Anladın translate French
35,076 parallel translation
Anladın mı?
Vous savez?
Cevaplayacaksın, anladın mı?
Vous répondez juste, compris?
Anladın mı?
Tu comprends?
Anladın mı? Tamam.
Compris?
Şartları gördükten sonra orada çalışan madencileri - daha iyi mi anladınız?
Pour avoir expérimenté leurs conditions, compatissez-vous avec les mineurs?
Ne dediğimi anladın işte.
Je vois ce que tu veux dire.
- Anladın sen beni.
Aucune idée.
Anladın mı?
Compris?
Bir şeyler içmeden E Corp binasında bir gün bile geçiremiyorum, anladın mı beni?
Je passe pas une journée dans cet immeuble d'E Corp sans detox, vous voyez ce que je veux dire?
- Nasıl anladın?
Comment savez-vous ça?
Anladın mı beni?
Tu vois ce que je veux dire?
Ne demek istediğimi anladınız.
Sauf si vous êtes déjà mort.
Ne demek istediğimi anladın.
Tu sais ce que je veux dire.
Bence anladın.
Je pense que si.
Her dediğimi harfiyen yapacaksın, anladın mı?
Tu fais ce que je dis, quand je le dis, compris?
Her şeyi yanlış anladın ve hepsi benim suçum.
Tu ne comprends pas et c'est ma faute.
Yani üzerine düşeni yap ve evliymişiz gibi davran çünkü o seyahati kazanmadan buradan gitmem. Anladın mı?
Alors sois un homme et fais semblant d'être mon mari, parce que je ne partirai pas d'ici sans ces billets, compris?
Her şeyi gördüğün zaman anladın.
Moi qui pensais avoir tout vu.
Sanırım gergin olduğunu anladın.
J'imagine que vous avez tout réglé.
Catherine olduğunu nasıl anladın?
Qu'est-ce qui te fait dire que c'était Catherine?
Bu benim suçum, anladınız mı?
Ceci est ma faute, vous comprenez?
Bence anladın beni.
Je pense que tu m'as compris.
- Anladın mı?
Tu comprends?
Anladın sen onu.
- Tu étais là pour ça.
Frank Dunning saat sekizde gelip Doris'i ve çocukları öldürecek, anladın mı?
Franck Dunning va venir ici pour tuer Doris et les enfants à 8 : 00.
Nereden anladın?
Qu'est-ce qui m'a trahi?
Anladın mı?
Vous comprenez?
Anladın mı?
Ce qui doit arriver arrivera, compris? Wow!
Ortaya çıkma, anladın mı?
Ne sors pas d'ici, compris?
- Ne yapmaya çalıştığını anladım.
Je vois ce que tu es en train de faire.
Ne yaptığını anladım.
Je vois ce que tu es en train de faire.
Beckett'ın katilin kokusunu nasıl aldığını galiba anladım.
Je crois savoir comment Beckett peut débusquer le tueur.
Victor ikinci katilin şartlarını anladığına ikna olmuşa benziyor.
Il semblait convaincu de comprendre le deuxième tueur.
Yüz özelliğinin yapısına bakarak onun karınızın bir akrabası olduğunu anladım.
Et au vu de la structure de son visage, il est de la famille de votre femme.
Şimdi neden yeterince uyuyamadığını anladım.
Maintenant je sais pourquoi tu ne dors pas assez.
Evet, orasını anladım.
Oui, j'ai compris ça.
Görünüşe göre planının ne olduğunu anladılar.
On dirai qu'ils ont compris votre plan.
Yalan söylediğinde bunu anladığımın farkındasın, değil mi?
Tu réalises que je sais quand tu mens non?
Bu sahte iddiaları, Justina'nın üvey kardeşiniz Brandon Foster'la seks yaptığınızı anladığı için ortaya attığınız doğru mu?
Est-il vrai que vous avez fait ces fausses allégations parce qu'elle a découvert que vous aviez des relations sexuelles avec votre frère adoptif, Brandon Foster?
Pekin yedekleme merkezindeki eskortlu turunuzdan da anladığınız üzere saldırımız Raspberry Pi'ınız gibi iklim kontrolüne değildi.
Comme vous le verrez dans la visite guidée de notre centre de sauvegarde de Pékin, notre attaque n'était pas du contrôle de température comme avec votre raspberry pi.
Kendi romantik geceni yaşadığını anladım ve Danny'nin evine gittim.
J'ai pensé que tu étais en pleine romance alors je suis allé chez Danny.
Kadınlarla ilgili tecrübelerime göre, ya söylediğin ya yaptığın, veya hem yaptığın hem de söylediğin bir şeyi yanlış anladı.
D'après mon expérience avec les femmes, c'est soit quelque chose que tu as dit ou fait, ou bien les deux, qu'elle a mal pris.
Ama bir gün tek şansımızın bu olduğunu anladık.
Mais un jour, ça a semblé être le seul choix.
- Evet, orasını anladım. Peki o zaman.
- Oui, j'ai compris.
Mark'ın kızının geleceği için parayı nereden bulduğunu sanırım anladım.
Je crois que j'ai une idée d'où Mark a eu l'argent pour le fonds de sa fille.
Dördüncü adımı anladığını söylemiyorum.
Je ne dis pas qu'il a vraiment compris l'intérêt des quatre étapes.
- Her kattaki maliyetin altındaki katın maliyetinden daha fazla olması lazım. Anladım tamam.
Chaque étage doit coûter plus cher que celui d'en dessous.
Gezi planlı yapmış olması, ya dünyanın en büyük tesadüfü ya da Luana peşinde biri olduğunu anladı ve kaçmaya çalıştı.
Ces plans de voyage sont la plus grande coïncidence du monde ou alors il se savait poursuivi et il essayait de quitter la ville.
Anna muhtemelen açmaya çalıştı, açamayınca da benim yaptığımı anladı.
Anna a probablement essayé de les ouvrir, et quand elle n'a pas réussi, elle a du réaliser ce que j'avais fait.
Anladım, anladım, şu yeni telesekreterlerden almışsın.
Je vois que tu as un de ces nouveaux téléphones avec répondeur.
Ayrıca, bu ofiste ağzı sıkı olmanın önemini anladığını da bilmek zorundayım. Örneğin, dün gece beni gördüğünden kimseye bahsetmeyeceğini bilmem gerek.
Et j'aimerais également être sûre que vous compreniez l'importance de la discrétion et par exemple, j'ai besoin de savoir que vous ne direz à personne que vous m'avez vue hier soir.
anladın mı 3957
anladin mi 16
anladın mı beni 67
anladın mı şimdi 18
anladınız mı 673
anladın değil mi 22
anladınız 18
anladınmı 31
anladım 3457
anladim 18
anladin mi 16
anladın mı beni 67
anladın mı şimdi 18
anladınız mı 673
anladın değil mi 22
anladınız 18
anladınmı 31
anladım 3457
anladim 18