Bunu translate French
490,385 parallel translation
Bunu kesinlikle önermem.
Je ne le recommande pas.
Bu hiç olmadı. Bunu mızrak yapıyor.
Ça n'est jamais arrivé.
Bunu Fransa'da yapmalıydık Mick.
Tu aurais dû le faire en France, Mick.
Peki bunu nereden biliyorsun?
Qu'en savez-vous?
Bunu diyemem Nathaniel.
Je ne peux pas dire ça, Nathaniel.
Bense bunu hiç ciddiye almazdım.
Je n'ai jamais pris ça au sérieux.
Hayır. Bunu yapmamız mümkün değil.
Pas question qu'on fasse ça.
Ve sizin performansınıza bakarak da, bunu başarmanın tek yolu bu olabilir.
Et au vu de vos performances, cela semble être la seule façon de le faire.
Bize bunu yaptıramazsınız.
Vous ne pouvez pas nous forcer.
Bunu yapacağını biliyor muydun?
Savais-tu qu'il allait faire ça?
Bunu nereden buldun?
Où avez-vous eu ça?
Biliyorum, bunu söyleyecek son kişi benim, çünkü bencillik edip karımın peşinden gittim, ama yine de... Flynn'in geçmişte cinayet işlemesine izin vermek... bu çılgınlık olur.
Je suis la dernière personne qui devrait dire ça, parce que je suis gros con d'égoïste parti chercher sa femme, mais quand même... laisser Flynn tuer à travers le temps... c'est de la folie.
Bence derinlerde bir yerde hepimiz bunu kabullendik.
Et je pense qu'au fond, on le sait tous.
Bunu nasıl yapacağım ki?
Comment je suis supposée faire ça?
Ama bunu yapman gerekiyor.
Mais tu dois le faire.
Neden sürekli bunu söyleyip duruyorsun?
Pourquoi tu n'arrêtes pas de dire ça d'ailleurs?
Bunu duyduğuma üzüldüm.
Je suis désolé de l'apprendre.
Ben de ailemden vazgeçmek zorunda kaldım, kimse bunu yapmak zorunda kalmamalı, ama belki o sizi dinler.
J'ai dû abandonner ma famille aussi, et personne ne devrait avoir à le faire, mais peut-être qu'il vous écoutera.
Bunu yapmak ne kadar zor olursa olsun, doğru olanı yapmanız gerekiyor.
Peu importe à quel point c'est dur, vous devez faire ce qui doit l'être.
- Al, bunu yapamazsın!
- Al, vous ne pouvez pas faire ça!
Frankie, bunu sen mi yaptın?
Frankie, c'est toi qui as fait ça?
1924 yılını, bunu biliyor muydun?
Reviens en 1924. Tu le savais?
Flynn bunu yaparsam onu takip edemeyeceklerini söyledi.
Il a dit qu'ils ne pourraient pas le suivre si je le faisais.
- Bunu yapmana izin veremem.
- Je ne peux pas te laisser faire ça.
Onların 12 eksabaytlık işlenmemiş verilerine ihtiyacım var, gerçi bunu sağlayabileceğinizden biraz şüpheliyim ama.
J'ai besoin d'accéder à leurs 12 exaoctets de données brutes, et j'ai comme l'impression que vous pouvez les obtenir.
Bunu nasıl yaptın?
Comment as-tu fait ça?
Ona karşı koymadan evvel asaya ihtiyacımız var ve bunu yaptığımızda da birlikte yapacağız.
On doit retrouver cette baguette avant d'aller l'affronter, et quand on le fera, ce sera ensemble.
Bunu tercüme etmeye çalışıyordum.
J'essaie de traduire ça.
Bunu bırak burada.
Laisse ça ici.
Bunu yapmamalıydın.
Tu n'aurais pas dû faire ça.
Bunu herkes görebiliyor.
Tout le monde peut le voir.
Gerisinin hiçbir önemi yok, bunu sen de biliyorsun.
Ce n'est pas le problème, et tu le sais.
Mesele, onca şeyle uğraşırken neden bunu yapmada ısrarcı olduğumuz.
C'est simplement pourquoi on insiste à faire ça avec tout ce qui se passe maintenant.
Ya bunu yapmak için yanında olamazsak?
Et si nous ne sommes pas là pour lui donner?
Bunu doğru vakitte yapmak istiyoruz.
Nous voulons le faire quand tout va bien...
Bunu öğrenmenin tek bir yolu var.
Il n'y a qu'un moyen de le savoir.
Bunu biliyordun.
Tu le savais.
Kim yaptırıyor bunu sana?
Qui t'as poussé à faire ça?
Bunu söyleyen sendin.
Tu étais d'accord.
Ordu içinde bildiğin bir komünist ajan varsa bunu yardımcılarıma söyle.
Si vous connaissez un espion communiste, parlez en à mes assistants.
Bunu hak etmemiştim.
Je ne mérite pas ça.
Ama bizim cesur zaman yolcularımızı aramak yerine, bunu buldum.
Mais au lieu de chercher nos voyageurs intrépides, j'ai trouvé... ça.
Başıma ne gelirse gelsin bunu hak ediyorum.
Quoiqu'il arrive, je le mérite largement.
Rufus bunu daha hızlı yapıyordu bu arada.
Rufus est beaucoup plus rapide que ça.
Bunu nereden biliyorsunuz?
Comment savez-vous ça?
Bunu yapabilir misin?
Vous pensez pouvoir le faire?
Bunu bilemezsin ve ikiniz de aynısını yapardınız.
- Tu ne le sais pas ça et vous deux vous feriez la même chose.
Bunu gemiye götürün.
Non! Va au vaisseau.
Bunu dört gözle bekliyordum.
J'ai attendu tellement de temps pour ça.
Bunu hak ettin.
Tu l'as mérité.
- Unutun bunu.
On oublie ça.
bunu duyduğuma sevindim 230
bunun yanı sıra 41
bunu biliyorum 710
bunun anlamı nedir 87
bunun 274
bunu biliyor musun 150
bunu alabilirsin 17
bunu al 228
bunun için üzgünüm 144
bunu yapma 481
bunun yanı sıra 41
bunu biliyorum 710
bunun anlamı nedir 87
bunun 274
bunu biliyor musun 150
bunu alabilirsin 17
bunu al 228
bunun için üzgünüm 144
bunu yapma 481
bunu kabul edemem 111
bunun için çok üzgünüm 39
bunu bana neden yaptın 18
bunu yapmana gerek yok 38
bunu yapabilirim 231
bunun gibi 190
bunu da 65
bunun adı ne 18
bununla birlikte 245
bunu nereden biliyorsun 159
bunun için çok üzgünüm 39
bunu bana neden yaptın 18
bunu yapmana gerek yok 38
bunu yapabilirim 231
bunun gibi 190
bunu da 65
bunun adı ne 18
bununla birlikte 245
bunu nereden biliyorsun 159
bunu sevdim 345
bunu unutma 219
bunu bilmiyordum 213
bunun anlamı ne 159
bununla ne demek istiyorsun 20
bununla beraber 102
bunu yapamam 834
bunun anlamı 121
bunu yapabilir misin 143
bunun yanında 90
bunu unutma 219
bunu bilmiyordum 213
bunun anlamı ne 159
bununla ne demek istiyorsun 20
bununla beraber 102
bunu yapamam 834
bunun anlamı 121
bunu yapabilir misin 143
bunun yanında 90