Çok yumuşak translate Spanish
844 parallel translation
Saçların çok yumuşak.
Tu pelo es muy suave.
Sana karşı çok yumuşak oldum. Ama artık bu son bulmalı.
He sido demasiado blando contigo... pero ahora lo arreglare.
- Çok yumuşak kalplisin Marguerite. - Evet.
- Tienes un gran corazón, Margarita.
Günümüzde ordu çok yumuşak.
- Ahora el ejército es muy blando.
Ama sana karşı kendini kaybedeceğini sanmıyorum. Sen çok yumuşak başlı küçücük bir şeysin.
No creo que pierda los cabales contigo, pareces ser muy apacible.
- Alexandra, çok yumuşak kalplisin.
- Si tú no harás nada al respecto ¡ yo lo haré! - Alexandra, tienes un tierno corazón.
Çok yumuşak başlı.
Muy dulce.
Cheatham County, Tennessee'deki toprak çok yumuşak. Öyle ki, yatakları bile toprakla dolduruyorlar.
En Cheathan, Tennessee, el suelo es tan blando... que lo usan para hacer colchones.
Çok minik, çok yumuşak.
Tan pequeña, tan suave.
Çok yumuşak söyledin.
Tan tierno.
Çok yumuşak başlısın tatlım.
Demasiado mentirosa.
Hem de çok yumuşak.
¿ Dónde está el dinero?
Bir anda, yüzünün ifadesi çok yumuşak bir hal aldı.
De repente su rostro se suavizó.
- Daha iyi. Çok yumuşak.
Sí, es bonito y muy suave.
Bu çok yumuşak bir ifade.
Para decirlo suavemente.
John North, Sen sirk konusunda çok yumuşak davranıyorsun.
John North, el circo te ha hecho un blando.
Harry, çok yumuşak kalplisin.
Harry, eres demasiado blando.
Evet, Mozart, müziği çok yumuşak ve huzur dolu...
Sí, porque Mozart es dulce, suave, ligero...
Dokunma bana! - Çok yumuşak bir bayan...
Es tan dulce...
Bak, ufukta çok yumuşak bir gülümseme var hepsini görebilmek için çok sessiz ve dikkatli olmalısın.
¿ Ves allí en el horizonte? Hay una sonrisa tan suave... hay que estar muy atento para poder verla.
Ve sen de sevgili yeğenim, çok yumuşak kalpli çıktın.
Querida tía, eres cruel.
Mühendisimiz bölgeyi inceledi ve oradaki nehir tabanının çok yumuşak olduğuna karar verdi.
Nuestro ingeniero lo ha estudiado y el lecho del río es demasiado blando.
Annesi gibi çok yumuşak.
Es débil, como su madre.
Evet, çok yumuşak biri, iyi dans eder, çenesi de laf yapar.
Sí, es seductor, buen bailarín y muy conversador.
Beni bilirsin, çok yumuşak kalpliyimdir.
Ya me conoces, tengo mucho corazón.
Dedi ki senin saçların çok yumuşak ve uzunmuş
Dijo que solías llevarlo suelto y largo.
- Çok yumuşak olduğumu söyleyecekler. - Yakında kral olacaksın!
Creerán que soy débil.
Çok yumuşak olmuş.
Se corta como mantequilla.
Haklısın baba. Çok yumuşak.
Tienes razón, papá, demasiado blando.
Ses çok yumuşak ve Fransızca konuşuyor.
La voz es dulce y habla la lengua de Francia.
Çok yumuşak ve naziğim.
Soy demasiado dulce y gentil.
Sonu gelmez, çünkü... sen çok yumuşak huylusun.
Interminable porque has sido benévolo.
Yastığın çok yumuşak ve rahat
Mientras su almohada Es suave y profunda
Havası çok yumuşak.
El aire es muy sano.
Müzik gürültülü mü, pop mu yoksa çok yumuşak mı olsun?
¿ Fuerte, pop o música suave?
Çok yumuşak, İngiliz pazeni.
¡ Qué suavidad! Es franela inglesa.
