Bir daha bak translate French
2,195 parallel translation
Bir daha bak.
C'est important.
Bak, kanıtlara bir daha bakayım, Ve bakalım yarın yapabilirsem sana geri vereyim
Je vous rendrai ce que je peux dès demain.
Bir bakıma öyle, daha doğrusu öyleydik. Ama artık pek samimi değiliz. - Neden?
Dans un sens, on l'était en fait, on n'est plus aussi proches.
Daha yok, ama gelen aramaların listesine bir bak.
Pas encore, mais regarde la liste des appelants.
Bakın, bir daha tekrarlamayacağım.
Écoutez bien, je ne le répèterai pas.
Çünkü söylemiş olduğun gibi bir köpeğe bile bakamadım. Bebekten daha kolay bakılmasına rağmen.
Car, comme tu l'as dit, je peux pas prendre soin d'un chien, encore moins d'un bébé.
- Su bana akıyordu bak. Bir daha tıkarsanız döverim sizi ha!
- Et moi j'utilise cette eau!
Bak, eğer bir kişi daha burnunu sokup Pete'in kim olduğu ve - ne yapmamız gerektiğini anlatmaya çalışırsa..
Si une personne de plus vient s'en mêler et me dit ce qu'est Pete et ce qu'on devrait faire...
Teğmen Valya bir bombardıman uçağının daha icabına bakıyor!
Je t'ai fait peur? Il faut toujours être prêt.
Benim için daha çok bir hediye olacak ve işe iyi tarafından bak...
Regarde les choses du bon côté.
Bir şey daha vardı, bakışlarında...
Et il y avait autre chose, dans son regard.
Sen ona bir tane daha Bakıcı Deb ver, o zaman neler yapar görürsün.
Vois si tu peux donner à oncle Skills deux nounous Deb.
Ben JJ ve matematik kabiliyeti bakımından toplumun en tepedeki yüzde 3'lük kısmına giriyorum, ki bu da ilginç bir nüfussal istatistiktir, çünkü paradoksal olarak benim iletişimim kişiler arası ve sezgisel yeteneklerim daha düşük seviyededir. Evet.
Je suis JJ et concernant mes aptitudes mathématiques, je suis 0,3 % au dessus de la population, ce qui est un intéressant statistique, car en parallèle, ma communication avec les gens et mes compétences en intuition sont parmi les plus basses.
Bak işte, şimdi bir saniye geçti bile. Ona bir daha sahip olamazsın. İşte bir tane daha geçti.
Si vous êtes prête à témoigner contre Dylan dans ces deux affaires, je pourrais vous éviter la peine de mort.
Bak, Annie okula gidemeyeceği ve sörf yapamayacağı için üzgünüm. Bir iki ay daha böyle yaşaması 13 yaşını geçme şansından vazgeçmeye değer mi?
Je suis désolé qu'Annie ne puisse pas aller à l'école ou surfer mais pouvoir le faire pendant un mois ou deux est préférable à vivre au-delà de 13 ans?
Ama şimdi görünüşe bakılırsa her şeyi bildiğini düşünüyorsun. Benim batırdığımı kanıtlamak kayıp bir kadını bulmaktan daha önemli, değil mi?
Maintenant que tu connais à peu près tout tu penses que c'est primordial de prouver que j'ai merdé plutôt que de retrouver une femme disparue, c'est ça?
Görünüşe bakılırsa bir kazananımız daha var.
On semble avoir un autre gagnant.
Bu parti daha garip olamaz herhâlde, diye düşünüyordum ki şu gelene bir bak.
En fait, quand j'ai pensé que cette fête ne pouvait pas être plus bizarre, regarde qui se montre.
Bak, ben bir hemşireyim, bu benim daha önce görmediğim bir şey değil.
Je suis infirmière, c'est forcément du déjà vu.
Bak, bonservisli bir sporcu olduğunu biliyorum ama Koç Booth'un bir daha aramıza dönmeyecek olması yüzünden merak ediyordum da belki de burada tam zamanlı olarak çalışabilirsin.
Je sais que vous êtes un joueur disponible, mais puisque coach Booth ne reviendra pas, je me demandais si vous vouliez passer à plein temps.
Bir önseziyle otopsi raporlarına bakıyordum. Bu sadece bir seferlik mi olmuş görmek için ve o sıralarda olmuş otopsi memurunun rastgele olarak nitelendirdiği üç farklı bıçaklama olayı daha buldum.
