Yanında mı translate Spanish
13,033 parallel translation
Evrak yanında mı?
¿ Tienes el papel con usted?
Sen de yanında mıydın?
¿ Y estuviste allí para presenciarlo?
Bu olay olduğunda yanında mıydınız?
¿ Estuvo ahí cuando sucedió?
- Birinci sınıf balayı biletlerin hala yanında mı?
¿ Aún tienes los billetes de viaje?
Yanında mısın Evet.
¿ Está cerca? Sí.
Ne biliyorsa sor, NZT hakkında bildiği her şeyi sor. NZT'nin yan etkileri hakkındaki her şeyi. Bunu yok etmenin bir yolu var mı diye sor.
Pregúntale por nada de lo que sabe, todo lo que sabe, sobre NZT, todo lo relacionado con los efectos secundarios de NZT, si hay una manera de revertir ellos.
Profesör Hartford'ın yanında asistanı olarak çalışmaya başladım. Vize kâğıtlarını çantasına koymayı unutmuşum.
Yo justo comenzaba a trabajar para la profesora Hartford como su maestra asistente y olvidé poner sus exámenes de mitad de semestre en su bolso.
Ben de yanında olacağım.
Yo estaré ahí contigo.
Senin yanında olamadığım için gerçekten üzgünüm ama biraz ayrı kalmaya ihtiyacımız olduğunu düşünmüştüm.
Lamento muchísimo no haber estado aquí para ti... pero pensé que si nos dábamos un poco de espacio...
Onun hakkında yanılmadım değil mi?
Vega confía en él. ¿ Y me he equivocado de ella?
Büyükbaban artık cennette tatlım. Kaplumbağanın yanında.
Cariño, el abuelo está en el cielo ahora, con tu tortuga.
Sadece soyadımı da bilmiyor, bu sabah yorgan altında yan yana kıvrıldık.
No sólo él sabe mi apellido, pero esta mañana cuando nos acurrucamos bajo mi edredón. Lo llamamos "la manta secreto"
İşleri bitince yanında olacağım.
Estaré aquí cuando te dejen salir.
Bana ne zaman ihtiyacı olursa yanında olacağım çünkü bu hayatta güvenebileceğim tek kişi o!
Significa que voy a estar ahí para ella cuando me necesite, porque es la única con la que puedo contar.
Ben senin yanında olacağım.
Estaré contigo.
Engelli insanların yanında rahatsız mı olursunuz?
¿ Se siente incómodo entre personas discapacitadas?
Senin hakkında yanılmışım.
Yo estaba equivocada con usted.
Koskoca SAT sınavında iki yanlışım vardı ve sonraki yıllarda o sorular, yanıltıcı oldukları için elendiler.
En toda la SAT, tengo dos preguntas mal, y en los años siguientes, esas preguntas fueron golpeados por ser engañosa, pero
- Benimle konuşmuş olsaydı onun yanında kendimden geçmiş olurdum, sizin yanınızda duramazdım.
- Si me hubiese hablado, estaría desmayado al lado de él, no parado aquí con usted.
Kahramanın arkadaşı yokken yanında, uzaman gerektiğini öğrenmen lazım.
Cuando el amigo de la heroína no está con ella, debe saber a alejarse.
Sonra, annemin yanında yatmaya başladım.
Entonces, empecé a dormir al lado de mi madre.
Seni karının yanında utanmaman için uyarmıştım.
Te advertí que no avergonzar a sí mismo antes de que su esposa.
İsmi Oscar, sana yardım etmek için yanında.
Su nombre es Oscar, y él está aquí para ayudarte.
Bundan korktuğum için yanında duracağım bu karanlık gecenin sarayından ayrılmayacağım bir daha.
Por temor a que, Me quedaré contigo ; Y nunca... de este palacio del din podría salir de nuevo.
O böyle ikiyüzlüyken yanında kalamazdım, oldu mu?
Y no puedo tratar con ella porque porque es una hipócrita, ¿ vale?
Gel ve ateşin yanında biraz ısın ben de sana bir şeyler bulayım.
Ven y caliéntate junto al fuego, veré si puedo darte una gota de algo.
- Yanında olamadım, evet.
- Estado por aquí. Lo sé.
