Yeter mi translate Spanish
2,349 parallel translation
Bu kadarı sizin için yeter mi?
Es suficiente para ti?
"Öldü" sana yeter mi?
¿ "Muerto" es suficiente para vos?
- Bu kadar yeter mi?
- ¿ Eso es suficiente?
Yeter mi?
¿ Es suficiente?
Yeter mi?
¿ Suficiente?
Bu kadınlık sana yeter mi?
¿ Eso es ser bastante madre para ti?
Yurtiçi Güvenliğe seyahat etmesi için buradaki yasadışı silahlar yeter mi?
¿ Basta de armas ilegales de viaje como Seguridad Nacional?
Bir kişiyi bile tedavi etmeye yeter mi, bilmiyorum.
Ni siquiera sé si hay suficiente para curar a alguien.
Sana biraz viski getirmemi ister misin yoksa bu yeter mi?
¿ Quieres que traiga el whisky, o eso será suficiente?
Ne yani, telefonu kaldırıp birkaç yeri arasam yeter mi? Evet.
Entonces haz que ocurra.
Ama sana geri gelmesine yeter mi bilemiyorum.
Los chocolates son buen detalle, creo pero no creo que puedas recuperarla, si tiene sentido.
Bu kadar yeter mi? Çıkabilir miyiz?
¿ Podemos salir de aquí?
Buna gücümüz yeter mi?
¿ Podemos permitírnoslo?
Lauren, herkes sevdiği şeyleri kaybeder ama bir şekilde hayata devam etmeliyiz. Gücüm yeter mi bilmiyorum.
Lauren, todos perdemos cosas que queremos, pero tenemos que encontrar una manera de seguir.
15 cihazdan çıkan kobalt, kirli bomba yapmaya yeter mi?
¿ El cobalto de 15 máquinas es suficiente para hacer una bomba sucia?
Jaxson'ı öldürmeye yeter mi? Sebeğ?
Es suficiente para matar a Jaxson.
Zamanımız yeter mi?
¿ Tienes suficiente tiempo para todo eso?
Al bakalım. Yeter mi?
Ten. ¿ Qué tal?
- Bu gecelik bu kadar yeter mi?
¿ Terminamos por esta noche? ¿ Qué?
Bu kadar yeter mi?
Lo bastante, quizás, ¿ para contárselo?
- Bu yeter mi?
- ¿ Con esto te vale?
- Bu kadar hız senin için yeter mi?
- ¿ Eso te parece rápido?
Üç tane taco yeter mi?
¿ Qué quieres? ¿ 3 tacos?
Hepimiz yan yana oturup, senin şeytanca emirlerini mi yerine getireceğiz? Yeter.
¿ Tenemos que estar lado a lado en tu ceremonia?
Yardımcım sizi arar, yerini ve zamanını söyleyin yeter.
Mi jefe de personal lo llamará le dirá dónde y cuándo.
Bu kadarı yeter mi?
¿ Es suficiente?
Kararını verdiğinde bana haber ver yeter elimden geleni yapacağım.
Avísame cuando lo hayas decidido. Haré mi mayor esfuerzo.
- Ama babamın işi... - Yeter.
- Pero el trabajo de mi padre...
Arabama saygılı davranın yeter.
Sólo respeta mi coche.
Kendi büromu açmaya yeter.
Lo suficiente como para abrir mi propia agencia.
Bana, tanıdığım en ikna edici ve en güçlü adamın yanımda olduğunu söyle yeter.
Todo lo que necesito saber es que el hombre más poderoso y persuasivo que he conocido está de mi lado.
Sadece şansımı tükettiğimi bil yeter.
Todo lo que tienes que saber es que fastidié mi oportunidad.
Bu kadar yeter. O benim arkadaşım.
Bueno, ella es mi amiga.
Artık yeter paşam!
Basta, mi general.
Bunu çok uzun bir zamandır bekliyordum işte. Hem yolu bir anda hızlıca gitmeye hazır olmadığını da biliyorum ama memelerine yumulmak bile yeter bana.
Sabes que has estado esperando esto mucho tiempo y se que no estás del todo preparado aún pero solo chuparte las tetas es suficiente para mi
- Al, numaranı telefonuma yaz yeter.
- Pon tu numero en mi telefono
Bu kadar yeter, Lewis. Tüm hayatını beni sömürerek geçirdin.
- ¡ Te has pasado la vida siendo mi parásito!
Yeter artık bu kadar.Anlattıklarını kontrol ettiniz mi?
Deja de hacer eso. ¿ Has verificado su historia?
Sadece bu bile yeter hayatimda ilk defa bir sehirden bir baskan cikti.
Saben, esta es la primera vez en mi vida que un presidente ha salido de una cuidad...
Yeter ki kızımı göreyim.
Mientras pueda ver a mi hija.
Bir düzine yeter. Bir düzine mi?
Espera, ¿ una docena?
Film çekimi sırasında görüntüde sarsıntı var mı diye kontrol edip, kravanıma şekerleme ve kayganlaştırıcı koysan yeter!
¡ Encárgate de la puerta y de mantener mi caravana provista de buen tinto y caviar!
Bugünlük bu kadar gevezelik bana yeter sanırım.
Y... y esa es mi charla del día.
Benim sorunum yapma yeter.
Simplemente no hagas de esto mi problema.
Ne istediğin umrumda değil, biliyorsun! Çorbamı getir yeter!
Tú sabes, no me importa que quieres sólo ¡ tráeme mi sopa!
Bunların hepsi bize dairesi için arama izni almamıza yeter, değil mi?
Vale, todo esto debería bastar para conseguir una orden de registro para su apartamento, ¿ verdad?
Yeter ama! Tüm gün bu Meksikalı'nın kafamı siktiği yetmiyormuş gibi bir de senden mi emir alacağım?
Suficiente con tener todo el día en mi culo a este "vendedor de tacos".
Elimdeki kanlı ilmik yeter asmaya on geyik.
* Con mi lazo sangriento. * * Suficientemente fuerte para colgar diez alces. *
"Nefes alsın yeter" mantığındasın, değil mi?
Contigo es literalmente cualquier cosa que se mueve, ¿ no?
- Biraz zamanı tanı yeter.
- Deja mi culo en paz un rato.
Çok sevindim ama bana o dinozor Tollins Brauer'ı bırakıp... -... karımla, onun hukuk firması hakkında görüşeceğini söyle yeter.
- Me gustaría, pero dime tienes que dejar ese dinosaurio, Tolins y Brauer ven, habla con mi esposa sobre su firma.