English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ A ] / Arkadaslar

Arkadaslar translate French

44,074 parallel translation
Muhtesemsiniz arkadaslar.
Vous êtes les meilleures.
Arkadaşlar.
- Les gars.
Petersburg'de arkadaşlarım var.
J'ai des amis à Petersburg.
Arkadaşlar.
Des amis Sureños.
Mongol arkadaşlar.
Des amis Mongols.
Sonra arkadaşları üstüme atladı.
Jusqu'à ce que ses amis se jettent sur moi...
Ama anne, arkadaşlarımı yüzmeye çağırmıştım.
Mais, maman, j'ai invité les gars à venir nager.
En son oğluyla arkadaşlarını AVM'ye bırakırken görülmüş, çocukları almaya gelmeyince oğlu komşuyu aramış ve evde boğuşma izleri görmüşler.
Vue en dernier déposant son fils et ses amis au centre commercial, et ne la voyant pas revenir, il a appelé un voisin qui a trouvé des traces de lutte chez elle.
Bütün arkadaşlarımla yattın.
Tu couches avec tous mes potes.
Hadi arkadaşlar.
Venez.
Günaydın arkadaşlar.
Bonjour à tous.
Dostlarımı, iş arkadaşlarımı kaybettim. Hepsi.
J'ai perdu des amis, des collègues...
Bu, arkadaşlarımla birlikte sahile gidiyorum demek müzik çalmak için ve sen de benimle gelmek ister misin?
Je vais passer la soirée sur la plage avec des amis... "Ca te dirait de t'évader avec moi?"
Yoksa arkadaşları ona Cello mu diyor?
Ou alors "Cello"? ( = violoncelle )
Arkadaşlarımla...
Avec mes amis...
Takım arkadaşların seninle tanışmak için çok heyecanlı.
Oscar Arguella, manager des Padres. Vos équipiers sont pressés de vous rencontrer.
Ginny Baker San Diego Padres'te forma giyiyor ve ve sızlayıp duran ağlak takım arkadaşları...
- Je m'en occupe. ... Ginny Baker porte les pantalons des Padres de San Diego, et ses coéquipiers pleurnichards...
Arkadaşlar arasında bir yanlış anlaşılmaydı.
Écoute bien.. "un malentendu entre amis."
Otobüste takım arkadaşlarım yanına oturmalarımı bile istemiyor.
Mes coéquipiers ne veulent même pas s'asseoir à côté de moi dans le bus.
Suçlunun takım arkadaşları da.
Ou les coéquipiers de l'accusé.
Harika, artık programda takım arkadaşlarının ona karşı attığı kötü tweetleri okurlar.
Super, ils vont pouvoir lui lire les méchants tweets que ses coéquipiers écrivent.
Arkadaşlar, meselelere tek tek yoğunlaşsak olmaz mı?
Concentrons-nous sur une chose à la fois.
İş arkadaşlarımı, dostlarımı, sevdiklerimi kaybettim.
J'ai perdu des collègues, des amis, des proches.
Kusura bakmayın arkadaşlar.
Désolé pour ça.
Güçlü arkadaşları var.
Elle a de puissants amis.
Yakın arkadaşlarım pelerin giyerken ben kameramın ardına saklandım onlar kahramandı ve insanları kurtarıyorlardı.
Je me suis caché derrière ma caméra pendant que mes meilleurs amis portaient des capes, et ils sont des héros et ils sauvent les gens.
Arkadaşların çok hoş.
Tes amis sont gentils.
Süper Arkadaşlar çok yaşasın o zaman.
Longue vie aux SuperAmis.
- Arkadaşlarım barda.
- Laissez-moi vous aider.
Uh, Eileen teyzen demişken, ve tüm diğer hemşire arkadaşları...
En parlant de ça, ta tante Eileen, sans oublier les collègues infirmières de ta mère...
Biliyorsun, eğer sen ve arkadaşların dışarı çıkarsanız, dikkatli olmalısınız, lütfen.
Tu sais, si toi et tes amis sortez, vous devez être prudentes, s'il te plait.
- Arkadaşlarının konuştuklarını duyuyor.
- Elle entend tes amis aux soirées.
Arkadaşlarımın çok gizli bir devlet projesinde çalışıyor olabileceğini Snapchat'e koyana kadar bekleyin.
Attendez que je poste sur Snapchat que mes amis vont travailler sur un projet gouvernemental top-secret.
Billy, arkadaşların geldi.
Billy, tes amis sont là.
Curtis Burton'ın arkadaşları ya da akrabaları.
Les amis ou relations de Curtis Burton.
Güçlü arkadaşları var heralde.
Il doit avoir des amis haut placés.
Ailesi, arkadaşları, topluluğu.
Famille, amis, sa communauté.
Arkadaşlarımız bölgesel koşullarında devasa spektrımetrelerini...
J'ai fait analyser la pilule par nos amis du labo régional avec leur spectromètre de masse pour separer
Çok iyi arkadaşlarımdan biri, Amerika Başkanı John Kennedy.
Un très bon ami à moi, le Président des Etats-Unis,
Artık arkadaşları okulda onunla oynamıyor.
Ses amis ne jouent plus avec elle à l'école.
Kusura bakmayın arkadaşlar.
Excusez moi les gars.
Bu da demek oluyor ki burada arkadaşları var ve sıkıştılar.
Ce qui signifie qu'il a des amis ici qui sont armées.
- Arkadaşları bırakmıştır.
Ses complices l'ont libéré.
- Yakın arkadaşlar, gariplikler, huylar.
Intimité, bizarreries, habitudes. TOBY :
Biliyorsun, eğer Nicole'un arkadaşları konuşma şeklini duyabilselerdi, daha az eleştirel olabilirlerdi.
Tu sais, si les amis de Nicole t'entendaient, ils seraient moins critiques.
Geri döndüğümde arkadaşlarıma bir ayı ile boğuştuğumu söyledim.
Je suis revenu et j'ai dis à mes hommes que j'avais battu un ours.
Ne yani senden kaçmaya çalışırken senin iş arkadaşlarından birine gitti.
Donc, il est allé vers un de vos associés pour essayer de vous fuir, et ça ne vous alerte pas?
Evet, siz ve arkadaşlarınızca.
Ouais, par vous et par vos amis.
Arkadaşlarımızı bırakın, ben de bu yavruyu size geri atayım ve hepimiz birbirinizi sonsuza kadar hackleyip, casusluk yapmaya dönelim.
Alors laisse notre ami s'en aller Je jette ce chiot, et on retourne tous pirater et espionner l'un et l'autre pour toujours
Vurduğum adam savcılar idam cezasını müebbete çevirirlerse S6'daki arkadaşları ve onu tutanlar hakkında dedikodu yapmak istiyormuş.
Le mec sur lequel j'ai tiré est d'accord pour balancer ses copains du S6 et les personnes qui les ont engagés, si les procureurs votent la perpétuité plutôt que la peine capitale.
Daha uygun bir değerlendirme şöyle olurdu sizler harika takım arkadaşlarısınız ve birlikte çalıştığımızda, her şey mümkün.
Une évaluation plus appropriée serait que vous êtes des équipiers incroyables... et quand nous travaillons ensemble, tout est possible.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]