English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ Ç ] / Çok şıksın

Çok şıksın translate Spanish

275 parallel translation
- Sen de çok şıksın, Eddie.
- Y tú te ves magnífico, Eddie.
Vay be, doktor, çok şıksın.
Es usted magnífico, doctor.
Kızıl, çok şıksın.
Pelirroja, estás ideal.
- Çok şıksın.
- ¡ Le queda muy bien!
- Bugün çok şıksınız Bay Nolan.
- Está usted muy elegante, señor Nolan.
- Bu sabah çok şıksın. - Teşekkür ederim.
- Hoy estás muy elegante.
- Doğru, gerçekten de çok şıksın.
- Estás preciosa.
Sana yemeğe çıkma teklifinde bulunacağımı nereden bildin? - Bilmiyordum. - Bu hâlde neden böyle çok şıksın?
¿ Cómo sabrías que te invitaría a cenar?
Çok şıksın.
Te ves muy bien.
Adamım, çok şıksın.
Vistes muy elegante.
Çok şıksınız.
¡ Qué elegante!
Harika olmuşsun, baba. Çok şıksın.
Precioso, muy elegante.
- Hala çok şıksın.
- Sigues siendo un dandy.
Alice, bugün çok şıksın.
Alice, que elegante estás hoy.
Çok şıksın.
Vas muy elegante hoy.
Çok şıksın.
Estás estupenda.
Çok şıksınız Binbaşı.
Va muy acicalado.
Çok şıksın Buddy, gerçekten şıksın.
Estás muy elegante.
- Sammy, bu akşam çok şıksın. - Evet, olay nedir Sam?
Sammy, qué elegante te has puesto.
Çok şıksın.
Qué elegante.
- Çok şıksın. Gerçekten öyle.
Estás guapísimo.
- Çok şıksın.
- Estás muy guapo.
( Çavuş Dedektif Sonny Crockett ) Oo, hanımlar, bugün çok şıksınız..
Hola, señoras. ¿ Cómo va eso?
Çok şıksın.
Estás preciosa.
Oh, Poirot, Hastings, Çok şıksınız.
se les ve muy elegantes.
Yine çok şıksın.
Tan elegante como siempre.
Sayın müdür! Bayan Gordon, çok şıksınız.
está preciosa.
Çok şıksın.
Wow. te ves sorprendente.
Geciktiğim için üzgünüm. Sorun değil. Yine çok şıksın.
Nunca le pegué ni lo encerré en el armario.
Çok şıksınız.
Está elegantísima.
- Çok şıksınız.
- Se ve bien.
- Çok şıksınız. Peki Bayan Wegman ne tepki verdi?
- Se ve bien. ¿ Qué dijo su Sra.?
Çok şıksın, Daffy.
Qué li-lindo uniforme, Daffy.
Eskiden olsa, özellikle de davranışı çok yakışıksız olan bir doktorun böylesi bir küstahlığını içerlerdim.
Hubo un tiempo en el que me hubiera ofendido ante semejante impertinencia, particularmente viniendo de un doctor cuya conducta deja bastante que desear.
Çıksın diye de ; korkarım, çok kötü bir oyun oynadın. Ama bunlar senin soyuna kalmayacak demişlerdi. Bense krallar atası, babası olacakmışım.
Pero me temo que has tenido que jugar sucio para conseguirlo, mas te fue dicho que no pasarías a la posteridad y que yo mismo sería padre y raíz de muchos reyes.
Çok mu şıksın?
¿ Te has vestido ya?
Haklısınız. Bu küçük odada kitaplarınızın, defterlerinizin içine dalmış olarak kalmak çok sağlıksızdır.
No es sano quedarse encerrado en este cuarto, enfrascado en sus libros.
Sizler, hepiniz çok karışıksınız.
Estáis como cabras.
Yoksa bekarlığa çok mu alışıksın?
¿ O estás demasiado cómodo con tu vida de soltero?
Çalışırsa, azimli ise yapar. Ama sizin evin karmaşasında yaşayamaz o. Çok kalabalıksınız siz.
Pero si estudia y tiene buena voluntad... porque no puede vivir en medio de esa confusión que hay en tu casa.
Çok şımarıksın Bayan Iverson!
Está usted demasiado consentida, Srta. Iverson.
Yakışıksız imalarınıza çok kırılıyorum!
¡ Me ofende su conclusión incorrecta!
Orkestral bir şey bulmaya çalışın da ses çok çıksın.
Busque más bien una orquesta de vientos.
Çok şımarıksınız.
- ¡ Estais muy mimados!
Çok sıksın.
Estás muy guapo.
Ve çok da şıksın!
¡ Y qué elegancia!
Çok şıksın.
Muy "chic".
Siz çok sıradışı bir türsünüz,... ikinci bir şansa layıksınız. Devam edin.
Son una especie insólita merecen otra oportunidad.
Savaşta kullandıklarımızın aynısı. Çok mantıksız.
Es el mismo tipo que usamos durante la guerra, pero eso no tiene sentido.
Çok şımarıksın.
Eres tan malcriado.
Rüyaların çok yakışıksız.
Que pesadilla de predicción.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]