J'ai vérifié les dossiers médicaux pour voir si c'était un cas isolé, et j'ai trouvé 3 autres agressions à la même époque.
Eğer ilişkiniz hakkında başka bir aptal konuşma daha dinlemek istesek yapmamız gereken tek şey, geriye bakıp, ilişkiniz hakkında dinlediğimiz milyarlarca konuşmadan bir tanesini hatırlamaktır.
Si l'un de nous veut avoir une conversation débile au sujet de votre relation, on n'a qu'à se remémorer une des milliers de milliards de conversations débiles qu'on a eues au sujet de votre couple.
Bak, eğer Peyton'la geçirecek tek bir günün daha olsaydı, onunla tartışarak mı, yoksa evlenmiş olarak mı geçirmeyi tercih ederdin?
Écoute, si tu avais un dernier jour à vivre avec Peyton, tu le passerais à te disputer ou à te marier avec elle?
Papaz efendi, bakın, Bir kelime daha edersem beni öldüreceğinizi söylediniz, biliyorum ama...
Révérend, je sais que vous me tuerez si je dis un mot de plus, mais...
Bir daha bak.
- Recommence.
Bak, bir sene daha sonra onu futbol ve beyzbol maçlarına götürebilirsin.
Écoute, encore un an, et tu pourras l'emmener au foot, en ligue junior.
Ama burada yaptığın açıklamadan daha iyi bir şey olsun. - Bak, Mac.
Et plus convaincante que ce que tu m'as dit jusqu'à présent.
Bak, şimdi söylemezsem bir daha söyleyemem.
Si je le dis pas là, je le dirai jamais.
Pekala. pekala. Bak, bir kere daha göstereceğim.
D'accord, je vous le montre encore une fois.
Bak, Tommy, bu mahallede büyüdüğünü anlıyorum ve işlerin nasıl da kötüye gidebileceğini kolaylıkla hayal edebilirsin. Ama... Sadece... bir dakikalığına düşün, daha iyisini hayal et.
Je comprends qu'en ayant grandi dans ce quartier, vous avez tendance à imaginer le pire, mais... essayez donc, rien qu'une minute, d'imaginer un monde meilleur.
Bak, bunun bir daha olmasına engel olabilirsin ve lütfen bedavaya çalışmam konuşmasına başlama.
Vous pouvez nous aider à empêcher que ça se reproduise, et épargnez-moi le discours "Je bosse pas gratuitement".
Bakın, daha büyük ve aç bir şey tarafından yenmeden önce bu şeyi bulup bir kafese kapatalım.
Remettons-le dans une cage avant d'être mangé par plus gros et plus fort.
Bir 1987 Olds Cutlass, bakır rengi Ve daha da iyisi geliyor...
Une Oldsmobile Cutlass de 87, cuivrée, et il y a encore mieux.
Bak düştüm yere, bir daha kalkmak yok bana.
Tiens, je tombe ici, pour ne jamais me relever. ta mère est empoisonnée.
Bak bana bir M.R.I. cihazı bul ve bir daha benimle asla konuşma.
Faites l'IRM et je disparais de votre vie.
Bak, sorun şu ki, ben daha çok tek kişilik bir şov gibiyimdir.
Tu vois, en fait, je suis plutôt un solitaire.
İyice bak, çünkü bu saatten sonra bunu bir daha yapamayacaksın.
Habitue-toi à regarder, car c'est tout ce que tu feras désormais.
İnsanlar bu vücuda bir bakış atarlar, ve benden daha iyi olduklarını düşünürler.
Les gens jettent un seul coup d'œil sur moi, et ils croient être meilleurs que moi.
Bir gün yahu. Daha evleneli bir gün oldu ve benim elime geçene bak!
Ça ne fait qu'un jour qu'on est mariés, et je reçois ceci!
Tüm kişisel bilgileriniz OZ'un birinci sınıf güvenlik sisteminde güvendedir. Bu yüzden rahat olun ve eğlenmenize bakın. Alış-veriş merkezimizde, tıpkı gerçek dünyada olduğu gibi dünyanın dört bir yanından yiyecek, arabalar, gerçek araziler, andaçlar ve daha bir çok şeyi bulabilirsiniz.
