English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ B ] / Bir bira

Bir bira translate French

3,965 parallel translation
Normal bir bira, ama onu kalça şeklindeki bardaklara koyuyoruz. *
Une bière normale dans une chope sexy.
Arkadaşım Dexter Morgan'a bir bira verir misin?
Puis-je avoir une bière pour mon ami, Dexter Morgan.
Bir bira şişesi var.
Et bien, j'ai une bouteille de bière.
Üzerinde senin DNA'n olan bir bira şişesi bulduk. Pete'in itilerek ölmesine sebep olan yerdeydi.
On a trouvé une bouteille de bière avec ton ADN à l'endroit exact où quelqu'un a poussé Pete.
Buraya otur, sana bir bira göndereyim ben de karımla şurada izleyeyim maçı.
Pourquoi ne t'assieds tu pas, je vais te chercher une biere, ma femme et moi regardions de là bas?
- Bir bira çeker misin? - Evet.
Ça te dirait de rester pour une bière?
Döndüğümüzde, sana bir bira ısmarlayacağım.
En rentrant, je t'offrirai une bière.
- Hey, bir bira ver bana.
Hey, une bière.
Bana bir bira borçlusun.
Tu me dois une bière.
Bir bira daha içelim, bir esrar daha yakıp yola koyulalım.
Prenons une autre bière, fumons encore un pétard.
Bir bira parası verir misin?
T'as de l'argent pour de la bière?
- Evet. Bir bira içmeye de kalmaz mısın?
Prenez au moins une bière?
Aslına bakarsan, muhtelemen sana bir bira borcum var.
En fait je te dois surement une bière
düzenbaz yalancı babam bir dallama ve Hollanda'dan hafif bir bira var.
putain de sale menteur, mon père est un enfoiré et une bière hollandaise.
Bir bira daha alacağım.
Je vais me prendre une autre bière.
Yok, sen otur öyle. Bir bira aç.
Non, restez assise je vous en prie, prenez une bière.
Sıradan, yarısı içilmiş bir bira istiyorsun.
Tu veux un verre de bière à moitié vide.
Bir bira şu anda çok iyi giderdi.
Je prendrai bien une bière maintenant.
Ve hâlâ bana bir bira borçlusun.
Et tu me dois toujours une bière.
Seni bilmem ama bence bu şehir bize bir bira borçlu.
Cette ville nous doit bien une bière.
Küçük bir bira fabrikası varmış.
Il est brasseur.
Bir bira alsana.
Va chercher de la bière.
Bir bira daha?
Une autre bière?
Dışarda biraz takılmak ve bir bira kapmak içmek istemediğine gerçekten emin misin?
Tu es sûr que tu ne veux pas prendre une bière et aller traîner un petit peu?
Size bir bira borçlandım, efendim.
Je vous dois une pinte, monsieur.
Tamam o halde, sadece bir bira daha, sonra eve gidip Molly'e son dakika evlilik islemleriyle yardim etmem lazim
Bon, une dernière bière, et je rentre aider Molly avec les derniers préparatifs.
Bir şişe bira alabilir miyiz?
Une bouteille brassée pour la dame.
Pizza ve bira, gerçekten süper bir son yemek değil mi pat- -
Une pizza et une bière... Super dernier repas, n'est-ce...
Bir iki bira yuvarlayabilirsiniz.
Tu pourrais aller boire une bière avec lui.
Eğer çok meşgul değilsen belki bir kaç bira içebiliriz diye düşündüm.
Hey, j'étais en train de penser si tu n'es pas occupé plus tard on pourrait aller se boire une bière.
Her hafta en az bir kez o teknede bira içerdik.
On prenait une bière chaque semaine, toujours sur ce bateau.
Bira deyince aklıma geldi. Şurada bir tane var.
En parlant de ça, il y en a une juste là.
Bir Duane Reade mağazasından bira çalmaya çalıştım ve siyahi herifin birisi beni yere serdi.
J'essayer de voler de la bière dans un Shoppi et un noir m'a fracassé
Pizza siparişi verip bir kaç bira içeceğim.
Commander une pizza, peut-être boire une bière.
Haydi şu jambon delisinden ve bira kardeşinden kurtulalım uçağa binip, plajda güzel bir gün geçirelim daha sonrada buraya dönüp saatte 8 dolar kazanırız.
Laissons le fou du bacon et le mec à bière. montons dans cet avion, passons une bonne journée à la plage, et après on reviens pour gagner 8 $ de l'heure.
Bir bira alabilit miyim?
Je peux prendre une bière?
- Otur, bir tane bira kap.
Assieds-toi, prends une bière.
Sinyal denen şeyin ne demek olduğunu öğren, ahmak! Whoo! Başka bir 64 kalorilik düşük karbonhidratlı bira daha. Yahoo!
Une autre bière de 64 calories pauvre en sucres
Seni tanımıyorum ama... bir defalığına bira içebilirim.
Ben, je sais pas pour toi, mais moi, je boirais bien une bière.
Limonları dilimlemesi lazım sonra bira sipariş etmesi falan bir sürü ıvır zıvır!
Il faut qu'il coupe des citrons et serve de la bière et des trucs!
İhtiyacım olan şey bira. Yaklaşık bir kasa civarı olabilir.
ce dont j'ai besoin est une bière genre un baril entier.
Unutalım gitsin. - Bir bira alabilir miyim?
- Moi aussi.
Bira işte, bilirsin. Ama bir saniye.
Les bières, tu sais, mais hé.
Beyler, bir biftek ve bira açalım.
Les gars, lançons un boeuf et des bierres.
Bir bira mı?
Une bière?
Her zaman, bir gün yollarımızın kesişeceğini oturup birer bira içeceğimizi ve bu hatıralara güleceğimizi düşünmüştüm.
Je me suis toujours dit que nos chemins allaient se recroiser et que nous nous parlerions autour d'une bière pour rire de tout ça.
Lacey, bize bir iyilik yapip, bira getirir misin?
Lacey, tu peux me rendre un service?
Bir ara bira falan içmek ister misin diye soracaktım.
J'allais dire que si jamais vous voulez aller boire une bière, faites-le moi savoir.
Kendimizi kandırmayalım. Oturup TV izlemek tek başına bira içip kanat yemek her yiğit Amerikalı'nın her zaman yapmak istediği bir şeydir.
Soyons honnêtes, être devant sa télé, à boire des bières et manger des cuisses de poulet, c'est le rêve de tout bon Américain.
Gerçek bir alkolik değildi ama bazen 12 bira falan içiyordu.
C'était pas un vrai alcoolo, mais il pouvait boire 12 bières.
Kindime 200 $ lik bir limit koydum, banka kartima yetistigimi gorurseniz kucagima soguk bira dokun.
Je me limite à 200 $, si tu me vois sortir ma carte bleue, verse-moi une bière sur les genoux.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]