Benim gibi yap translate French
245 parallel translation
İnşallah siz de benim gibi yapıp evlenmeye kalkmazsınız.
J'espère que vous ne suivrez pas mon exemple.
- Kavga etmek istemiyoruz. O halde benim gibi yapın.
Non, non, on ne touche pas, c'est un souvenir, ça pique.
Benim gibi yap : Başka bir şey düşün.
- Eh ben fais comme moi, pense à autre chose.
Benim gibi yap, artık kimseyi sevmiyorum.
Bêtasse! Fais comme moi qui n'aime personne.
Benim gibi yapın.
Dispersez-vous.
Benim gibi yapın.
Monsieur? Faites comme moi, regardez.
Benim gibi yap o zaman.
Fais comme moi.
Benim gibi yap, kafandan at.
Fais comme moi, rejette-les de tes pensées.
Benim gibi yap.
Fais comme moi.
- Benim gibi yap... Onu unut!
- Faites comme moi, oubliez-la.
Alın. Benim gibi yapın.
Faites comme moi.
- Benim gibi yap ya da kıçını kolla derim!
- Ils obéissent, ou gare à eux!
Bak, benim gibi yap. Çok iyi.
Regarde, fais comme moi.
Gevşemelisin. Benim gibi yap.
Tu dois te détendre.
Yani... Yani benim gibi yapıyorsun.
Alors... tu m'aimes bien.
Benim gibi yap.
Fais comme moi, Pépé!
Cortlandt'ın aynı benim çizdiğim gibi yapılacağına dair sözleşme yapıp imzalamıştık, ben çizimi bu şartla yapmıştım.
Le contrat stipulait que Cortlandt serait construit selon mes plans, c'était ma seule condition.
Benim gibi iri yapılı bir adam ne giydiğine dikkat etmeli.
Quand on est fort, on ne peut pas porter n'importe quoi.
Ne zaman yollasalar, benim istediğim gibi bir şey değil ne kadar şık ve gösterişli şeyler seçtiklerini göstermek için yapıyorlar.
Ça ne me plaît jamais... ils cherchent toujours à me faire comprendre qu'ils ont réussi!
Benim dediğim gibi yap.
Faisons ça.
Nasıl mı? Benim yaptığım gibi yap.
Comme j'ai fait avec mes enfants.
Seninki de benim mesleğim gibi. Bokstan bahsediyorum. Para için yapıyoruz değil mi?
Si je comprends bien, tu fais de la boxe comme moi je fais la vie.
Bildiğin gibi yap. Sadece senin sorumlulukları devralman için, beni beklediğini unutma. Bu yüzden benim fikrimi dinleyip razı olacağını tahmin ediyorum.
À toi de juger, mais puisque tu veux que je te remplace, j'imagine que tu tiendras compte de mon avis.
Sana ne söylenirse onu yap. Aynı benim gibi.
Vous m'obéirez, comme je leur obéis.
Benim sağ bacağımda bir üçlü kırık çıkık köprücük kemiği ve çok sayıda kafatası çatlağı. Bu yüzden ağır işlerin çoğunu ben yapıyorum. Doktora yardım etmek gibi.
J'ai une triple fracture de la jambe droite, une luxation de la clavicule, plusieurs traumatismes crâniens, j'ai donc des tâches lourdes, comme aider le chirurgien.
Aynen benim yaptığım gibi yap.
Fais exactement comme moi.
Karısının benim gibi görünmesinin diğer TV yapımcıları üzerinde büyük bir etkisi var.
Ça impressionnait ses collègues de la chaîne qu'il ait une femme comme moi.
Aslında espriler doğrudan da yapılabilir ama benim gibi bir adam, bilirsin,... çok seçkin espriler yapmalıyım. Sana nasıl çalıştığımı anlatayım.
Il paraît que tu es vraiment bon.
Ama dün akşam benim yaptığım gibi, karşındaki dizginleri ele aldığında korkudan altına yapıyorsun.
Tu aimes être amoureuse, mais dès que c'est l'autre qui prend l'initiative, comme moi, hier soir, ça te fiche une trouille bleue!
Benim ülkemde de, her yerde olduğu gibi, ilk önce yapılması gereken diğerine sormak.
Dans mon pays, comme partout ailleurs, il faut commencer par en faire la demande.
Eğer benim gibi eğirerek yapılmış tek parçayla kalırsanız onu gururla giyin.
Et si... comme moi... il ne vous reste qu'un lé de toile simple... portez-le avec dignité.
Bana "Benim yaptığım gibi yap, yoksa Nazi subayı seni gebertir." dedi.
Il me dit alors : "Fais comme moi, sinon, le SS t'assomme."
