Öyle ya da böyle translate Spanish
1,444 parallel translation
Pullarla ve vatkalarla süslü kıyafetler giyebilirsiniz ama öyle ya da böyle dans gecesini yine de yalnız sona erdireceksiniz. Rahatsız edici bir iç çamaşırını kemerle tutturmuş vaziyette.
Te puedes vestir con lentejuelas y hombreras, pero de una forma u otra vas a acabar sola en el baile de primavera agobiada por la incómoda ropa interior.
Öyle ya da böyle, iki ayrı birey bir araya gelmek zorundadır ve bu biraraya geliş esnasında geliştirdikleri yöntemler oldukça sıradışıdır.
De una manera u otra, dos babosas tenían que encontrarse y las maneras para hacerlo son bastante extraordinarias.
Öyle ya da böyle, bunun sonunu getireceğim ben.
De una forma u otra, pondré un fin a esto.
Öyle ya da böyle ses getirecektir.
De todas formas, causará sensación.
Öyle ya da böyle ikinizin arasında farklı duygular yeşermiş olabilir, Sanjay. - Ne dediklerini duymuşsundur.
Puede que las cosas sean diferentes ahora entre ustedes dos Sanjay, ya saben lo que dicen
Öyle ya da böyle şuan görevdesin, IKF de zaten kesinlikle kaybedecek.
Sea o no sea que estas en esta mision..... el IKF definitivamente perdera.
Hepsi de öyle ya da böyle onun yerini öğreneceklerdir
Son amorales, despiadados y no tienen límites.
Bu adamın öyle ya da böyle kaybetmesi gerek
Se auto-medica. Un cliché total. Ese tío sólo es una vieja gloria colgada, soplona, capullo, idiota y... fracasada a todos los niveles.
Hepimiz öyle ya da böyle, buraya bir yanlışlık sonucu geldik.
Todos hemos cometido errores de una manera u otra.
Onlara öyle ya da böyle gösterecektim. Ama kesinlikle, "Bu gerçek değil." demelerine izin verip de pes etmeyecektim.
Se convirtió entonces en un desafío para mí que se lo iba a demostrar, de una manera u otra, pero que no iba a dejarles decirme, "Oye, el cuadro no es real".
- Öyle ya da böyle, evet.
- De un tipo o de otro, sí.
Her ebeveyn öyle ya da böyle batırır.
Bueno, todos los padres la joden, de un modo u otro.
öyle ya da böyle bu işin içindesin ve bize kim olduğumu söyleyeceksin, tamam mı?
De una forma u otra, estás involucrado, y no nos dices todo, ¿ sí?
Öyle ya da böyle.
De una forma o de otra.
Öyle ya da böyle.
De una forma u otra.
Öyle ya da böyle, kül bulutundaki aşırı elektriksel hareketlilik yüzünden telsizle bağlantı kuramıyoruz.
De una forma o de otra no podemos llamarlos por radio por la actividad eléctrica extrema de la nube de cenizas.
Seth bir çeşit ayrılık çıkmazında olduğumu düşünüyor Öyle ya da böyle düzgün bir seçim yapmalıyım.
Seth piensa que soy una especie de limbo de desintegración y tengo que hacer una elección clara entre una y otra.
Öyle ya da böyle düzgün bir işaret.
Una clara señal, de una forma o de otra.
Öyle ya da böyle, burada bugün eglenceli birsey olmayacak.
Sea o no justo, hoy no hay dicha ante nosotros.
Thumper, Felix'e yaptığının cezasını öyle ya da böyle bir şekilde çekecek bu işi ya yasalar halleder ya da ben.
Thumper va a pagar por lo que le hizo a Félix de dos maneras... o la ley se encarga, o lo haré yo.
Sonuçta, UİD'nin meselede öyle ya da böyle resmi bir pozisyonu bulunmuyor.
En última instancia, el Comité no tiene una posición oficial sobre este asunto ni en un sentido, ni en otro
Öyle ya da böyle, o kapıyı açmak zorundayız.
De una manera o de otra, necesitamos abrir el portón.
Öyle ya da böyle daha önce bulunduğun bir gezegenle karşılaşacaktık.
Ibamos a saltar a un planeta donde ya hubieras estado antes o después
Öyle ya da böyle... Hepsi bitecek.
De una u otra forma, todo habrá terminado.
Öyle ya da böyle hafızamın geri geleceğini umuyordum, ya da gerçekten birşeyler bana kim olduğumu hatırlatır diye, ama bugün olanlardan sonra, bilmek istediğimden emin değilim.
Esperaba que antes o después mis recuerdos volvieran, o qué algo me ayudara a recordar quien soy realmente, pero... después de lo que ha pasado hoy, no estoy segura de querer saber más
- Öyle ya da böyle.
- De una forma u otra.
Öyle ya da böyle, Ladon benim.
Sí, sigue adelante De una forma o de otra, Ladon es mío
Öyle ya da böyle, gerçek çelik adam şanslı ki benim Lexo kıyafetim, Beyin'in savunmasını kırdı.
De todas formas, que suerte para el Hombre de acero original que mi Lexosuit patentado haya debilitado. a Brainiac por él, huh? Huh?