Toutes vos données personnelles seront protégées par notre donc détendez-vous et profitez du voyage. comme dans le monde réel.
Bu da daha yasal yapıyor, bir bakıma.
Ça rend la chose plus légale.
Bak ben daha çok... Daha çok, doğamın getirdiği feminen tarafıma bir dokunuş için çabalıyorum.
J'essaie de... de me connecter à mon côté féminin.
Bak, hâlâ Ditmas Park'ının oralarda bir çift daha var.
Il reste un couple à Ditmas Park.
Bir daha bak Terry.
Plissez les yeux s'il le faut.
Daha profesyonel anlamda... Yani bir hikaye yazarının diğerine bakışı gibi...
De conteur d'histoires à un autre,
Bak şimdi ben biraz daha titiz bir adamım.
Eh bien, je suis un peu plus à cheval là-dessus.
Bak Nyna bir azizedir. bu yüzden daha önce paradan bahsetmedi.
Nyna est une sainte. Voilà pourquoi elle n'a pas parlé de l'argent avant.
Yani, şu haline bir bak, saat daha sabahın 10'u ve neler yapmışsın. Bence bugünü kendine ayırmalısın.
Regarde ce que tu as fait déjà, et il n'est que 10 h du matin.
Bakın, ben... Daha önce de dediğim gibi, ben büyük bir Mustang taraftarıyım ve sizin adamların olay mahalline gelmelerini beklerken Koç'un aldığı ödüllerin bazılarına dokunmuş olabilirim.
Écoutez... comme je l'ai déjà dit, je suis un grand fan des Mustangs, et pendant que j'attendais sur place que vous arriviez... j'ai peut-être touché un des trophées de Coach M.
Bakın, 15 yıldır buradayım, daha önce hiç böyle bir... - kaza olmamıştı.
Je suis là depuis 15 ans et c'est le 1er accident de ce type.
Bir daha aynaya baktığında, mafyaya karşı diklenen birisine bakıyor olacaksın.
La prochaine fois, dans la glace, tu verras un homme qui a envoyé balader la mafia.
bir daha asla 148
bir daha yapma 24
bir daha olmasın 24
bir dahaki sefere 163
bir daha olmaz 55
bir daha 442
bir daha olmayacak 147
bir daha da gelme 19
bir dahaki sefer 17
bir daha söyle 118
bir daha yapma 24
bir daha olmasın 24
bir dahaki sefere 163
bir daha olmaz 55
bir daha 442
bir daha olmayacak 147
bir daha da gelme 19
bir dahaki sefer 17
bir daha söyle 118
bir daha yap 42
bir daha asla olmayacak 26
bir daha vur 18
bir daha deneyelim 45
bir daha yapmayacağım 40
bir daha yapmam 21
bir daha ki sefere 39
bir daha dene 80
bir daha düşün 29
bir daha yapalım 21
bir daha asla olmayacak 26
bir daha vur 18
bir daha deneyelim 45
bir daha yapmayacağım 40
bir daha yapmam 21
bir daha ki sefere 39
bir daha dene 80
bir daha düşün 29
bir daha yapalım 21
bir daha düşündüm de 20
bir daha söylemeyeceğim 30
bir daha söylesene 19
bakın 5588
bakin 38
baker 135
bakalım 1238
bakersfield 28
bakar mısınız 174
bakıyorum 163
bir daha söylemeyeceğim 30
bir daha söylesene 19
bakın 5588
bakin 38
baker 135
bakalım 1238
bakersfield 28
bakar mısınız 174
bakıyorum 163
bakire 33
bakarım 81
baktım 85
bakma 203
bak sen 266
bakire misin 19
baksana 1623
bakarız 131
bakacağım 88
bak ne diyeceğim 537
bakarım 81
baktım 85
bakma 203
bak sen 266
bakire misin 19
baksana 1623
bakarız 131
bakacağım 88
bak ne diyeceğim 537
bakan 73
bakar mısın 103
bakalım neler olacak 16
bakmadım 27
bak ne buldum 97
bakın kim gelmiş 88
bakalım ne olacak 31
bak baba 73
bakayım 533
bakmak yok 20
bakar mısın 103
bakalım neler olacak 16
bakmadım 27
bak ne buldum 97
bakın kim gelmiş 88
bakalım ne olacak 31
bak baba 73
bakayım 533
bakmak yok 20