English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ Ö ] / Öldürülmüş

Öldürülmüş translate Spanish

3,612 parallel translation
- Yasokichi öldürülmüş!
¡ Yasokichi ha sido asesinado!
Daniel Russo hapishanede bıçaklanarak öldürülmüş.
Daniel Russo acaba de morir apuñalado en la cárcel.
Evet.Liderlerinin ben yola çıkmadan öldürülmüş olmaları büyük talihsizlik.
Si, fue lamentable que sus lideres cayeran antes de mi llegada.
Los Angeles Cinayet dediği gibi 2 kere vurulmuş ve tuvalette öldürülmüş birini bulduklarını söylüyor.
El departamento de Homicidios de Los Ángeles dice que encontraron a este tipo muerto en el baño, dos tiros, como ha dicho.
Çünkü, tam da söylediğin yerin yakınlarında, kız arkadaşı tarafından, kalbinden bıçaklanarak öldürülmüş bir kadın cesedi bulundu.
En realidad no, pero recibí está mañana una llamada de una novia muerta por la misma área apuñalada en el corazón.
Öldürülmüş birilerini demek istemiyorum, ölmekte olan birinden bahsediyorum.
No me refiero si lo has visto asesinado, si no si lo has visto morir.
- Beni bunun dışında tutmalısınız ama öldürülmüş olarak bulunmadan kısa süre önce Susie ve Norman'ı tartışırken gördüm.
- Ya que me obliga a decirlo vi a Susie y Norman discutiendo poco antes de que apareciera muerto.
Bir gece avluda vurularak öldürülmüş bir ceset bulduk.
Una noche, teníamos un cadáver baleado yaciendo en un jardín.
Bu Modern insan öldürülmüş, bu bir suç.
Este Homo sapiens fue asesinado, lo que lo hace un crimen.
Modern insanın erkeği açıkça Asimile insanın baltasıyla öldürülmüş.
Al Homo sapiens macho lo mató sin duda el hacha de un Neandertal.
Ormond öldürülmüş.
Ormond fue asesinado.
- Öldürülmüş mü?
¿ Él fue asesinado?
Bay William Kimber'ı silahla öldürülmüş vaziyette bulduk.
William Kimber ha sido encontrado muerto con una herida de bala.
Parkta öldürülmüş bir kız daha bulundu.
Otra chica ha sido encontrada muerta en el parque.
Bence öldürülmüş olabilir.
Creo que pudo haber sido asesinado.
Dün gece öldürülmüş.
Lo asesinaron anoche.
Ofis alarmını aktif ettiği 22 : 00'de öldürülmüş ve 22 : 45'de, otoparktaki baygın haldeki kişi için sağlık görevlileri aranmış.
Fue asesinado ayer por la noche entre las 22 : 00, mientras activaba la alarma de la oficina... y las 22 : 45, cuando el servicio médico recibió una llamada, diciendo que había un cadáver en el aparcamiento.
Bu ölüm ilanları, bu insanlar rastgele ve şuursuzca öldürülmüş.
Estos obituarios, estas personas, fueron asesinadas... al azar... y sin sentido.
Odasında bir takım öldürülmüş insanların fotoğrafları vardı hepsi de Jake gibi özel yetenekleri olan insanlar.
Sí, él... tenía fotos en su habitación de gente que ha sido asesinada... cada uno de ellos especial... como Jake.
Charles Milk geçen hafta öldürülmüş olmasaydı bunun epey bir yardımı olurdu.
Bueno, eso sería de gran ayuda si no hubieran asesinado a Charles Milk la semana pasada.
Öldürülmüş.
Asesinado.
Öldürülmüş.
Había sido asesinado.
Vücut sıcaklığına bakılırsa dün gece öldürülmüş.
Hígado temporal definitivo. Ella fue asesinada en algun momento durante la otra noche.
Polisi arayan kadın Molly için endişelenmiş çünkü geçtiğimiz günlerde kardeşi sarhoş bir şoför tarafından öldürülmüş.
