Asla unutmayacağım translate French
781 parallel translation
O ciğerden sosisi asla unutmayacağım.
Je n'oublierai jamais cette saucisse au foie.
Bu yaptığını asla unutmayacağım.
Le Centry est à un gentleman! Le Duc?
Benim için yaptıklarını asla unutmayacağım Cleo.
Je n'oublierai pas ce que tu fais pour moi.
Mah-Li, bunu asla unutmayacağım.
Mah-Li, je n'oublierai jamais.
- Asla unutmayacağım bir söz.
- Promis, je n'oublierai pas.
Pekala. Bu iyiliğini asla unutmayacağım.
- Ne les laissez pas vous attraper.
Nezaketini asla unutmayacağım.
Je n'oublierai jamais votre bonté.
Bunu asla unutmayacağım.
C'est cela que je n'oublierai jamais.
Benim ve ailemin size borcunu asla unutmayacağım.
Je n'oublierai jamais ce que nous vous devons, ma famille et moi.
İlk vurduğum geyiği asla unutmayacağım.
Je n'oublierai jamais la première biche que j'ai tuée.
Uşak olarak işe almakla bana bir şans verdiniz. Bunu asla unutmayacağım.
M. le marquis a voulu me relever en faisant de moi un domestique...
Teklifini asla unutmayacağım, Kid.
Je ne l'oublierai jamais, Kid.
- Bugünü asla unutmayacağım.
- Je n'oublierai jamais ce jour.
Olayın olduğu geceyi asla unutmayacağım. Rahatsızlığımı size söylemekten çekinmiyorum.
Le soir où c'est arrivé, j'étais bouleversé.
Yüz yaşına dek yaşayacak olsam bile, beni ayaklarımın üstünde durdurmaya çalışmanı... -... asla unutmayacağım.
Même si je vis cent ans- - jamais je n ´ oublierai que... tu as essayé de me remettre sur pied, aujourd ´ hui.
Hepsi de hoşuma gitti, ve bunları asla unutmayacağım.
Merci, Mike- - Que je n ´ oublierai jamais, d ´ ailleurs.
O küçük mavi elbiseni asla unutmayacağım.
Ta petite robe bleue...
Sizi asla unutmayacağım.
Je ne vous oublierai jamais.
Beni hayal kırıklığına uğratma. Jan, bana inandığını asla unutmayacağım.
Je n'oublierai jamais que tu m'as fait confiance.
15. doğum günüm sabahını asla unutmayacağım.
Le salon était plein de cadeaux.
Ona bu toprakla bir bahçe yapacağımızı böylece evimizi asla unutmayacağımızı yazmıştım. Bu doğru.
Je lui ai écrit que nous ferions un jardin avec ça pour ne jamais oublier nos maisons.
Laura'nın öldüğü o hafta sonunu asla unutmayacağım.
Je n'oublierais jamais le week-end où Laura est morte.
Laura'yı orada uzanırken gördüğünde attığı çığlığı asla unutmayacağım.
Jamais je n'oublierai le cri qu'elle poussa devant Laura.
Benim için yaptıklarını asla unutmayacağım.
Je n'oublierai jamais ce que tu as fait pour moi.
Bu geceyi ve gözlerindeki ışığı asla unutmayacağım.
- La plus vivante. Je n'oublierai jamais la lumière de vos yeux.
Onu asla unutmayacağım. Yaşadığım sürece.
Je ne l'oublierai jamais tant que je vivrai.
Asla unutmayacağım dedin.
Tu as dis que tu n'oublierais jamais.
- Asla unutmayacağım bir şey.
Ça, je ne l'oublierai jamais.
Bunu asla unutmayacağım.
Je ne t'oublierai jamais.
Bunu asla unutmayacağım! Asla!
Jamais je n'oublierai ça!
Asla unutmayacağım ki, neyi düşündüğünü düşünürsen düşün... benim düşündüğümü düşünüyorsun. Benim hakkım olmadığını, yasaları çiğnemeye kimsenin hakkı olmadığını!
Je n'oublierai jamais qu'au fond tu penses comme moi... que nul n'a le droit de violer la loi!
- Ne? Evet. Yaşadığım sürece asla unutmayacağım.
Je l'oublierai jamais.
Şefkat ve cana yakınlığını.. .. asla unutmayacağım tiyatrodaki ilk dostuma.
À ma première amie au théâtre, dont je n'oublierai jamais la gentillesse.
Diğer yandan, kendi düğünündeki tüm o güzelliği üzerindeyken bana attığı o bakışı asla unutmayacağımı da. Ellie. - Ellie, sen...
Je ne me souviens plus de la robe d'Ellie... mais elle était ravissante... aussi jolie qu'à son propre mariage.
Dave ve benim için yaptığını asla unutmayacağım Tony.
Je n'oublierai pas ce que tu as fait pour Dave et moi, Tony.
bunu asla unutmayacağım.
Je ne l'oublierai pas.
Şu söylediğini asla unutmayacağım!
N'oublie pas ce que tu viens de dire!
Yanaştığımız sırada rıhtımda beni beklerkenki o halini asla unutmayacağım.
Je n'oublierai jamais cette image de toi... debout sur le quai lorsque nous sommes arrivés.
Seni sevdiğimi bilmelisin. Seni asla unutmayacağım.
Je veux que tu saches que je t'aime et que je ne t'oublierai jamais.
Onları asla unutmayacağım.
Je ne devais, à aucun prix, en abîmer la pureté.
Bunu asla unutmayacağım.
Arrêtez! Qu'est-ce que vous faites?
- Seni asla unutmayacağım.
Je ne l'oublierai jamais.
Ben de seni asla unutmayacağım...
Moi non plus. Sois heureuse, Annarella!
Bu iyiliğinizi asla unutmayacağım.
Toute ma vie, je vous en saurai gré.
O günleri asla unutmayacağım... ve bir daha asla o günlere dönmeyeceğim, asla.
Je ne l'oublierai jamais. Et je ne referai jamais ça.
Geldiğim gündeki duygularımı asla unutmayacağım.
Je n'oublierai jamais cette sensation que j'ai eue le jour de mon arrivée.
Ellerim kucağımda, birbuçuk saat orda beklememi asla unutmayacağım.
Je n'oublierai jamais cette heure et demie assise, sans rien faire.
Bunu asla unutmayacağım.
Je ne suis pas près de l'oublier.
Bunu asla unutmayacağım.
Tout ça, c'est grâce à tes efforts et à ta confiance.
Siz ve Bay Parker bizim için çok şey yaptınız. Bunu asla unutmayacağız.
M. Parker et vous avez tant fait pour nous, nous ne l'oublierons pas.
- Asla da unutmayacağımı biliyorsun.
En vain. - Vous le saviez.