English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ B ] / Biliyorum bunu

Biliyorum bunu translate French

8,158 parallel translation
Biliyorum bunu söylememeliyim ama onu beklediğin için çok şanslı.
Je sais que je ne devrais pas, mais au moins il est chanceux que tu sois resté.
Zach, duymak istemeyeceğini biliyorum, ancak bunu sonlandırma hakkın var artık?
Zach, c'est dur, mais tu vas pouvoir tourner la page. Tu sais ce qu'a dit le détective?
Bunu biliyorum. Bana aksini söylesene.
Ne me dis pas le contraire!
İsmi "J.C.", bunu biliyorum.
C'est un nom en "J. C.", je le sais.
Bunu biliyorum.
Je le sais.
Bunu biliyorum ama sonuçta ölmedi.
Je le sais. Mais pas lui.
Vincent, normal bir hayatı ne kadar istediğini biliyorum. Ve Tanrı biliyor bunu senden daha çok hak eden yok. Ama biraz mantıklı ol.
Vincent, je sais combien tu désires une vie normale, et que personne ne le mérite plus que toi, mais soyons réalistes.
Biliyorum, nasıl bir salak bunu deneyebilir ki?
Je sais, quel crétin ferait ça?
Bunu değiştirmek için bir şeyler yapabileceğini düşündüğünü biliyorum ama suç benimdi.
- Non ce n'était pas toi. Je sais, tu veux croire avoir agi pour changer les chose.
Bunu doğru bir nedenle yaptığını biliyorum.
Je sais que tu as fait ça pour les bonnes raisons.
- Bunu istemediğini biliyorum.
Je sais que t'en veux pas.
- Biliyorum, Allen bunu ihmal ederdi.
Je sait qu'Allen aurait laissé passer ça, mais je ne suis pas Allen.
Evet bunu biliyorum.
Oui, je le sais.
- Biliyorum kulağa çılgınca geliyor ama bunu bir düşün. Her şey olabilir.
Ça paraît dingue, mais tout concorde.
Yani, bunu söylediğimi biliyorum ama buna gerek var mı gerçekten bilmiyorum çünkü ne düşündüğümü zaten hep biliyorsun.
Je veux dire, je sais que je ne l'ai pas dit, mais je ne sais pas vraiment si je le dois parce que tu sais toujours ce que je pense.
Beni cezalandırmak için bunu yaptığını biliyorum.
Je sais que tu le fais juste pour me punir.
Bunu söyleyeceğim hiç aklıma gelmezdi ama aklından ne geçtiğini biliyorum.
Je ne pensais jamais dire ça, Mais je sais ce qu'il se passe dans ta tête.
Evet, bunu biliyorum.
Je suis au courant.
Yaşlanınca kocalarımızı terkedip birlikte kaçacağımızı söylediğimi biliyorum ama sen adamını dizginleyene kadar bunu yapmayacağım. Lütfen.
Je sais qu'on avait dit que quand on serait vieilles on laisserait nos maris et on s'enfuirait ensemble mais je ne le ferais pas si tu grossis.
Bunu kanıtlayabileceğimi biliyorum.
Je sais, je peux te le prouver.
Bunu yememem gerektiğini biliyorum ama bu vişne kompostosu yahu.
Bien, je ne suis pas censée manger ça, mais cette cerise noire.
Dostum kamp yaklaşıyor biliyorum sana bunu getirdim. Bu bir Coleman.
Comme tu pars en camping, je t'ai pris... un duvet Coleman.
- Bunu biliyorum.
- J'ai compris.
Bunu daha önceden konuştuğumuzu biliyorum.
Je sais de quoi tu veux parler.
Ben iyi bir baba değilim bunu biliyorum.
Je sais que je suis un mauvais père.
O kelimenin anlamını biliyorum ve kocana veya herhangi bir erkeğe bunu söylemen hiç güzel değil.
Je connais ce mot, et ce n'est pas bien de parler de votre mari ainsi.
Ben de bunu biliyorum!
Je suis au courant, putain!
Onu göremeyeceğimi biliyorum, ama belki 18'ine geldiğinde bunu neden yaptığımı anlar ve beni yeniden görmek ister.
Je n'ai pas le droit de la voir, mais quand elle aura 18 ans, quand elle comprendra mon geste, elle voudra peut-être me revoir.
- Yapabiliyoruz ya artık bunu. - Biliyorum!
- On peut le faire maintenant.
- Biliyorum. Lütfen bunu başarabileceğimizi söyle.
Dis-moi qu'on peut.
Ama bunu biliyorum.
Mais je savais que c'était là.
Bunu senin de gördüğünü biliyorum.
Je sais que vous le voyez aussi.
" Bunu yapabileceğini biliyorum Hope.
" Je compte sur toi, Hope.
Renly değil. Renly'nin taht iddiasını desteklemem hataydı. Bunu biliyorum.
J'ai eu tort de supporter Renly, je sais ça.
Bunu senin yaptığını biliyorum.
Vous en êtes l'instigatrice.
Bunu hak ettiğini düşündüğünü biliyorum.
Tu penses mériter tout ce qu'il t'arrive.
- Bunu istediğini biliyorum Kendra.
C'est trop.
Bunu yapamazsın. - Biliyorum. Söyledim de, tamam mı?
Holly, c'est une preuve, tu peux pas faire ça.
Bunu biliyorum çünkü oğlum aylardır bunun peşindeydi.
Je le sais, parce que mon fils surveillait cet endroit depuis des mois.
Bunu almasını isterdi, biliyorum.
Il aurait voulu qu'il l'ait.
Bunu biliyorum ama gitmesine izin vermelisin.
Je sais. Mais... Vous devez le laisser partir.
Seni sevdi, evet bunu biliyorum.
Il t'aimait, je le sais.
Çünkü bunu kimin yaptığını biliyorum.
Parce que je sais qui l'a fait.
- Bunu biliyorum.
- Ouais, je le sais.
Bunu niye yaptığını biliyorum.
Je sais pourquoi vous faites ça.
Sadece planlarının Colt Wheeler ile olduğunu söylememiştin ki bunu da, sizi okulda öpüşürken gördüm oradan biliyorum.
Tu as oublié de dire que tes plans étaient avec Colt Wheeler, et je le sais car je t'ai vue l'embrasser à l'école.
Tanrı beni cezalandırıyor, bunu biliyorum. Ama ümit ediyorum ki, dua ediyorum ki ne kadar değiştiğimi de görüyor olsun.
Je sais que Dieu me punit, mais j'ai espoir, je prie pour qu'il voit combien j'ai changé.
Biliyorum ama bunu yapmak zorundayız.
Je sais, mais c'est nécessaire, ok?
Bunu duymak istemezsin biliyorum ama artık ona yardım edemem.
Je sais que tu ne veux pas l'entendre, mais je ne peux plus l'aider.
Harvey, biliyorum, kimseye söylemeyecek ama bir gün, birisi kimin söyleyeceğini bulacak ve benim işim bitecek. Mike, o bunu- -
Harvey, je sais je sais qu'il ne le dirait à personne mais un jour, quelqu'un va le découvrir et le fera et ce sera fini pour moi.
Walter, bunu duymak istemediğini biliyorum ama Pentagon'daki baş hukuk müşavirliğini düşünmem konusunda strese giriyorum.
Tu ne veux pas entendre ça mais on me pousse vraiment à accepter ce poste au conseil général du Pentagone.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]