Anlamıyor musun translate French
3,028 parallel translation
Anlamıyor musun? O eşyaları soruşturma sırasında katil yerleştirdi.
L'assassin a mis ces objets à la première perquisition.
Anlamıyor musun?
Plough voulait se venger.
Anlamıyor musun?
Vous ne voyez pas?
Anlamıyor musun, Dee?
Tu ne vois pas, Dee?
Anlamıyor musun?
- J'essaie de vous aider.
Anlamıyor musun?
Tu ne comprends rien?
Anlamıyor musun? İçeride hapsedildiler! Onlar içerideler!
Ils sont à l'intérieur, ils sont à l'intérieur!
Anlamıyor musun?
Tu ne comprends pas ça?
Trent, anlamıyor musun?
Trent, tu comprends pas?
Gelip gelmemen umurumda değil anlamıyor musun?
Je me fiche qu'on y aille ou non. Tu comprends?
Bütün olay mutluluk, anlamıyor musun?
Vous ne voyez pas que tout est là?
Bu ne kadar zor anlamıyor musun?
Tu sais à quel point j'en bave?
Bak. Ty, adam bize hapsi boylatacaktı. Anlamıyor musun?
Dans tous les cas il allait nous envoyer en taule, tu comprends?
Korumaya ve hizmet etmeye çalıştığın sistemin, Skarssen'e ya da bankaya bir şey olmasına izin vermeyeceğini anlamıyor musun?
Comprenez que le même système que vous servez et protégez Ne permettra jamais que cela arrive ni à Skarssen ni à la banque.
- Hemen gitmeliyiz diyorum, anlamıyor musun?
- Il faut s'enfuir! Vous m'entendez?
Anlamıyor musun?
Tu ne comprends pas?
Anlamıyor musun? Bu onların kendi iyiliği...
Ne voyez-vous pas leur intérêt...
Bunların hepsi yalanlar üzerine kurulmuş. Anlamıyor musun?
Tout ceci est basé sur des mensonges.
Anlamıyor musun?
Tu ne t'en rends pas compte?
Anlamıyor musun?
T'as pas compris?
Anlamıyor musun?
Tu comprends?
- Anlamıyor musun?
- Tu comprends pas?
- Evet, anlamıyor musun?
Tu ne piges pas?
Anlamıyor musun?
Tu vois ce que je veux dire?
İyi ama yapma şimdi, anlamıyor musun?
Arrête, ça crève les yeux!
- Anlamıyor musun?
Tu piges pas?
Anlamıyor musun? Ona katlanamıyorum.
Je le supporte plus.
Anlamıyor musun?
Tu piges?
Anlamıyor musun?
D'accord?
Lovisa, anlamıyor musun?
- Lovisa! Tu comprends pas ce que je dis?
Bunu anlamıyor musun?
Tu ne comprends pas!
- Anlamıyor musun?
Tu as fini?
Devrimin ihtiyacı olan şeyin cesetler olmadığını para olduğunu anlamıyor musun?
Tu ne crois pas que la révolution a besoin d'argent, pas de cadavres?
- Sen delisin! - Anlamıyor musun?
Espèce de malade!
Sana azaltılmış olduğumu anlamıyor musun Bak?
Tu vois ce que tu m'obliges à faire?
Anlamıyor musun?
Tu comprends ça?
Bunun anlamını anlamıyor musun?
Mais tu ne vois pas ce que ça veut dire?
Anlamıyor musun, seni istemiyorum Allen.
T'es bouché? J'ai jamais voulu de toi.
Yarın ölmüş olabileceğimi anlamıyor musun?
Je peux me faire tuer, demain.
- Hala anlamıyor musun?
Tu ne comprends toujours pas.
Anlamıyor musun, oğlum?
T'as rien compris?
Hayır, anlamıyor musun?
- Non, au contraire.
Anlamıyor musun?
Vous ne comprenez pas?
Anlamıyor musun?
Tu ne vois pas?
Anlamıyor musun?
Tu ne comprends donc pas?
- Anlamıyor musun?
- Tu ne sais pas?
- Anlamıyor musun?
!
Anlamıyor, görmüyor musun?
Il ne comprend pas. Vous ne voyez pas?
- Anlamıyor musun?
Ça veut dire quoi, potentiel?
Anlamıyor musun?
Tu comprends les enjeux politiques?
Anlamıyor musun?
- Tu rêves!
anlamıyor musunuz 206
anlamadım 1209
anlamıyorum 2163
anlamı 137
anlamadın 43
anlamıyorsun 843
anlamında 18
anlamı nedir 18
anlamıştım 59
anlamsız 76
anlamadım 1209
anlamıyorum 2163
anlamı 137
anlamadın 43
anlamıyorsun 843
anlamında 18
anlamı nedir 18
anlamıştım 59
anlamsız 76