Ayrıca çok da yumuşak.
Demasiado blanda.
Umarım yumuşak biridir. Ben aşçıyım ve çok çabuk korkarım.
Espero que sea amable, ya que soy su oficial de comedor y me asusto.
Tatlı yumuşak şeyleri okşamaktan çok hoşlanırım o kadar.
Pero es que me gustan las cosas bonitas, cosas suaves.
Bir tanesi çok güzel. Biraz solmuş ama yumuşak. Tıpkı ipek gibi.
Uno es muy bonito, algo pálido pero suave como la seda.
Çok yumuşak.
Demasiado blando.
İkimiz de sana çok yumuşak davranıyoruz Tommy.
No te enfades conmigo.
Bu zekice hile yüzünden pek çok genç adam sakatlandı veya öldü. Bu yüzden Başkan Roosevelt, Theodore Roosevelt üniversiteleri çağırıp oyunun daha yumuşak oynanmasını istedi.
Así que muchos jóvenes fueron lisiados y asesinados por esta inteligente... maniobra, así que el Presidente Roosevelt, Theodore Roosevelt, tuvo que reunir a los institutos y pedirles que hicieran un juego menos brutal.
Saçlarını çok iyi hatırlamıyorum ama sizinki kadar yumuşak ve siyah olamazdı.
No sabía recogerse el pelo muy bien... y no podía, ni de lejos, ser tan suave o tan negro como el suyo.
Çok mu yumuşak?
¿ Demasiado blando?
Sen dik bakışlı, yumuşak kalpli bir kadınsın, Bayan Clara ve ben senden çok hoşlanıyorum.
Es una mujer testaruda... y buena, Srta. Clara, y me agrada mucho.
Bu günlerde etrafta çok fazla yumuşak var.
Hay muchos maricas hoy en día.
o zaman görüşmek dileğiyle şimdi bu sadece sponsorumuzun reklamı değil aynı zamanda çok iyi bir tavsiye sizi gerçekten serinletecektir bir sonraki buluşmamıza kadar Oasis'i deneyin var olan en yumuşak tadı
Espero que nosotros lo veamos luego. Ahora bien, esto no es sólo la palabra del patrocinador, es simplemente una muy buena sugerencia. Es sinónimo de fescura real.
İlk evliliğinde gerek duyduğun şey eş falan değildi, bir anne figürüydü. Eşten çok, yumuşak, sıcak bir anne göğsü aradın tıpkı ufak bir oğlanın annesinin göğsünde yorgun başını dinlendirmesi gibi.
Lo que necesitabas en el momento de tu primer matrimonio... esto no era de una compañera sino de una mujer a la imagen de madre... no verdaderamente de una esposa, pero de un regazo dulce y confortable... para que un niño pueda acurrucarse allí.
Yumuşak başlıyken, ya da adam gibi adamken çok berbat günler geçirdim.
Cuando lo pasé más mal fue en la época en que era... blando, o humano.
Yalnızca zemin çok daha yumuşak.
Solo que pico en terreno mucho más blando.
yumuşak 121
çok yazık 499
çok yorgunum 419
çok yakışıklısın 42
çok yoruldum 142
çok yaşa 236
çok yakında 217
çok yakışıklı 83
çok yalnızım 50
çok yakıştı 22
çok yazık 499
çok yorgunum 419
çok yakışıklısın 42
çok yoruldum 142
çok yaşa 236
çok yakında 217
çok yakışıklı 83
çok yalnızım 50
çok yakıştı 22
çok yaşlı 53
çok yakın 78
çok yorgun 38
çok yavaş 62
çok yorgunsun 23
çok yardımcı oldunuz 75
çok yeteneklisin 36
çok yorucu 19
çok yardımcı oldun 67
çok yüksek 70
çok yakın 78
çok yorgun 38
çok yavaş 62
çok yorgunsun 23
çok yardımcı oldunuz 75
çok yeteneklisin 36
çok yorucu 19
çok yardımcı oldun 67
çok yüksek 70