English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ Ö ] / Öyle misin

Öyle misin translate Spanish

1,162 parallel translation
- Öyle misin?
Ajá
- Öyle misin?
- ¿ Es así?
- Öyle misin?
- ¿ O sí?
- Öyle misin?
- ¿ Sí?
Öyle misin?
Åre usted?
- Öyle misin?
- ¿ Lo eres?
Öyle misin?
Hornblower. ¿ Es ud. uno de ellos?
Gerçekten öyle misin,... yoksa değil misin?
¿ Lo eres... o no lo eres?
Öyle misin?
¿ Y tu?
- Öyle misin?
- ¿ En serio?
- Öyle misin? Vay! En iyisi mi?
¿ Lo eres?
- Sen de öyle misin? "Kıpır kıpır" de.
¿ Se siente juguetón? Juguetón. Juguetón.
Öyle misin? İyi misin?
Estas bien?
Öyle misin?
Es decir, ¿ lo estás?
Bana cevap ver. Öyle misin?
¡ Te hablo!
- Öyle misin?
¿ Estás nerviosa?
Öyle misin?
¿ En serio?
Öyle misin?
¿ Segura?
- Oh, öyle misin?
- ¿ De verdad?
- Torance sen öyle misin?
Tor, eres tu?
Ben çok mutlu biriyim. Öyle misin?
- Soy una persona muy feliz.
Biz arkadaşız öyle değil mi? Güzel bir şeyler söyleyemez misin?
Podrías decir algo amable.
Yoksa öyle bir şey olmadı diyenlerden misin?
¿ O crees que no ocurrió?
Bir ara seks yapmayı denemek ister misin? Öyle miyiz diye görmek için?
¿ Hacemos el amor alguna vez para ver si lo somos?
Ginny, öyle şey konuşuyorsun ki... Ilımlı. Hiç kızgın değil misin?
Ginny, pareces muy... tranquila. ¿ No estás furiosa?
Öyle demek. Kotetsu'yu görmek ister misin?
Ah, vale. ¿ Quieres ir a ver a Kotetsu?
Şimdi öyle dikilecek misin?
Y ahora se queda ahí parado.
Sen öyle gevezeleşmeden önce Sergei'ye elbisesini beğendiğimi söyleyebilir misin elbisesini gerçekten beğendim.
Antes de que vuelvan a su charla por favor, dile a Sergei que me gusta su traje.
Şeker veya süt ister misin, yoksa öyle iyi mi?
¿ Quieres azúcar o crema con eso?
Sence de öyle değil misin?
¿ No crees?
Ne yani benle yada bensiz öyle gidecek misin?
- ¿ Qué? ¿ Vas a irte con o sin mí?
Tüm bu gürültüyü yapan sen misin ufaklık? Öyle mi?
¿ Eres el chiquito que tanto ruido hace?
Öyle değil misin yani?
Eso es lo que eres, ¿ no?
- Öyle. Renee, beni tanıdığını iddia ederek işlerime burnunu sokmaktan vazgeçer misin?
¡ Deja de psicoanalizarme!
- Sen öyle demez misin?
- Sí, ¿ lo es?
- Emin misin? Dawson öyle dememişti ama.
No fue lo que dijo Dawson.
- Peki, sen öyle değil misin?
- Bueno, tú no lo eres?
- Sende öyle değil misin?
¿ Y tú no?
- Evet, öyle. Anlatmak ister misin?
- Sí, lo es. ¿ Me lo cuenta?
Sen Pam misin? - Sen öyle diyorsan.
- Si tú lo dices.
Öyle yapabilir misin?
¿ Puedes ir y volver? No quería hacer esto, pero...
Jack de kesinlikle öyle. - Dalga mı geçiyorsun yoksa ciddi misin?
- ¿ Bromeas o hablas en serio?
Öyle bilmeye devam etmesine izin verecek misin?
Y tú pretendes dejarlo así.
- Öyle olmadığını söylüyor. Keşke ona eşcinsel misin diye sorsaydım. Keşke diyorum bana söylediğini yapsaydım.
- Él dice que no y tiene miles de razones que tienen sentido pero no lo tienen.
Bana öyle bakmayı keser misin?
¿ Te importaría no mirarme fijo?
- Öyle demeyi keser misin?
- Por favor, deja de decir eso.
Ahbap, öyle işte! Kendini ezdirmemelisin! Dövüşecek misin?
Viejo, porque tienes que hacerte respetar. ¿ Vas a pelear?
Bana öyle bakmayı keser misin?
Deja de mirarme como
Ben de öyle düşünüyorum. İzin verir misin Richard?
Yo también. ¿ Nos permites, Richard?
Öyle rahat değil misin oğlum?
¿ Incómodo, hijo?
Öyle olsun. Arabamı getirmedim. Beni götürebilir misin?
Así es mejor... oohh, Dios, No he traído mi coche... ¿ Me llevas a casa?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]