Öyle ya da böyle tanıdığım herkesin bir yarası var.
Pero todos los que he conocido tienen algún tipo de herida.
Öyle ya da böyle yüzlerce binlerce yıl boyunca burada kalacağız. "
Nos quedaremos aquí, de una manera o de otra, miles de años " Fundación por la Paz en el Medio Oriente.
Öyle ya da böyle, hayatımda 50 yıldan daha fazla, hep bir Lily oldu.
De una forma u otra, tuve a Lily en mi vida por más de 50 años.
Normalmiş gibi davranmak konusunda yalnız olmadığımı bilmek öyle ya da böyle, çok rahatlatıcı.
De algún modo encuentro reconfortante.. ... saber que no soy el único que finge ser normal.
Öyle ya da böyle, Elina'nın ölümünden o sorumlu.
De una manera u otra, es responsable de la muerte de Elina.
Öyle ya da böyle, adam dersini almamış.
Sea como fuere, no ha aprendido la lección.
Öyle ya da böyle, bunu hak etmişlerdi.
Todos sus habitantes deben ser purificados.
Ama yapsaydın, öyle ya da böyle hayatıma devam ederdim.
Pero si lo hicieras, hallaría la forma de seguir con mi vida.
Sana bunları okumamanı söylerdim ama öyle ya da böyle okumak zorundaydın.
Te dije que no los leyeras, pero lo hiciste de todos modos.
Fakat öyle ya da böyle bir karar vermek zorundayız.
Tenemos que tomar una decisión de todos modos... -... para saber que decirle a Ritchie.
Ettim bile, öyle ya da böyle 3,000 dolarımı da geri alacağım.
Lo he devuelto, y de una forma u otra, voy a recuperar mis $ 3,000.
Öyle ya da böyle cehenneme gideceğim zaten.
Me voy a ir al infierno de una u otra forma.
Öyle ya da böyle bu partiyi basıyoruz!
De una forma u otra, detendremos esa fiesta!
Halkımız buna bir son vermek istiyor, öyle ya da böyle! Roma'dan alabilecegimizi alalım.
Convertidlo... en mujer.
Sistem seni istiyorsa, öyle ya da böyle alır.
Cuando el sistema te busca, te atrapa de un modo u otro.
Öyle ya da böyle, hayatta olup olmadığını anlayacağım.
Uh, la verdad es que es... Lince Albino. Y no es tan cálido como parece.
Öyle ya da böyle.
Sin importar lo que tenga que hacer.
Öyle ya da böyle zaman işliyor.
Como sea, se nos está acabando el tiempo.
Öyle ya da böyle, onu takibe aldırtıyorum.
- De todas maneras, lo voy a mandar a vigilar.
Bir tane bile yok ama öyle ya da böyle insanlar bunun aynı şeye yol açabileceğini düşünüyorlar.
Pero la gente piensa eso...
Öyle ya da böyle, Kira'dan seni onun temsilcisi seçtiği için nefret ediyorum.
En todo caso, desprecio a Kira por haber elegido a Takada-san como su vocero.
Öyle ya da böyle deli saçması bu.
También lo es el picadillo de carne, sea lo que demonios sea.
Öyle ya da böyle!
¡ De una forma u otra!
öyle yapma 26
öyle yapacağım 74
öyle yapalım 41
öyle yapıyorum 18
öyle yaptım 45
öyle ya 85
öyle yap 58
öyle yaptı 25
öyle yaparım 22
öyle yapın 26
öyle yapacağım 74
öyle yapalım 41
öyle yapıyorum 18
öyle yaptım 45
öyle ya 85
öyle yap 58
öyle yaptı 25
öyle yaparım 22
öyle yapın 26
öyle mi 14811
oyle mi 19
öyle değil mi 4374
öyle degil mi 23
öyle olsun 692
öyle mi dersin 362
öyle bir şey değil 75
öyle işte 113
öyle bir şey yok 92
öyle oldu 102
oyle mi 19
öyle değil mi 4374
öyle degil mi 23
öyle olsun 692
öyle mi dersin 362
öyle bir şey değil 75
öyle işte 113
öyle bir şey yok 92
öyle oldu 102
öyle mi diyorsun 87
öyle demek istemedim 274
öyle ki 92
öyle misin 81
öyle deme 154
öyle görünüyor 500
öyle olsun bakalım 50
öyle bir şey demedim 65
öyle bir şey işte 17
öyle bir niyetim yok 19
öyle demek istemedim 274
öyle ki 92
öyle misin 81
öyle deme 154
öyle görünüyor 500
öyle olsun bakalım 50
öyle bir şey demedim 65
öyle bir şey işte 17
öyle bir niyetim yok 19
öyle mi düşünüyorsun 363
öyle değil 521
öyle olsa iyi olur 27
öyle misiniz 16
öyle kal 87
öyle mi söyledi 29
öyle miyim 118
öyle mi oldu 22
öyle miydim 20
öyle değilmi 21
öyle değil 521
öyle olsa iyi olur 27
öyle misiniz 16
öyle kal 87
öyle mi söyledi 29
öyle miyim 118
öyle mi oldu 22
öyle miydim 20
öyle değilmi 21