Benim suçum yok translate French
162 parallel translation
- Benim suçum yok, evlat.
- Ce n'est pas moi.
Benim suçum yok. Çamurda kaydı ve tam önüme düştü.
II a glissé dans la boue, juste devant moi.
Benim suçum yok.
Je suis innocente.
Benim suçum yok!
Ne m'en veux pas!
Benim suçum yok, yemin ederim!
Ce n'est pas moi!
Benim suçum yok.
Ce n'est pas de ma faute.
- Benim suçum yok. - Suç senin adamında.
C'est votre homme qui a échoué!
Hayır, benim suçum yok. Beni kaçırdılar.
Ce n'est pas ma faute, on m'a kidnappé.
Kız arkadaşın malı kaldıramadıysa benim suçum yok.
J'y peux rien si elle supporte pas.
- Af edersin ama benim suçum yok.
Désolé, ce n'est pas ma faute.
Benim suçum yok. Kıran o!
C " est elle qui bousille tout.
Benim suçum yok.
- J'y suis pour rien.
Ekmeği ile sıyırmayı seviyor, benim suçum yok.
Il aime bien saucer avec son pain.
Benim suçum yok!
- C'était pas de ma faute.
Benim suçum yok.
Je n'ai rien fait de mal.
Bu ateşte, bu arzuda, bu hezeyanda benim suçum yok.
Je ne me méprends pas sur cet incendie, sur cette passion, sur ce délire...
Benim suçum yok.
Je n'ai rien f ait de mal.
Deterjan ödünç alamaz mıyım? Bana pis kokan Amy demeye başlarlarsa benim suçum yok, diyeceğim.
A ceux qui diront que je pue, je dirais : "Ce n'est pas ma faute".
- Benim suçum yok.
C'est pas ma faute!
Benim bir suçum yok. Tamam yaptım ama isteyerek değil. Sadece ceketinizi tutmak istemiştim.
Je l'ai déchiré, mais je ne l'ai pas fait exprès.
- Ama o banker Kirby. - Benim bir suçum yok.
Mais il s'agit de M. Kirby, le banquier...
Gitme. Benim bir suçum yok ki.
Ne bouge pas, ce n'est pas de ma faute.
Baba, beni serbest bırak! Benim bir suçum yok!
Père, laisse-moi m'enfuir!
Kaçtı mı? Benim bir suçum yok.
Je suis désolé.
benim bir suçum yok, doktor. Geri çekil.
Je n'ai pas de querelle avec vous, médecin.
- Gerçekten benim bir suçum yok.
- Bravo, c'est très voyant! - Ce n'est pas de ma faute.
Benim suçum değil. Döndüğümden beri... hiçbir şeyin anlamı yok benim için.
- Ce n'est pas ma faute, depuis que je suis revenu, je ne comprends plus ce qui se passe.
Başka biri yok. Başka şans yok. Tüm bunlar benim suçum.
Il n'y a plus personne, plus aucun espoir... et c'est de ma faute!
Lobilerini ıslatarak burada durmaya nasıl tahammül ediyorsun? Topuk yok, bavul yok sen de tutmuş oda olmaması benim suçum mu diyorsun?
Tu es là, dégoulinant de partout, sans talon, ni bagage, et tu dis que c'est de ma faute si on n'a pas de chambre?
- Benim bir suçum yok, çünkü...
- Ce n'est pas ma faute...
Benim hiçbir suçum yok!
Je n'ai rien à faire avec eux!
Yani, dünyanın yok olması benim suçum mu olacak?
Selon vous, c'est ma faute si la Terre va être détruite?
Benim bir suçum yok.
C'est pas ma faute.
Benim bir suçum yok. Birisine ne yapacağını söyleyemezsin.
Je n'y suis pour rien, comment prévoir ce que fera quelqu'un?
- Benim suçum yok.
- C'est pas ma faute.
Bu kez kesmeyeceğim çünkü, benim hiçbir suçum yok.
Pas cette fois, parce que je n'ai rien fait.
Çünkü, sonuç itibariyle bunda benim bir suçum yok.
Après tout, je n'étais pas en tort.
Sal benim hiç suçum yok.
- Je suis coupable de rien.
Düşüncen farklıysa kendine sakla, benim bir suçum yok.
- Garde-la pour toi. Je n'y peux rien.
Benim bir suçum yok müdürüm, İzin verin, gideyim.
Ce n'est pas de ma faute. Laissez-moi!
- Benim hiçbir suçum yok. Bütün arkadaşlarıyla tanıştım.
J'ai rencontré toutes ses amies.
- Yok hayır benim suçum.. - Yok..
- C'est ma faute, mon chou.
- Benim fikrim değildi, suçum yok.
- C'est pas moi, c'est pas ma faute.
- Benim bunda bir suçum yok, değil mi?
- Je n'y suis pour rien, hein?
Kelly, seni kovmalarında benim bir suçum yok ki.
Ce n'est pas de ma faute s'ils t'ont virée.
Ama benim bir suçum yok değil mi?
J'ai pas fait exprès.
Benim bir suçum yok.
Ce n'est pas ma faute.
Bak, burada olmaktan mutlu olmadığını biliyorum ama burada benim de suçum yok.
Je sais que tout ça ne t'enchante pas, mais... ne me vois pas comme le méchant de l'histoire.
Onun suçu yok. Hepsi benim suçum!
Ce n'est pas de sa faute.
- Ezme işi iyi gitmedi mi? Sorun yok. Benim suçum, eminim.
- Moudre la café? T'en fais pas, c'est ma faute.
- Gerçi bunda benim hiç suçum yok. - Bu güzel bir şey demeye çalışıyorum.
Et tout d'un coup, il est ici, dans ma ville, et Rory est tout excitée.
benim suçum 81
benim suçum değil 80
benim suçum mu 22
benim suçumdu 31
benim suçum değildi 49
yoko 23
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
benim suçum değil 80
benim suçum mu 22
benim suçumdu 31
benim suçum değildi 49
yoko 23
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yok mu 410
yoksa ben 17
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yok mu 410
yoksa ben 17
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok canım 523
yok bişey 18
yoksa ne olur 26
yok oldu 57
yoktu 131
yok bir şey 967
yoksa ne 75
yok musun 43
yok et 47
yok yahu 26
yok bişey 18
yoksa ne olur 26
yok oldu 57
yoktu 131
yok bir şey 967
yoksa ne 75
yok musun 43
yok et 47
yok yahu 26