Nick artık evlendiği ve hayatında yeni bir sayfa açtığı için bu sene yanımızda bizim için kıymetli misafirleri de getirebileceğimizi söyledi.
Y desde que Nick se casó y empezó una nueva etapa en su vida, ha decidido ampliar la invitación a nuestros seres queridos.
Aslında Mabel, bu konuda Dipper'ın yanındayım.
A decir verdad, Mabel, estoy de acuerdo con Dipper.
Hiçbir zaman yanında olamadım, ama bu dünyada olabilirim.
Nunca estuve a tu lado, pero en este mundo, puedo estarlo.
Takım fotoğrafında yan yanaydık.
Nos pusimos de pie al lado del otro en la foto del equipo.
Onu ilk bulduğumuzda, orada, kıyının her yanında timsahlar vardı ve şimdi saatlerdir buradayım, ama tek bir timsah bile yok.
La primera vez que lo encontramos, había cocodrilos en todo el banco de allá y ahora que he estado aquí varias horas y no hay uno.
Yanında kaldığımız adam Olson'da mide hastalığı var Hutch'a bulaştı, şimdi de bana bulaşmaya başladığını hissediyorum.
- Sí. El chico con el que nos quedamos, Olson, tiene algo estomacal, luego contagió a Hutch, y ahora estoy empezando a sentirme mal.
Yanında olacağım.
Ahí estaré.
Bana bir kazak verin. - Yanındayım, yanında.
- Pellízcate, porque así es.
Geçen karımın yanında "Hey, Frank, şanslı adamsın." diyerek küstahlık etti.
La otra vez, yo iba con mi esposa, mi mujer y tuvo la osadía de decir : "¡ Frank, tú sí que tienes suerte!"
"... tıbbi yardım gelene kadar yanında bulunan çifte ait olabileceği gerçeğinin göz ardı edilemeyeceği " şeklindeki görüşünü benimsedi.
y que la atendió y vistió mientras esperaban la asistencia médica.
Sorguya çekilirken yanında kimse var mıydı?
¿ Lo acompañó alguien en el interrogatorio?
Sanırım burada, çocuğun annesi Steven Avery'nin kardeşi olduğundan sorgu sırasında yanında olmasını istemediler.
Supongo que como su madre es la hermana de Steve Avery, tal vez ellos no querían tenerla allí.
Bir insanı özgürlüğünden mahrum bırakan taraf mı hatalıdır yoksa tereddüt içinde olduğu hâlde, ki neredeyse her zaman öyledir özgürlük hakkını savunan kişinin yanında yer alan taraf mı?
¿ Erramos del lado de privar a un ser humano de su libertad o del lado de sostener el derecho a su libertad frente a la incertidumbre que tenemos?
Kızım Nikole telefonunu yanında getirmişti ve...
Mi hija Nikole trajo su celular y nosotras- -
Bu gördüğünüz yarım daire şeklindeki deforme kısmın yanında bir tane de küçük ve yine anormal bir delik bulunuyor.
Esta imperfección semicircular de aquí tiene otra abertura más pequeña que no es natural.
Daima Steven'ın yanında olacağım.
Yo estoy con Steven.
Brendan'ın da yanında olacağım.
Y estoy con Brendan.
Bazen, yanında duracak cesarete sahip olmadığım için kendimden nefret ettim.
Y a veces me odio a mí mismo
İnanıyorum ki, en büyük gizemlerin cevaplarını bulacaksın, bulduğunda da yanında olacağım.
Creo que usted encontrará las respuestas Para los mayores misterios, y estaré ahí cuando lo hagas.
Erkek kardeşime ve yanında kalacağım ailesine gidiyorum.
Me fui a vivir con mi hermano y su familia, y aquí me quedaré.
Evet, yarın yanında olacağım.
Sí, voy a estar ahí contigo mañana.
Yarın yanında olacağım.
Voy a estar allí contigo mañana.
Usulen kocamın yanında olmalıyım.
Tengo derecho a estar con mi esposo.
Dostum, asla senin tarafında olup olmadığımı sorgulamamasın. Çünkü ben her zaman senin yanındayım!
Amigo, nunca debes cuestionártelo porque ¡ siempre estoy de tu lado!