Başlangıç translate French
10,378 parallel translation
Temiz başlangıç seviyorsan bunu yaparız.
Ça c'est si tu es fan des nouveaux départs.
Ve bu sadece başlangıç.
Et, ce n'est que le commencement.
Yeni bir gelecek ve yeni bir başlangıç olduğunu gördüm.
Qu'il y a un avenir, une moyen de tout recommencer.
Bu başlangıçtan bitişe kadar senin bakış açının ürünü.
C'est C'est ta vision du début à la fin.
Bu da bir başlangıç.
Mais c'est un début.
Bu sadece başlangıç dostum.
Ce n'est que le début mon ami.
Başlangıç olarak gelişmeleri bildirebilirsiniz.
Pour commencer, tu peux me faire un résumé.
bu departmanla kötü bir başlangıç yaptığımın farkındayım ama iyi bir aday olacağıma gerçekten inanıyorum.
Ce bureau et moi sommes partis sur de mauvaises bases. Mais je pense faire un très bon candidat.
Açıkçası, yanlış bir başlangıç yaptığımızı hissediyorum.
On est partis sur de mauvaises bases.
Ama bu sadece başlangıç.
Mais tout ça, ça n'était que le début.
Evet, bunun için yalvarmak, borç almak ve çalmak zorunda kalacağız ama yeni bir başlangıç yapmış oluruz.
Il faudra supplier, voire emprunter ou voler l'argent nécessaire. Ce serait un nouveau départ.
Yeni bir başlangıç oldu.
C'est un vrai nouveau départ.
Duymuş olabileceğiniz gibi bu yaz idarede düzensiz bir başlangıç yaptık.
Comme vous le savez peut-être, l'administration démarre sur les chapeaux de roue cet été.
- Bu da bir başlangıç, Dr. Hodgins.
- C'est un début, Dr Hodgins.
Bence iyi bir başlangıç yapmadık. Benim adım Flynn Carsen.
Je pense que nous sommes partis du mauvais pied.
Cassandra, Washington'ı başlangıç noktası olarak alırsan iki saat içinde ne kadar uzağa gitmiş olabilirler?
Une grande. Cassandra, Washington est le point de départ. Jusqu'où ont-ils pu aller en moins de deux heures?
Kısa menzilli nükleer saldırıların başlangıç verilerini sunacak.
Il présentera les données préliminaires sur l'attaque nucléaire.
Harika bir başlangıç.
C'est un bon début.
Kamal yeni bir başlangıç istiyorduysa, bu o. Evet.
Si Kamal a toujours cherché un nouveau départ, ce serait celui-ci.
- Başlangıç için iyi bir yer.
C'est un bon début.
- Bu daha başlangıç olabilir.
Ce n'est peut-être que le début.
Tam dokunulmazlığa ihtiyacım var. Hapse gitmek yok adli sicil kaydım temizlenecek.. Yeni bir başlangıç.
J'ai besoin d'une entière immunité, pas de prison, mon rapport nettoyé... un nouveau départ.
İyi bir başlangıç.
Un bon début.
Bütün bunları bana başlangıç için anlattığını söyledi bir uyarının başlangıcı ve bir armağan teklifi için.
Il me disait tout cela, selon lui, en prélude. Un prélude à un avertissement et l'offre d'un don.
Bu gayet güzel bir başlangıç.
C'est, sans conteste, un premier pas positif.
Ama şu anda, başlangıç adımı atmamız gerekiyor.
Mais pour l'instance, il est temps de commencer.
Bu yeni bir başlangıç olacak.
C'est un nouveau départ.
Bu daha başlangıç.
C'est que le début.
Bir kere kötü başlangıç yaparsan hep öyle gider.
une fois que vous démarrez du mauvais pied, vous arrivez sur un pied encore pire.
Saldırının başlangıç noktası orası.
C'était vraiment le tout début avec l'attaque de loups.
Tebrikler Tandy, çok iyi bir başlangıç.
Bon travail Tandy, c'est un bon départ.
5 dolar bu oturumun başlangıç miktarı.
Sur cette table, la mise est de 5 $.
Bu yüzden, başlangıç olarak, kuyunun dibinde bir hayvanı boğman gerek.
Donc pour commencer, tu dois noyer un animal au fond du puits.
Salgın yangın gibi yayılıyor, ve şimdi de Andover'da salgın başlangıçına ilişkin raporlar geliyor.
La variole s'est répandue comme une trainée de poudre, et maintenant il y aurait une épidémie à Andover.
Nihayetinde, O ilk başlangıçtı, değil mi?
Après tout, c'est le premier disparu.
Başlangıç olur.
Ce serait un bon début.
Bu da Üçüncü Dünya Savaşı'nın başlangıcı demek.
Et ce sera le début d'une Troisième Guerre Mondiale.
Ona poz verdiğim resim kariyerinin başlangıcıydı.
La peinture pour laquelle j'ai posé a débuté sa carrière.
Baş dönmesi ve sırtındaki morluklar kanama başlangıcı belirtisiymiş.
Le vertige, les ecchymoses sur le dos... cela a dû être causé par un saignement sentinelle.
İyi bir başlangıç olmadı bu.
Ce n'est pas un bon début.
Başlangıcımın köprüsünde duruyordun.
Debout, devant le commencement de ma vie.
- Neyin başlangıcı?
- Le premier quoi?
Yeni Bir Başlangıç, Dünya, Ben Efsaneyim, Çılgın Max :
"After Earth", "Je suis une légende",
Biri gezinin başlangıcını işaret ediyor.
Quelqu'un annonce le départ d'un voyage.
Ve yeni bir başlangıcın umudu.
Et de l'espoir pour un nouveau départ.
Bu da bir başlangıç.
Bon, c'est un début.
Kendi başlangıcımı yapacaktım, Scarlett Johansson ile evlenecektim harika bir şey icat edecektim.
J'allais... lancer ma propre entreprise, épouser Scarlett Johansson. Inventer un truc cool.
Kendimi yas tutma evresinin başlangıcı ve ilerisinde buldum.
Je me retrouve entre les deux premières étapes du deuil.
Umarım yeni başlangıcının bir parçası değildir.
J'espère qu'il ne fait pas parti de ta réinitialisation.
Şeytani olarak addettiğiniz bir teşebbüsün başlangıcında hiçbir felaketin yaşanmadığını duymak sizi sevindirecektir...
Vous vous réjouirez d'entendre qu'aucun désastre n'a accompagné le commencement d'une entreprise, que vous avez regardée avec tant de mépris...
Eğer bir bara girerseniz, kötü bir fıkranın başlangıcı gibi olursunuz.
Si vous entriez dans un bar ensemble, on aurait le début d'une mauvaise blague.
başlangıç olarak 47
başlangıçta 85
başlayalım 455
başladı 99
başlayın 254
başlamadan önce 56
başla 649
başlayabilirsiniz 40
başlat 55
başlama 61
başlangıçta 85
başlayalım 455
başladı 99
başlayın 254
başlamadan önce 56
başla 649
başlayabilirsiniz 40
başlat 55
başlama 61