English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ Y ] / Yat

Yat translate Spanish

46,866 parallel translation
- Yat yere!
- ¡ Túmbate en el suelo!
Dostum Kevin orada yatıyor.
Mi colega Kevin está cumpliendo perpetua allí.
Marconi satışları için para transfer sitesi kurmuş ve oldukça da iyiler. Yüksek güvenlikli ve sızılamaz. Ama asıllık güzellik şu ; satış bittikten sonra bunun payı otomatik olarak hesabına yatıyor.
Ella traza los sitios para transferir el dinero para las ventas de Marconi y en realidad son bastante buenos, superseguros, imposibles de hackear, pero la verdadera belleza está en que... su parte se transfiere automáticamente a ella tras el cierre de la venta.
Jane, 5 dakika içinde konferans odasında buluşalım. Marconi'nin yatını iyice tanımlarsın.
Jane, quiero verte en la sala de conferencias en cinco minutos para una identificación más detallada del yate de Marconi.
Diğer 20'yi de yatır.
Transfiere los otros veinte millones.
Yat yere!
¡ Abajo!
Yere yat, yat!
Al suelo. ¡ Al suelo!
- Cinayetten yatıyor.
- De por vida por asesinato.
Müebbet yatıyordu adam.
Estuvo encerrado de por vida.
Onu yakalarız. Müebbet yatırırız. Biz böyle çalışırız.
Lo atraparemos, lo encerraremos para siempre, eso es lo que hacemos.
Bütün bunların yatırımını yapıyor.
Está financiando todo esto.
Anlaşmanın büyük bir kısmı yatırım şirketine gitti. O hukuk davasının ödemesi olarak.
La mayor parte de ese acuerdo fue a una firma de inversiones que pagó por esa demanda.
Yatırım şirketi mi?
¿ Firma de inversiones?
Hatırı sayılır bir pay karşılığında davalar için gerekli sermayeyi zengin yatırımcılar sağlar.
Inversores adinerados suministran el capital necesario para demandas civiles a cambio de una parte considerable de las ganancias.
Yvette Ingram'ın davasına destek olan yatırım şirketi için çalışan bir sekretere hikayeler anlatıyorum.
He estado cortejando a una secretaria que trabaja en la firma de inversiones que avaló la demanda de Yvette Ingram.
Sözde kız arkadaşı yatırımcıların listesini gönderdi.
Su aspirante a novia envió una lista de inversores.
Yvette Ingram adında bir kadın tarafından getirilen cinsel taciz davasına oldukça yatırım yaptınız.
Había invertido bastante en una demanda por acoso sexual presentada por una mujer llamada Yvette Ingram.
Başka bir cinsel taciz davasına yatırım yapmıştım.
Había invertido en otro caso de acoso sexual.
İki saatin ardından azıcık yatışan fırtına, Michael'a ekiple yeniden buluşmak için bir fırsat veriyor.
Tras dos horas, un parón de la tormenta le da a Michael la oportunidad de unirse al equipo.
Muşambanın üzerinde bu kadar su vardı. Yani bu bundan sonra çalışır mı, bilmiyorum. Yerde yatıyordu çünkü.
Había esta cantidad de agua en la lona y en la otra, así que no sé si esto va a seguir funcionando porque estaba en el suelo.
Yere yatın.
¡ Agáchense!
Mcllroy Yatırım Bankası ve "Rittenhouse anahtarı" yazıyor.
Banco McIlroy. Y las palabras "llave Rittenhouse".
Sonra güneş panelleri geldi... arabalar... ve hisse senetleri, yatırımcılar, tüm kazançlar.
Luego llegaron los paneles solares... los coches... y las acciones, los inversores, los resultados.
Şu anda da nehir yatağında veya güvenlik çitlerine takılmış yatıyordur.
Y ahora estará tirada en el fondo de algún barranco, o atravesada por una valla de seguridad.
- Bir yatıştırıcı almalısın sanırım.
Debes relajarte un poco.
Commodus'un Cleander ve Saoterus güveninin altında muhtemelen hayatı boyunca ona yakın oldukları gerçeği yatıyordu.
La confianza de Cómodo en ellos proviene seguramente del hecho de que estuvieron junto a él prácticamente toda su vida.
Bir atın yatıştırıcı birini yediğinden öldü mü?
¿ Murió por comerse a alguien que se tomó un sedante para caballos?
Her durumda, kurbanı öldürmek için sebepleri olan bir şirket Aynı zamanda danışman olarak Cockburn'a para yatırdı.
En cada caso, una empresa con motivos para querer muerta a la víctima le pagó a Cockburn como asesor más o menos al mismo tiempo.
Yatağı yatıralım.
- Abajo la cama. - Cayendo.
Tekrar yatıralım.
Y volvemos.
Az yatıyordu.
He estado manteniendo un bajo perfil.
- Millet, yere yatın!
¡ Oigan, acuéstense sobre la calle!
Varlığın her şeyi yatıştıracak.
Tu presencia calmaría los ánimos.
Yatıştırıcı.
Un laxante.
- Yere yatın!
- ¡ Al suelo!
Yat ve 50 şınav çek!
Quiero 50 flexiones.
Oyun saatinden sonra yatırman yeterli.
Luego de jugar, acuéstalo.
Yere yat!
¡ Abajo!
O cesetlerin içinde, saldırının sırrı yatıyor.
Ese cuerpo esconde el secreto de los ataques.
Biz yatıştırıcı gerekir.
Necesitamos un sedante.
Gerçek şu ki, genellikle ortasında bir yerde yatıyor.
La verdad, se encuentra por lo general en algún lugar de en medio.
Bir masada yatıyordum Doktorları dinlemek, aklımın kabukla nasıl örtüşmediği hakkında konuşurken, Inşa ettikleri ;
Estaba recostado en una mesa... oyendo a médicos decir que mi mente no se había fusionado con el exterior... que ellos habían construido.
Tamam, görüşüne göre polisler şüpheliyi yatıştırdı.
De acuerdo, parece que los oficiales han sometido al sospechoso.
Yaşlı bir ölü kadının üstünde yatıyorum.
Estoy recostado en una anciana difunta.
Sırtüstü yatıp çeneni kapat!
Recuéstate y cállate.
Huntley'de onunkine benzer fıçılar gördüm. Şimdi ise yatının arkasındalar. Aman Tanrım.
Vi barriles parecidos en el Huntley, y ahora están en su yate.
Uyuşturucu pisliği, emlak pisliği, yat pisliği.
Drogas, bienes raíces, yates.
Leeds bu akşam yatında bir parti verecek.
Pero Leeds hará una fiesta en su yate esta noche.
Kuluçkaya deniz maymunu yatırdığımdaki gibi.
Yo...
- Niye burada yatıyorsun?
¿ Qué haces aquí?
Sen yat.
Vete a dormir.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]