English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ B ] / Bir beyefendi

Bir beyefendi translate French

1,400 parallel translation
Şimdi git. Beni bekleyen bir beyefendi var!
Maintenant, allez, j'ai un monsieur qui attend.
Sadece kendini eğlendiriyorsun. Kendimi daha önce hiç bir beyefendi gibi kabul etmedim.
Vous m'avez ridiculisé, et vous le regretterez.
Ressam olarak mı yoksa bir beyefendi olarak mı?
En tant que peintre ou en temps que gentleman?
O bir beyefendi.
C'est un vrai gentleman.
Durumu bir beyefendi gibi halletmek istiyor musun?
Vous voulez régler ceci en gentleman?
Bir beyefendi, yolda rastladığım bir beyefendi.
- Un type qui m'a abordé sur la route.
Oxton'daki bir arkadaşımı görmeye gitmiştim ve eve dönüyordum ki bir beyefendi beni durdurdu.
J'étais allée voir une amie à Hoxton et je rentrais à la maison, quand un monsieur m'a accostée.
General tam bir beyefendi gibi davrandı.
Le général a été un parfait gentleman!
- O bir beyefendi değil.
- C'est pas un monsieur.
Arabadan bir adam çıktı. 45 yaşlarında, şık bir adamdı. Askeriyeden bir beyefendi gibiydi.
Un homme de 45 ans environ est descendu.
Bir beyefendi geçirdiği, güzel zaman için teşekkür eder.
Un gentleman aurait dit : " Merci pour tout, bébé.
Tanıştırmaktan şeref duyduğum Moğolistan'dan gelen bir beyefendi, 1269 yılında.
C'est avec plaisir que nous vous présentons un gentleman que nous avons ramené de Mongolie, en l'an 1269.
Bay Pesheles zengin bir beyefendi.
M. Pesheles est un homme riche.
Bonnie Prens Charlie, sen bir beyefendi misin?
Tiens, Prince Charles, t'es un gentleman?
Başka bir beyefendi geldi. Ona söyledik ama pek karışmak istemedi galiba.
Ils ont demandé à un type qui passait, il n'a pas voulu s'en mêler.
Vermezsen, bir beyefendi gitmek zorunda olduğunu bilir.
Si vous ne répondez pas, un gentilhomme saura qu'il doit s'en aller.
Aslında bir beyefendi gibi davrandım ama...
C'est pas que j'ai pas été un gentleman, mais...
Bu küçük mükemmel bir beyefendi.
C'est un vrai petit gentleman.
Fakat size bir beyefendi olarak söz veriyorum.
Ma parole de gentleman...
Bir beyefendi gördüğümde tanırım.
Je sais reconnaître un gentilhomme quand j'en vois un.
Jim bir beyefendi olmayacak kadar iyi dans ediyor, değil mi hayatım?
Jim est trop bon danseur pour être un gentleman.
Tam bir beyefendi gibi davrandı.
Il s'est conduit en parfait gentleman.
Saat 11 : 30'da bir beyefendi geldi.
- À environ 11 h 30, un homme est entré.
"Kibar bir beyefendi, açık gri bir takım giymişti ve çirkin bir bıyığı vardı."
Je peux nommer six personnes qui auraient eu un mobile.
Siz dışarıdayken bir beyefendi aradı, Mösyö Poirot.
Quelqu'un vous a appelé, M. Poirot.
Bir Pazar günü, tatsız bir sürprizle karşılaştım. Bir beyefendi bizim bankımızda oturuyordu.
Un beau dimanche, je fus très surpris, lorsque nous trouvâmes un monsieur assis sur notre banc.
Bir beyefendi gibi davranın.
Soignez vos manières.
Lütfen, bir beyefendi gibi olmaya çalışın.
Je vous en prie, essayez d'être un gentleman.
- Bir beyefendi aradı beni.
quelqu'un m'a appelé.
Takım elbise giymiş, her açıdan bir beyefendi olmuş!
en complet veston, un vrai gentleman!
Ben de seni bir beyefendi sanmıştım.
Je te croyais un gentleman.
Beyefendi bir kaptanla işler her zaman daha iyi gider.
Bien, monsieur.
Beyefendi, ya bir yere oturun, ya da hemen çıkın.
Vous. Asseyez-vous ou sortez immédiatement.
Buradaki yabancı bir hükümet elçisi olan beyefendi, bir kaza eseri, olabilecek en şeytani suçun kurbanı olmuş.
Ce gentleman, émissaire important d'un gouvernement étranger, vient d'être victime d'un crime honteux et diabolique.
Annie, bu beyefendi bir dedektif.
Annie, ce monsieur est détective.
Benim bir işverenim yok, beyefendi.
Ce qui me faisait rire, monsieur, c'est que je n'ai plus de patronne, voyez-vous?
Ben bir aşçıyım, beyefendi.
C'est que je suis cuisinière.
Çavuş, kapıda Fransız bir beyefendi var.
Sergent, il y a un type français, à la porte!
Hastings, bu beyefendi bir dahi.
Hastings, ce jeune homme est un génie!
Çok naziksiniz, beyefendi ama bir şilin veremez misiniz acaba?
Merci, mais ça vous embêterait de pousser jusqu'à un shilling?
Bunun bir intihar değil cinayet olduğunu söylersem, belki daha anlaşılır olur, beyefendi.
Il ne s'agit pas d'un suicide, mais d'un meurtre.
Benim yaptıklarım mı? Sadece rutin bir işlem, beyefendi.
- Mon emploi du temps?
Yanınızda bir yetersizlik belgesi yoktur,... öyle değil mi, beyefendi?
Avez-vous votre carte de handicap?
( "Gerçek bir beyefendi" / "Tam bir centilmen" anlamında Hintçe'den İngilizce'ye girmiş argo bir tabirdir. ) 10'u 20 geçiyor.
22h20!
Güvenliğe, bu beyefendi için bir refakatçi yollamasını söyleyin.
Que la sécurité le conduise à sa cabine.
Bir beyefendi asla anlatmaz.
Un gentleman sait tenir sa langue.
Zencefilli bira ve beyefendi için bir Scotch daha.
Ginger ale, et un autre scotch pour l'homme d'affaires.
Bir adam martini yapmayı ve doğru düzgün papyon bağlamayı bilmiyorsa ona beyefendi denemez.
Un homme n'est pas un gentleman... s'il ne sait pas préparer un Martini... et faire un noeud papillon.
Aşağıda bir kaç zengin Japon beyefendi bizi bekliyor.
Un groupe de riches Japonais nous attend en bas.
Biliyor musun, sayın avukat, onlar bu beyefendi ile... harika bir iş yaptılar.
Ils ont fait un sacré boulot.
Beyefendi, sizin sorularımıza cevap vermemeniz hala daha bir Komünist Parti üyesi olduğunuz ve hepimiz için tehdit oluşturduğunuz anlamına geliyor.
Monsieur, votre refus de répondre à nos questions signifie que vous êtes encore un membre du Parti Communiste et une menace pour nous tous!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]