Bu yüzden bundan çekinmemelisin. Benim Eric yüzünden gençliğimi neredeyse harcadığım gibi, sen de yap.
Et c'est pour ça que tu ne dois pas cacher ça et gâcher ta jeunesse, comme moi avec Eric.
Benim gibi serseri latinler onlar için alışveriş yapıp çöplerini kaldırsın kanişlerinin tırnaklarını kessin diye mi? .
Ainsi les stupides tocards comme moi Peuvent cueilli r leurs légumes Collecter leurs ordures Faire la manucure de leurs caniches.
Ne kadar harika bir yapıdır insan aklı nasıl da soylu yapabilecekleri ne kadar sınırsız, duruşu, kımıldanışı ne kadar anlamlı ne kadar güzel davranışları meleğinki gibi, kavrayışı tanrınınki gibi : Dünyanın en güzeli, canlıların en kusursuzu, oysa benim için nedir ki bu toz zerresi?
L'homme, ce chef-d'œuvre si noble en sa raison infiniment capable admirable de gestes, expressif en ses formes qui agit comme un ange et comprend comme un Dieu la merveille du monde....... la parangon des animaux, pourtant que m'est cette quintessence de poussière?
O, parazitlere karşı yapılan savaşta benim gibi babasını kaybetmedi
Le Führer n'a pas perdu son père... dans la guerre contre ces parasites.
Adamın birinin dediği gibi ; Bu benim yapımda var.
Comme disait l'autre, c'est ma nature.
Benim buradaki sonum asıl bilinç transferi yapılmış gibi olacak.
Ma fin sur le Standard sera enregistrée... comme si le transfert de conscience avait Bien eu lieu.
şimdi benim dediğim gibi yap.
Mais je suis prêt à vous aider de mes capacités personnelles.
Neden benim gibi biri için görüşmeler yapıp beni polis departmanından buraya aldırdınız?
pourquoi m'avoir dé bauché de la police? Parce qu'on a besoin d'un type comme toi.
Benim dediğim gibi yap, lütfen!
Fais comme je te dis, s'il te plaît.
Asla benim gibi bir hata yapıp bir kızla gelme.
Ne jamais faire l'erreur de faire les magasins avec une fille.
Hayatın boyunca mutlu yaşa, mümkün olabildiğince az iş yap ve benim gibi düzgün ve çok çalışan insanları sömür.
Vous avez la belle vie, en faites aussi peu que possible et enlevez le pain de la bouche des gens honnêtes.
Hepiniz burada para kazanıyorsunuz, hangi iş olursa yapıyorsunuz, benim gibi.
Vous gagnez tous de l'argent ici, comme moi.
Evet, sanki benim için yapılmış gibi.
Oui, ça a l'air fait pour moi.
- Evet, Bay West. Eminim sizin gibi yapılı bir zenci için, benim bir kadının zevklerinden yararlanmam imkansız görünüyordur.
Pour un étalon d'ébène tel que vous... il est inconcevable qu'un monstre tel que moi puisse jouir d'une femme.
Etmiyormuş gibi yapıyor ama benim için umut ediyor.
Tu sais, elle ne le montre pas, mais... chaque fois, elle espère pour moi.
Tıpkı benim gibi çamurdan yapılmış bir insanla karşılaştım, bana...
J'ai rencontré un homme qui était fait d'argile, comme moi, et il disait,
İşimi yapıyormuş gibi görünmem lazım.Benim de bir patronum var.
Je fais semblant de suivre le protocole.
İşaretimi bekleyin. Sonra benim yaptığım gibi yapın.
Attendez mon signal et faites exactement comme moi.
Maalesef, şimdi Alan da Eliseo ile ilgili aynı yanlışları yapıyor. - Benim ona yaptığım gibi.
Hélas, Alan fait avec Eliseo les mêmes erreurs que j'ai faites avec lui.
benim gibi 258
benim gibi biri 17
benim gibi mi 35
yapıyorsun 36
yaptı 88
yaptın 100
yaptım 350
yapıyor 33
yapamam 3103
yaparım 315
benim gibi biri 17
benim gibi mi 35
yapıyorsun 36
yaptı 88
yaptın 100
yaptım 350
yapıyor 33
yapamam 3103
yaparım 315
yapacağım 517
yapmayacağım 170
yapacağız 90
yaparsın 77
yapmalıyım 51
yapma 5445
yapmış 19
yapamıyorum 389
yapmalısın 91
yapalım 156
yapmayacağım 170
yapacağız 90
yaparsın 77
yapmalıyım 51
yapma 5445
yapmış 19
yapamıyorum 389
yapmalısın 91
yapalım 156