Çok sıcak translate Spanish
4,051 parallel translation
Çok sıcak.
Demasiado caliente.
- Tanrım, burası çok sıcak.
- Ay, qué calor.
Sıcaklar. Çok sıcak.
Son muy calientes.
- Çok sıcak.
- Aquí hay más calor que en mi paquete.
Burası çok sıcak deyip ceketini çıkaracak. Belki kanepeye geçecek.
Él dirá que hace calor, se querrá quitar la chaqueta, os pasareis al sofa.
Neredeyse çok sıcak.
Está casi demasiado tibia.
Çok sıcak, çok dostane.
Es cálida, amigable.
Burası çok sıcak! Hemen gitmemiz gerekiyor!
¡ Hace demasiado calor!
Çok sıcak.
Hace tanto calor.
- Çok sıcak bir gündü.
- Era un día muy caluroso.
Burası çok sıcak oldu.
- ¿ Sí? Está pesado aquí.
Burası çok sıcak. Yaz mevsimindeyiz.
Hace mucho calor aquí.
Burası çok sıcak!
¡ Hace mucho calor!
Çok sıcak...
Hace mucho calor...
Baba, çok sıcak!
¡ Papi, hace mucho calor!
Herkes çok iyi burada. Çok sıcak ve dost canlısı.
Todos fueron muy tiernos, cálidos y amistosos.
İçerisi çok sıcak.
Hace mucho calor aquí.
Ve neden burası çok sıcak?
¿ Y por qué demonios hace tanto calor aquí?
Hava çok sıcak.
Está demasiado caliente.
Dikkat et, çok sıcak.
Cuida, está caliente.
Çok sıcak.
Está muy caliente.
Gerçekten burası çok sıcak oldu.
Hace mucho calor aquí.
- Gerçekten çok sıcak!
- Pero está muy caliente.
'Hücre arkadaşım Christine, beni çok sıcak karşıladı...'... ancak ona da açıkladığım gibi, dengesiz bir kundakçıyı...'... kanka olarak kabullenmem için doğru bir zaman değil.'
Mi compañera de celda, Christine, me ha hecho sentir más que bienvenida pero, como intento explicarle, ahora no es el mejor momento para mí para que tome a una incendiaria emocionalmente perturbada como mi mejor amiga.
O, çok sıcak, eğlenceli, cömert ve sevgi doludur.
De que es cariñoso, y divertido, y generoso y encantador.
Çok sıcak.
Qué calor hace.
Çok sıcak.
Que caloooooor.
Çok sıcak!
¡ Hace mucho calor!
Çok sıcak!
¡ Qué calor!
Çok sıcak!
¡ Ah, qué calor!
Çok sıcak bir gün.
Es un día abrumador.
O kamyondaki tüm koalaların kapana kısıldığını ve bugün çok sıcak! Bebekler annelerinin keselerindedir şimdi!
Todos los pequeños koalas metidos en ese camión, y es un día caluroso Lo sé, pero... bebés en las bolsas de sus madres.
Allah'ım, bu peynir çok sıcak.
Dios, ese queso está caliente ¿ eh?
Evet, hava çok sıcak, dostum.
Sí, hace calor, tío.
Çünkü esasen Dünya, bizim düşüncemize göre çok sıcak ve kuraktı.
Porque la Tierra original, pensamos, estaba muy caliente y muy seca.
Sonra gökyüzünde bir şey belirdi. Çok parlak ve çok sıcak bir şey.
Entonces habrían avistado algo en el cielo, algo muy brillante y muy caliente.
Dünya yaşam için ne çok sıcak, ne de çok soğuk.
La Tierra no es ni demasiado caliente ni demasiado fría para la vida.
Burası çok sıcak oldu.
Los obreros están en ello.
Bıçak yaralanmasından kaynaklı çok sayıda yara izi var. Hatta kurşun sıyrığı bile var.
Cicatrices de numerosas heridas de cuchillo e incluso tiene un rasguño de bala.
Sana söylüyorum tatlım sıcak koza yalanına güven ve çok yakında aşk gelip kapını tıklatacak.
Ya te lo decía, cariño, confía en el cálido capullo de mentiras, y muy pronto, el amor va a llamar a tu puerta.
Tüm bölge böyle ve bu da daha çok güneş ve önümüzdeki birkaç gün için sıcak hava demek oluyor.
la región entera, y eso significa más cielos de sol y temperaduras calientes
Ani sıcak basması hastalığı için yaşım daha çok küçük.
Bien, soy demasiado joven para tener calenturas. entonces, ¿ qué es?
Çok basit memur bey. Şu anda Teresa çok dar karanlık ve sıcak bir yerde.
Ahora mismo, Theresa está en un espacio muy estrecho, muy oscuro, y muy caliente.
Çok kan kaybettiğin için deli gibi titremeye başlamıştın. 2 gün 2 gece yatağına girerek seni sıcak tuttu.
Habías perdido mucha sangre y un frio mortal se apoderó de tí, asi que ella compartió tu cama para mantederte caliente durante dos días y dos noches.
Yani sıcağa karşı çok büyük bir toleransı var. Hem sıcak hem soğuk.
Y quiero decir, tiene un amplio rango de temperaturas, cálidas y frías, ambas.
Sadece senin sıcak ve mükemmel evinde olduğum için çok mutluyum.
Es solo, estoy muy feliz de estar en su calido y maravilloso hogar.
Doktoru sen olduğun için çok şanslıyız. Çünkü yakında sınavdan çakıp bir barda çalışacaksın.
Somos afortunados de que seas su médico ya que pronto te irá mal en los exámenes...
- Bugün, dünden çok daha sıcak.
Hoy está más cálido que ayer.
Çok da sıcak.
- Está calentita.
Şey, herkez şuan füzelerle daha çok ilgileniyor, ama umarım bir noktada sıcak sularda olacağım.
Bueno, ahora todo el mundo está más interesado en los misiles, pero estoy seguro de que estaré en problemas en algún momento.
Çok sıcak bu musluk.
Caliente del grifo Bloody.
sıcak 416
sıcaklık 48
sıcak çikolata 23
sıcak su 41
sıcak mı 47
sıcak değil mi 17
sıcak dudak 25
çok şık 66
çok sık 16
çok seviyorum 43
sıcaklık 48
sıcak çikolata 23
sıcak su 41
sıcak mı 47
sıcak değil mi 17
sıcak dudak 25
çok şık 66
çok sık 16
çok seviyorum 43
çok seksisin 23
çok şükür 211
çok sağol 164
çok sevindim 231
çok seksi 64
çok şıksın 21
çok sağ ol 161
çok sıkıldım 24
çok şekersin 24
çok şirin 126
çok şükür 211
çok sağol 164
çok sevindim 231
çok seksi 64
çok şıksın 21
çok sağ ol 161
çok sıkıldım 24
çok şekersin 24
çok şirin 126
çok sevimlisin 28
çok sevimli 135
çok şeker 64
çok sıkıcı 86
çok sert 55
çok sevinirim 68
çok sakin 32
çok severim 65
çok sağolun 79
çok şanslısın 138
çok sevimli 135
çok şeker 64
çok sıkıcı 86
çok sert 55
çok sevinirim 68
çok sakin 32
çok severim 65
çok sağolun 79
çok şanslısın 138
çok sıkıcısın 19
çok şirinsin 33
çok şanslıyım 39
çok soğuk 224
çok şaşırdım 153
çok safsın 39
çok susadım 64
çok şirinsin 33
çok şanslıyım 39
çok soğuk 224
çok şaşırdım 153
çok safsın 39
çok susadım 64