Asla bilemezsin translate French
829 parallel translation
Bu işleri asla bilemezsin.
On ne sait jamais à l'avance.
Konuşacak akıllı biri olmasının nasıl bir şey olduğunu asla bilemezsin.
C'est si agréable de parler à quelqu'un d'intelligent.
Sana bir Kızılderilinin ne yapabileceğini anlatabilirim, ama bir kadının ne yapacağını asla bilemezsin.
Je peux te dire ce qu'un Indien va te faire... mais tu sais jamais ce qu'une femme va faire.
Jessica'nın nasıl biri olduğunu asla bilemezsin.
Vous n'avez pas connu Jessica.
Asla bilemezsin.
Qui sait?
Ne düşündüğünü asla bilemezsin.
Je ne manque pas de flair.
Asla bilemezsin.
Vous ne pouvez jamais savoir.
Bunu asla bilemezsin.
Allez savoir...
Bir evlilikte neler olduğunu asla bilemezsin.
La vie conjugale est toujours une énigme pour les personnes extérieures.
"Ne kadar, asla bilemezsin?"
- Cinq. Et tu m'aimes encore?
- Asla bilemezsin.
- On ne sait jamais.
İşin içinde bu adam oldukça asla bilemezsin.
On ne sait jamais avec lui.
İçeride ne olduğunu asla bilemezsin.
Tu ignores ce qu'il y a dedans.
Hata yapmazsan... haklı olduğunu asla bilemezsin.
Celui qui ne se trompe pas ne sait jamais quand il a raison.
Ne düşündüğünü asla bilemezsin. Anlıyor musun?
On ne sait jamais ce qu'il pense.
Evinde bir Almanın olmasının ne demek olduğunu asla bilemezsin.
Vous ne savez pas ce que c'est que d'avoir un Allemand chez vous.
Bazen kimin nasıl öç alacağını asla bilemezsin.
Tout le monde marche sur les pieds de quelqu'un à un moment ou un autre.
Seni öldürmediğim sürece... asla bilemezsin, bankacı.
Vous ne le saurez jamais, banquier... à moins que je sois venu pour vous.
- Bunu asla bilemezsin.
- Ça fait plus viril. Allons-y.
- Sıranın kimde olduğunu asla bilemezsin.
- On ne sait jamais qui est le prochain.
Asla bilemezsin, ama açıkça park edebilirsin denmiyorsa... park etmek yasak diye düşünmen daha yerinde olur.
Vous ne les connaîtrez jamais, mais ici, il vaut mieux présumer que s'il n'est pas spécifié que c'est autorisé, ça ne l'est sûrement pas.
Asla bilemezsin.
On ne sait jamais.
Denemeden asla bilemezsin.
On ne sait pas tant qu'on n'a pas essayé.
İşleri iki yönlü bir şekilde ayarlayabiliriz. Ne zaman ihtiyaç duyacağını asla bilemezsin.
Personne ne sait jamais comment les choses vont tourner.
Asla bilemezsin.
On n'est jamais sur.
- Asla bilemezsin.
- On ne le sait jamais.
Gördün mü, ne zaman bir arkadaşına ihtiyacın olacağını asla bilemezsin.
On ne sait jamais quand on aura besoin d'un ami.
- Asla bilemezsin!
Eh bien, on n'est jamais sûr de rien!
Nereye çıkacağını asla bilemezsin.
On ne sait jamais où on va atterrir.
Ne olduğunu asla bilemezsin.
Je resterai anonyme.
Bir Çinlinin kafasından neler geçtiğini asla bilemezsin!
Les Chinois sont très mystérieux.
Onu aramaya başladığında başına gelecekleri asla bilemezsin!
Les Mimbres ont volé du bétail aux Everette. On ne sait jamais.
Şey, asla bilemezsin, fakat olumlu olmak iyidir. Ben hep olumlu düşünmek isterim.
On ne sait jamais, mais il faut être positif.
Ne zaman olacağını asla bilemezsin.
- Tu ne sauras jamais quand ça va arriver.
Asla bilemezsin.
On ne sait jamais!
Asla bilemezsin.
Vous pensez...
- Asla bilemezsin.
- Tu ne te fies jamais aux apparences.
Asla bilemezsin.
Tu ne devineras jamais.
Asla bilemezsin.
Tu ne devinerais jamais.
Asla bilemezsin.
Va savoir.
- Asla bilemezsin. Bana dediler ki, en iyi ailelerde oluyormuş.
Ça arrive dans les meilleurs milieux, à ce qu'on m'a dit.
Asla bilemezsin.
Il peut avoir des amis.
Umarım canını yakmamışımdır. Asla ne olduğunu bilemezsin.
Je ne vous ai pas fait mal, j'espère.
Asla bilemezsin.
- On ne sait jamais...
Asla ne kadar olduğunu bilemezsin.
Vous ignorez à quel point.
İnsanlarla tanışıncaya kadar asla gerçekten kim olduklarını bilemezsin.
On ne connaît pas les gens du 1er coup.
Asla ne kadar şanslı olduğunu bilemezsin, Piggy?
On ne sait jamais, n'est-ce pas, Piggy?
Asla önceden bilemezsin.
C'est pas une chose que tu peux savoir à l'avance. Eh ben!
İşte Christina bu, asla hangi silahı çekeceğini bilemezsin.
Ca c'est Christina, tu sauras quelle arme elle va atteindre.
Seni her zaman ne kadar istediğimi asla bilemezsin.
Si tu savais comme je t'ai désiré!
- Bir insan çaresiz kalmış olunca... -... asla ne yapacağını bilemezsin.
Et son corps?