English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ Y ] / Yok et

Yok et translate Spanish

2,203 parallel translation
Sevdiklerimize mukabil, düşmanlarımızı yok et.
A cambio de nuestros amantes, destruye a nuestros enemigos.
Hekate'nin üç kez pişirdiği, büyülerin gücü, kendi amansız gücünle, dipdiri hayatı bir anda yok et.
tu natural magia y letal propiedad, usurpa al momento su saludable vida.
Yok et onları.
Destrúyelos.
Devam et, bu bedeni yok et.
Vamos, maten este cuerpo.
O zaman onu yok et.
Destrúyanlo.
Yoluma çıkacak herşeyi bul ve yok et.
Vuela y destruye todo que esté en tu camino.
Ve isimlerimizi yok et.
Y que borre nuestros nombres de esto.
Yok et şunları, dostum. Ne yapmaya çalışıyorsun? Beni öldürmeye mi?
Ha descubierto que la ex-mujer de Funk es de las que atropella.
Her şeyi yok et!
¡ Destrúyelo todo!
Fotoğrafçıyı yok et.
Borre al fotógrafo
Her şeyi yok et. Anlaşıldı.
Destruyan todo.
O zaman, Beverly'i yok et.
- Pues ataja por Beverly.
Yani, onları bantla. Elbiseyi yok et.
Así, la correa hacia abajo.
Kendini ele vermek istemiyorsan, kolyeyi yok et.
Si no quieres apartarte, Perder la joyería.
Tüylerini yok et.
Pierde la pluma.
Bul ve yok et.
Busca y destruye.
- Güzel. Eğer elinde tutmak istiyorsan, tişörtü yok et.
Si quieres conservarlo, quítate esa camiseta.
Problem çıkarsa, yok et hepsini.
Si algo va mal, quémalas.
Ya kenara çek ya da yok et.
Apártala o la pierdes.
Bence temizlemekten çok ya birine ver ya da o kravatı yok et.
Yo recomendaría donación o incineración, no en ese orden.
-... yok et onu.
- Piérdelo.
O halde hapları yok et.
Entonces acaba con las píldoras.
Her şeyi yok et.
Destruyan todo.
Bariyer Analizi : Kalkanı Yok Et - Her şey yoluna girecek.
¡ Todo saldrá bien!
Sana bu kitapları oku dedim, yok et demedim.
Te dijera que leyeras esos libros no que los destruyeras.
Robot çocuğu yok et. Mavi Çekirdeği geri getir.
Destruye al chico robot, trae el núcleo azul.
Sana dedim ki, robot çocuğu yok et ve Mavi Çekirdeği geri al.
Te dije que destruyeras al chico robot... y trajeras el núcleo azul.
Ama et ve kandan kulaklara duymak yok ruhlar dünyasının sırlarını.
Pero estos eternos misterios no son para oídos mortales.
Yok devam et.
- No. Sigue.
Harekete devam et. Canla başla çalışacağız. - Hayır yok.
Trabajemos con fervor. "No" significa "Sí".
Sana onu terk et demiyorum. Senin yapabileceğin bir şey yok.
No te estoy diciendo que lo abandones.
Sorun yok, devam et.
No te preocupes, dime.
Bunu iltifat olarak kabul et. Böyle bir ihtimal yok gibi görünüyor.
considerar esto un cumplido, parece bastante complicado
- Başında travma izi yok. - Diğer adamı kontrol et. Bunu biz hallederiz.
No hay señal de trauma craneal, Revisen al otro hombre, yo sigo a partir de aquí.
- Tamam, yok bir şey, acele et.
Está bien, lo que quieras. Apúrate.
Bir şey yok evlat, uyumana devam et.
Bien, amiguito. Bien. Vuelve a dormir, vuelve a dormir.
Hemen telsizini yok et.
Destruye tu comunicador ahora.
Dünyanın geri kalanının bizim kadar et tüketebilmesinin imkânı yok.
No hay manera... MICHAEL POLLAN... de que el resto del mundo... AUTOR DE IN DEFENSE OF FOOD
- Yok bir şey, devam et.
- Nada. Continúa.
- Yok devam et sen.
- No, lo sabrás.
Bunu yapar. Sorun yok. Devam et.
Sí, ella hace eso, está bien.
Hayır, et yiyen bakteri falan da yok.
No, y no has comido carne con bacterias.
İşi kabul et, söz veriyorum yalan dolan yok.
Toma el trabajo, y te prometo que nada de trucos.
Yarası yok olduğunda nasıl gözükeceğini ve gözlerini tekrar açıp ne kadar sağlıklı ve canlı olacağını hayal et.
Imagina cómo se va a ver cuando las heridas desaparezcan, sus ojos abiertos de nuevo, y que él estás vivo y saludable.
Ayrıca, kendisi vejetaryen, o yüzden et yok.
Además, ella es vegetariana, así que nada de carne.
Bana ihtiyacın yok, sen devam et.
No me necesita. Ve a por él.
- Devam et. İçini dök. - Söyleyecek bir şeyim yok.
No tengo nada que decir.
Yok, böyle devam et, sonunda Neal gibi olursun.
No. Sigue así y terminarás como Neal
Patlayacağı falan yok. Sen sürmeye devam et.
No va a explotar.
Ted ortalarda yok, ve az önce kokulu ampullerin, üç gün açık halde bırakılırsa bozulmuş et gibi koktuklarını farkettim.
Ted desapareció y acabo de averiguar que si dejas a los bombillo perfumados encendidos por tres días, huelen como carne descompuesta.
- Et sen bunu biliyorsun, ne de size ait yok.
No sabes si te corresponde.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]