Çantayı al translate Spanish
470 parallel translation
Corey, çantayı al ve kaç.
Corey, coge la bolsa y vámonos.
Çantayı al ve kaç!
¡ Coge la bolsa y vámonos, joder!
- Dixon, çantayı al. Arabaya doğru yürü ve buraya bak.
Dixon, coja la maleta, camine hacia el coche y mire para acá.
Dinle, çantayı al, yarın kafeteryada geri verirsin.
Hagámos así : Yo le doy la bolsa y Ud. me la lleva al comedor mañana. Yo me llevo el reloj.
Yargıç, şimdi sen oraya git, o çantayı al ve buraya getir
Le toca ir hacia allá. Va a recoger la bolsa, y traerla aquí.
Çantayı al. - İyi iş, Chad.
Veo que consiguió el maletín. ¡ Bravo!
Yapmamız gereken tek şey o çantayı alıp bazı ayarlamalar yapmak.
Solo tenemos que coger el maletín y hacer unos ligeros ajustes.
Eğer Parra'yı röportaj bahanesiyle masasından birkaç dakika uzaklaştırabilirsem çantayı alıp buraya getirebilir misin?
Si alejo a Parra de su escritorio para una entrevista... ¿ puede traer el maletín aquí? - No le dará una entrevista.
- Sen şunları al, ben çantayı alırım.
- Llevaré el bulto, y tú los pequeños.
O çantayı alıp nereye gidiyorsun?
¿ Adónde va con esa bolsa?
Bu çantayı al, seninkinden daha güzel.
Toma éste. Es mejor que el tuyo.
Ya bu çantayı alırsın yoksa ne olacağını biliyorsun. Annenle ben lokantaya gideceğiz ve seni yalnız bırakacağız.
Si no llevas este bolso... nos iremos al restaurante y te dejaremos sola.
hayır, haberci çantayı alır.
No, el mensajero leiva el bolso.
Kasayı açıp, siyah çantayı alıp taksiye mi dönüyorum?
Correcto. Abro la caja fuerte, saco una bolsa negra y vuelvo aquí al taxi.
Amy, arabadaki çantayı al.
Amy, mete ese saco en el auto.
Çantayı al!
¡ Dame el maletín!
- Çantayı al.
Trae la bolsa.
Peki o zaman emaneti bırak, çantayı al..... ve dışarıda bekle.
Entonces, saque el contenido, llévese el maletín, y espere afuera.
Çantayı al, John.
Toma la bolsa, John.
Joey, çantayı al.
Coge la bolsa.
Kadın bu mavi çantasını iki kasanın arasına bir yere koydu. Ben de çantayı alıp marketten çıktım.
Y dejó su bolso azul más o menos entre las dos cajas y yo, entonces, cogí el bolso azul y me marché.
- Şu lanet çantayı al.
No tomaremos el avión. Toma el maldito bolso.
Çantayı al.
lleva el bolso, chico.
Rob, çantayı al.
Rob, la maleta de el senador. Si señor..
Büyük çantayı ben alırım.
Yo llevaré la maleta.
Parkta tek başınıza gezerken yanınıza silah almakla iyi etmişsiniz, ama... madem çantanızda silah olduğunu biliyordunuz... niye çantayı fırlatıp attınız?
Es usted lista al llevar un revólver para pasear por el parque sola, pero... si sabía que tenía el revólver en el bolso, ¿ por qué lo tiró?
Çantayı ben alırım.
Deje, yo llevaré este.
Çantayı benim için alırsan onu savuşturabilirim.
Mi ex novio está ahí. Espera que retire mi bolso.
"Bu çantayı emanet eden bey çanta bir kadın tarafından alınırsa polise bildirilmesini istedi."
"Si este bolso es retirado por una mujer, por favor, avisar a la policía".
Sen, çiftçi, ellerini kaldır. Ve sen, Fritz Çantayı yere at. Bu tarafa, ayağıma doğru.
Y tú, campesino, manos arriba y usted, Fritz, arroje al piso ese maletín aquí, cerca de mis pies.
- Çantayı al.
- Agarre las maletas.
Durum böyle olunca da, çantayı açtığınızda bulduğunuz...?
De ahí que usted, al abrir la maleta, encontrara
- Hallolan bir şey yok! Aksine! O çantayı, Bay Martin'e verdim!
Nada está arreglado, al contrario, se la he dado al Sr. Martin.
Çantayı asistanımız Dnz. Yüzbaşı Schulz'a verdim.
Se lo he entregado al teniente Schulz.
Çantayı boş ver!
- ¡ Al diablo con el maletín!
Bu eski kirli çantayı lokantaya götürmek istiyorsun.
¿ Llevar esa cosa al restaurante? .
Evet, adam çantayı ele geçirdi.
Ahora se dirige al andén.
Al şu çantayı.
Coge la maleta.
Ben çantayı açtığım zaman kablosu yerinden çıkmış olmalı.
El cable se habrá soltado al abrir.
- Çantayı da alın. - İşte İşte bu.
Este bolso completará las apariencias.
Çantayı kapat.
Cogeré los negativos. Cierra el maletín al hacerlo.
Çantayı göğsüme doğru kaldırdığında bir şeyden şüphelenmiyorum.
( disparo ) No sospecho nada cuando me acercas la bolsa al pecho.
Yarın MacGyver ve Pete saat bire iki kala çantayıda alıp karakol kasasına gidecekler.
Entonces mañana Mac y Pete irán a la sala de la policía con el maletín a las 12 : 58.
Sonra kadın ayrıldı. Arabasına gidince çantayı kadına ulaştırmaya çalıştım. Fakat trafik çok yoğun olduğu için karşıya geçemedim ve kadın çekti gitti.
Y al final, ella se marchó hacia... su coche y quise devolverle su bolso, pero desgraciadamente había un tráfico alucinante, no pude cruzar y se fue en coche.
Al bu çantayı, Bill.
Toma tu maleta, Bill.
- Siktir et çantayı.
- Al diablo con la bolsa de compras.
Siktir edelim çantayı.
Al diablo con la bolsa de compras.
Al çantayı git.
Llévese la cartera.
Gümüşlerin olduğu çantayı da alın "!
"La bolsita de las joyas que están dentro de la bolsita..."
Çantayı şüpheliye verdiler.
Maletín siendo entregado al sujeto.
Çantayı başsız atın yanına bırak.
Deje el maletín junto al caballo sin cabeza a medianoche.
all right 20
allo 25
alex 1064
alice 882
alvarez 41
allah rahmet eylesin 22
alexei 36
alacakaranlık kuşağı 39
alacakaranlik kuşaği 23
allah 1043
allo 25
alex 1064
alice 882
alvarez 41
allah rahmet eylesin 22
alexei 36
alacakaranlık kuşağı 39
alacakaranlik kuşaği 23
allah 1043