquí. Vamos.
Peki çalanı yakaladınız mı?
Entonces ¿ atraparon al sujeto?
Mark'ın banyoda konuştuğunu duydum ve onu cep telefonu kullanırken yakaladım.
Oí a Mark hablar en el baño y le pillé hablando por teléfono.
Açığını yakaladım.
Es cierto.
Söylediklerinden emin olamadığım için, Onu görmeye gittim ve yalanını yakaladım.
Mucho de lo que decía no tenía sentido, así que fui a verla y descubrí algunas de sus mentiras.
- Beni yine kandırdın. - Millet, bakın ne yakaladım. - Bakın, bakın, bakın...
¡ Chicos, chicos, miren lo que pesqué, miren, miren!
Yanlış adamı yakaladınız. Ben bir şey yapmadım, kahretsin! - Gir içeri!
¡ Pero yo no he hecho nada, mierda!
- Onu yakaladınız mı?
- ¿ Los detuvo?
Beni yakaladınız. Yaptığım bu resim, size sürpriz olacaktı.
Quería que este dibujo fuera una sorpresa.
Güvenlik sisteminin içine girdim bir sürü görüntüyü araştırdım bir kadını cep telefonu verirken yakaladım üst düzey yönetici.
He pirateado el sistema de vigilancia, Revisamos muchos videos viejos, encontramos una mujer entregando un celular. ES la administradora jefe.
Son hatırladığım kardeşine kazığı batırmak üzereydim, sonra sen beni yakaladın.
Lo último que recuerdo es estar a punto de clavarle una estaca a tu hermano, y luego me agarraste, eso es todo.
Yakaladığın şu adam daha konuşmadı mı?
El hombre que capturaste, ¿ Ya ha hablado?
Yakaladığın şu adam konuşmadı mı daha?
¿ Ya ha hablado el hombre que capturaste?
Bu adamı yol kenarında çıngıraklı bir yılan ısırığı ile... koşarken yılanın üzerine düşmüş durumda yakaladım.
Lo encontré en una ruta con una mordida de una cascabel, y se habla caldo mientras escapaba de la serpiente.
Diğeri babamın kulübesindeki bir fotoğrafı ve diğeri ise annemin sigarayı bırakmasına yardımcı olan çıkartmalar içerisinde uyurken yakaladığım bir fotoğraf.
La siguiente es de mi papá en su cobertizo, y luego una de las veces en que arropé a mi mamá... Mientras dormía con sus parches para dejar de fumar.
Pekâlâ. Açığımı yakaladın.
Cierto, ahí me has pillado.
Ee, onu yakaladığınızı mı düşünüyorsunuz?
Así que, ¿ crees que lo tienes?
Yakaladın onu, hayatım!
Lo tienes cariño
Kızı da yakaladınız mı?
¿ También la arrestaron?
- Hepsini yakaladınız mı bari?
- ¿ Al menos lo capturastes a todos?
Bu gece anca yarım baykuş mu yakaladın, Grimble?
¿ Esta noche solo atrapaste medio búho?
Evet, sitenin tüm sayfalarını taramak saatlerimi aldı ama sonunda, bu resme gömülü gizli bir link yakaladım.
Sí, tomó horas ir a cada página del sitio... pero finalmente encontré un enlace escondido en esta imagen...
Bilmediğim şey, damarı mı yakaladı yoksa... Simon'ın neden hoşlandığını mı keşfetti.Ya da tamamen tesadüf.
Ahora, no sé si dio en el blanco... o descubrió los gustos de Simon, o sólo fue una coincidencia.
Menzana sayesinde hayata yeniden başlama şansını yakaladım.
Gracias a Menzana, tengo la chance de empezar todo de nuevo.
- Beyefendilik fırsatını yakaladım mı?
- ¿ Llego a tiempo para ser un señor?
Savaş sırasında, ben ve adamlarım... yakaladığımız İngiliz subaylarından en cesur olanlarının tetik parmaklarını keserdik. Sadece en cesur subaylarınkini! Saygıyı hak edenlerinkini.
Durante la guerra, mis hombres y yo... le arrancamos el dedo índice a los Británicos que cogíamos... solo los más bravos lo hacen, los que conocen el respeto.
Olayın olduğu sabah, bir uydu görüntüsü yakaladım.
Esta mañana escuché una emisión.
Bauer'ı mı yakaladınız?
¿ Es Bauer?
Burada birbirimizi tanıma fırsatını yakaladığımıza seviniyorum.
Me alegro de que podamos tener este momento para conocernos mejor.
Onu yakaladığını gördüm ama durdurmak için bir şey yapamadım.
Lo vi llevándosela, pero no pude hacer nada para detenerlo.
Hiç yaratık yakaladınız mı buralarda? Küçüklerinden bile mi?
- ¿ Es de esta manera algunas criaturas incluso los pequeños?
Bir sene sonra AI'ya nakil oldum onun üç adamını yakaladım o da bunu bana ödeteceğine yemin etti.
Después, pasé a Asuntos Internos, arresté a tres de los suyos. Juró vengarse, y aquí estamos.
Avatarını yakaladım.
Capturé su avatar.
Dünya'nın enerji şebekesinde Maine'den İngiltere'ye uzanan inanılamayacak derecede güçlü bir elektromanyetik patlama yakaladım.
Detecté una emanación electromagnética increíblemente fuerte... en campo energético de la tierra corriendo desde... Maine ( USA ) a Inglaterra.
Hastanın birinin içinde gazlı bez bıraktığını falan mı yakaladınız?
¿ La atrapaste dejandole una esponja adentro a alguien o algo así?
Geçen gün babamla ikisini boya kataloglarının üzerinde inleşirken yakaladım.
¿ Sabes? El otro día se estaban quejando por unas paletas de colores.
Babanın teknesini alıp büyük bir balık mı yakaladın?
¿ Qué tenemos, Nate?