La mujer que nos informó esto estaba preocupada por Molly porque su hermano reciententemente fue asesinado por un conductor ebrio.
Roma tahtına bir adım daha yakın mı Sforza'nın ellerinde ailesi öldürülmüş bir papanın yanında mı?
Un paso más cerca del trono de Roma, o enfrentando a un Papa cuya familia acaba de morir a manos de los Sforza.
Belli ki, bir adam öldürülmüş olması onu hiç rahatsız etmiyor.
El que un hombre haya sido asesinado no parece molestarlo ni un poco.
- Profesör Cutler laboratuvara giriş izni olan biri tarafından öldürülmüş.
- El profesor Cutler fue asesinado... por alguien que tenía acceso al laboratorio.
"Öldürdüğünüz çocuğu kırmızı poşete koyun." "Üzerinde öldürülmüş çocuk logosu olan poşetler." "Yaşayan çocuklarınızın poşetlerle oynamaması gerektiği yazan logonun hemen yanında."
Pon tu hijo muerto en la bolsa roja con el logo de niño asesinado, al lado del otro logo que dice que no dejes que tu hijo vivo juegue con la bolsa de plástico, porque pueden asfixiarse.
Bayanlar tuvaletinde mi öldürülmüş?
¿ Lo mataron en el baño de mujeres?
Boğularak öldürülmüş.
Causa de la muerte, estrangulación.
- Dört kişi öldürülmüş.
- Un homicidio cuádruple.
Cowan Ulusal Ormanında öldürülmüş ne gariptir ki.
Lo mataron en el bosque Nacional Cowan. ironicamente.
Parish'in bilgi sızdırmaya yanaşmadığı için öldürülmüş olabileceğini düşünüyoruz.
Creemos que Parish pudo haber sido asesinado porque no quería seguir con lo de filtrar información.
Claudia kesinlikle burada öldürülmüş.
Claudia fue asesinada aquí definitivamente.
Kendi raketiyle öldürülmüş.
Asesinada por su propia raqueta.
24 ya da 48 saat önce öldürülmüş.
Fue asesinada hace entre veinticuatro y cuarenta y ocho horas.
Balta ya da kılıç benzeri bir şeyle öldürülmüş.
Lo han matado con un hacha... o una espada, o algo así.
Kalaha'da valinin dostuna ait köşkte öldürülmüş bir adet fahişemiz var.
Así que tenemos a una chica de la calle asesinada en una mansión de Kahala que pertenece a unos buenos amigos del Gobernador.
Serena Andrews gece 11 ile 12 arası öldürülmüş.
La hora de la muerte de Serena Andrews fue entre las once y las doce de ayer por la noche.
Boğularak öldürülmüş fahişe.
Prostitutas muertas y estranguladas.
Erkek kardeşi, Çavuş Caleb Ellis, öldürülmüş.
Su hermano menor, el sargento Caleb Ellis murió.
Danny burada öldürülmüş.
Danny fue asesinado aquí.
Vücudu katılaşmış....... yani tahminimce o dün gece öldürülmüş.
El cuerpo está semi-rígido, así que estimo que fue asesinado hacia el final de la noche de ayer.
Dediğim gibi, otelin müdürü dün akşam öldürülmüş.
Como dije, el encargado del hotel fue asesinado anoche.
O zaman nerede öldürülmüş?
Entonces, ¿ dónde estaba ella asesinó?
Onunla öldürülmüş.
Eso lo mató.
Polis size bunun kaza olduğunu söyleyene kadar Urbain'in öldürülmüş olduğunu biliyordunuz.
Usted sabe que Urbain fue asesinado... pero aun así le dijo a la policía que fue un accidente.
Göğsüne yediği tek bir kurşunla öldürülmüş. Hemen kalbinin üstüne.
Asesinado por un solo disparo en el pecho, justo sobre el corazón.
Kadın, kendi dairesinde feci bir biçimde öldürülmüş.
Fue asesinada muy dentro en su departamento.
Kuğuyla öldürülmüş.
¿ Un cisne?
İkisi de dövülerek öldürülmüş.
Ambas fueron apaleadas.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]