English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ A ] / Açil

Açil translate French

18,751 parallel translation
9-1-1 ihbar merkezi. Bildirmek istediğiniz acil durum nedir?
911, quel est le problème?
Acil durumlar için kredi kartımı vermiştim.
Je lui ai donné ma carte bancaire en cas d'urgence.
Jess, acil durum!
Jess, on a une urgence.
Acil bir durum söz konusu.
J'ai une urgence.
- Acil bir durum mu?
Une urgence?
- Evet, evet. Acil durumun.
Oui, oui, votre urgence.
Acil bir durumdu.
J'ai eu une urgence.
Herhangi bir acil durumda ilk önceliğim Judith olacak.
En cas d'urgence, Judith est ma priorité.
Daha acil bir konu
Affaire plus pressante :
Bu acil bir konu.
C'est urgent.
- Acil bir durum...
- Une urgence...
Bu acil bir durum Mike.
C'est une urgence.
Acil bir durum dedi.
C'est une urgence.
Yapman gereken acil bir iş var.
J'ai une mission qui doit démarrer tout de suite.
Ama şimdilik acil durum planından bahsetmiştik, hatırlıyor musun?
Mais pour l'instant... tu te souviens du plan d'urgence dont nous avions parlé?
Eğer dişsel bir acil durum için ofisime gelmemişlerse, onlarla tanışamıyorum. Ve ben Lisa.
À moins qu'ils n'entrent dans mon bureau avec une urgence dentaire, je ne les rencontre pas, et c'est Lisa.
Acil.
C'est urgent.
Acil.
C'est important.
Acil OAB toplantısı, bu gece.
Réunion spéciale ce soir.
Acil OAB toplantısı, bu gece.
Merci. - Réunion d'urgence ce soir.
- Acil OAB toplantısı.
- Réunion d'urgence.
Bugün saat 5'de, acil OAB toplantısı var.
Il y a une réunion de l'association de parents à 17 h.
Çocuklarımızın güvenliğini tamamiyle etkileyen sorunu gidermek için buna acil OAB toplantısı diyorum.
Je vous ai convoqués d'urgence... RÉUNION D'URGENCE pour vous parler d'un problème qui concerne la survie de nos enfants.
Veteriner kliniğinde acil bir durum varmış.
Il y a une urgence à la clinique vétérinaire.
ACİL DURUM!
C'EST URGENT.
Morgun ve acil hizmetlerin kullandığı bir model.
D'une marque très utilisée par les services d'urgences et mortuaires.
Çok acil olduğunu söyledi bir tek.
Non, juste que c'était de la plus haute importance.
911.Acil durumunuz nedir?
911. Quelle est votre urgence?
911.Acil durumunuz nedir?
911. Quelle est l'urgence?
Biz acil durum bantlarını izliyorduk.
Nous avons surveillé les fréquences d'urgence.
Bu sabahki acil durum tatbikatı hoşunuza gitmiştir umarım.
J'espère que vous avez apprécié l'exercice de sauvetage de ce matin. Vous rigolez?
Araç gerecimiz o kadar eski ki acil bir durum için bir araba ödünç almak zorunda kaldım.
Nos équipements sont si vieux que j'ai dû emprunter une voiture.
Acil durum. Beni duyan var mı?
Alerte incendie!
Bir sürü acil durum aracı görülüyor.
Il semble y avoir plusieurs véhicules d'urgence...
Dün çocuğun dönüşü DNA kanıtıyla onaylandıktan sonra bu sabah gerçekleşen acil durum duruşması Asher'ın özgür bir adam olduğunu beyan etti.
Est de retour chez lui après des preuves ADN confirmant le retour du garçon hier. Une audition en urgence a été tenue ce matin, et a déclaré Asher, un homme libre.
Acil serviste anestezi uzmanıydım ve ilk kez duyduğumda bir hasta öldü ve sandım ki yani bir şey duydum gibi geldi.
J'étais anesthésiste aux urgences, et la première fois que j'ai entendu... Un patient a fait un arrêt cardiaque, et j'ai cru... J'ai cru entendre quelque chose.
Acil servisten ayrıldım ve ömür boyu ÖYD'den kurtulanları araştırmaya başladım.
J'ai quitté les urgences et entamé ce qui est devenu une vie consacrée à l'étude des survivants d'EMI.
Bir acil serviste doktordu.
Un jeune médecin urgentiste.
Alice, sana ve babama verdiğimiz anahtarlar acil durumlar için.
Encore une fois, Alice, le double de clé qu'on a fait pour toi et papa sert en cas d'urgence.
Acil bir durum olabilirdi.
Ça aurait pu être une urgence.
Bana polisi bağlayın. Acil bir durum var.
Passez-moi la police.
" Buraya acil helikopter lazım.
Oui, il nous faut un hélicoptère dès que possible.
Neden acil durum izni isteğinde bulunduğunu biliyor musun?
Vous savez pourquoi " aurait besoin d'un congé d'urgence?
Görünen o ki acil durum izni almış.
Apparemment, il a nécessité un congé d'urgence.
- Acil durumlar için oğluma vermiştim.
Mon fils. En cas d'urgence.
Geçici hükümetin Seattle'da kullandığı acil durum planı bu.
C'est le protocole d'urgence qu'a suivi l'Autorité de Transition à Seattle
Magnolia ve 7. caddeye acil destek istiyoruz!
On a besoin de renfort immédiat, entre Magnolia et la 7è!
Acil servis. İki olasılıklı bir yer.
C'est binaire.
Acil.
C'est urgent!
- Kapatılmasını istiyorum. Acil yetki verin.
Dites-leur de l'éteindre!
Acil toplantı ayarlamanı istiyorum.
Je veux convoquer une réunion de crise.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]