English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ B ] / Bana inanmıyorsan

Bana inanmıyorsan translate French

407 parallel translation
Bana inanmıyorsanız, gidin ve onlara sorun.
Entrez leur demander.
Bana inanmıyorsanız o zaman onlara inanın.
Si vous choisissez de ne pas me croire, vous devez croire les faits.
Eğer bana inanmıyorsan.
- Non, vous ne me croyez pas.
Pekala, bana inanmıyorsan anahtarlarımı al, beni bir köpekmişim gibi kilitle!
Si vous ne me croyez pas, prenez mes clés, enfermez-moi comme un chien!
Bana inanmıyorsanız gidip kendisine sorun.
Allez le voir si vous ne me croyez pas.
Bak, eğer bana inanmıyorsan. Garaj orda. Arabasını aldı...
Regardez dans le garage, si vous ne me croyez pas.
Ve karısı binada mahsur kaldı. Ve hâlâ bana inanmıyorsanız öldürdükleri adam çatı katındaki odada. Yemin ederim baba!
Et sa femme est piégée dans l'immeuble, et si tu ne me crois toujours pas, l'homme qu'ils ont tué est là, dans un placard, promis, Pop.
Bana inanmıyorsanız kimliğimi gösterebilirim.
Si vous ne me croyez pas, voici ma carte.
- Bana inanmıyorsan Londra'ya sor.
Ne me croyez pas! Vérifiez à Londres!
Eğer bana inanmıyorsan gideyim daha iyi.
Puisque tu ne me crois pas, je pars.
Bana inanmıyorsanız sorun değil.
Si vous ne me croyez pas...
Bana inanmıyorsanız istediğinize sorun.
Ne me croyez pas sur parole. Demandez à tout le monde.
Bana inanmıyorsan yukarı çıkıp bak.
Monte voir si tu ne me crois pas.
Bana inanmıyorsanız yatak örtülerini değiştirmeme yardım edin.
Venez! Vous m'aiderez à changer les draps.
Bana inanmıyorsan arkadaşlara sor.
Une plus bath que l'autre. Demande à mes amis.
Bana inanmıyorsan... Öyleyse neden bu evi satıp başka bir yere taşınmayı planlıyorsun?
Si vous ne me croyez pas, pourquoi vendez-vous la maison?
Bana inanmıyorsan, sıkıysa sesli söyle. Yumruğu yersin.
Si tu en doutes, c'est une beigne que tu recevras.
Bana inanmıyorsanız papazı arayın..... hemen!
si vous me croyez pas, téléphonez au curé..... maintenant!
Bana inanmıyorsan eğer, evine git o zaman anlayacaksın.
Si tu ne me crois pas, va chez toi, et tu comprendras.
Eğer bana inanmıyorsanız Miki'ye sorun.
Demandez à Miki, vous verrez.
Eğer bana inanmıyorsan, bire bir denemek ister misin?
Si tu ne me crois pas, on peut jouer à un contre un?
Bana inanmıyorsan, ona kendin sor!
Demandez-lui, si vous ne me croyez pas.
Bana inanmıyorsanız işte pasaportum.
Tenez, si vous ne me croyez pas, voilà notre passeport.
Bana inanmıyorsan beni arayabilirsin.
Vous pouvez me rappeler et vérifier si vous ne me croyez pas.
Eğer bana inanmıyorsanız gidip kendiniz bakabilirsiniz.
Si tu ne me crois pas, t'as qu'à aller voir toi-même.
- Eğer bana inanmıyorsan...
Si tu ne me crois pas... Te croire!
- Bana inanmıyorsan Komiser Tarrant'ı ara.
- Appelez donc le sergent Tarrant!
Bana inanmıyorsan kendin kontrol et.
Si tu ne me crois pas, vas-y voir toi-même.
Bana inanmıyorsanız, dinleyin!
Si vous ne me croyez pas, écoutez!
Bana inanmıyorsanız, haftaya en yakınınızdaki sinemaya gidin.
Si vous ne me croyez pas, allez voir les actualités...
Bana inanmıyorsan Nick'e sor.
Demande à Nick si tu ne me crois pas.
Bana inanmıyorsan.
Mais tu ne me crois pas.
Bana inanmıyorsan, araştır.
Renseigne-toi!
Yani bana inanmıyorsan onlara sor.
Alors, allez leur demander.
Bak, bana inanmıyorsan anneme sorabilirsin.
Écoute, si vous ne me croyez pas, demandez à ma mère.
Bana inanmıyorsanız, tabağınızdaki kemik artıklarına bakın.
Vérifiez dans le plat, si vous voulez.
Bana inanmıyorsan..
Si tu ne me crois pas...
Eğer bana inanmıyorsan evden resimli kitabı getireyim.
Si tu ne me crois pas, je t'apporterai un bouquin.
Bana inanmıyorsan, oğluna sorarsın.
Si tu ne me crois pas, demande à ton fils.
Ben sana gerçeği söylüyorum. Eğer bana inanmıyorsan beni hemen öldür. Bu iş de bitsin.
Je te jure que c'est la vérité, et si tu ne me crois pas, tue-moi, qu'on en finisse.
Eğer bana inanmıyorsan git kendin bak.
Allez voir vous-même, si vous ne me croyez pas. Je peux avoir un cachet?
Kardeşim, eğer bana inanmıyorsan kafamı uçurmakta özgürsün.
Si tu ne le crois pas, Coupe-moi la tête.
Bana inanmıyorsan git sor. Yemin etme, ve ödevini yap.
Tu dois faire tes devoirs.
Eğer bana inanmıyorsan gidip Charlie'ye sor, tamam mı?
Vous n'avez qu'à demander à Charlie.
Bana inanmıyorsan, yap hadi!
Si tu ne me crois pas, - tue-moi.
Bana inanmıyorsan altına bak.
Crois-moi, regarde de plus près.
Eğer bana inanmıyorsanız size sebebini söyleyeyim.
Si vous ne me croyez pas, écoutez-moi bien.
Size yardım edebileceğime inanmıyorsanız neden bana geldiniz?
Pourquoi êtes-vous venu me voir, alors que vous ne croyez pas que je puisse vous aider?
Bana inanmıyorsanız, gidin kendiniz bakın!
Si vous ne me croyez pas, allez voir!
Eğer inanmıyorsan neden bana söylemiyorsun?
Pourquoi tu me dis "oui"?
Eğer bana inanmıyorsan gözlerine inan.
Regardez.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]