Bir iyilik yap translate French
4,040 parallel translation
Bana bir iyilik yap.
Fais moi une faveur.
Bana bir iyilik yap.
Ok, fais moi une faveur
Ya da herkese bir iyilik yapıp şu rezil koçunuzu mu öldürtsem?
Ou devrais-je faire une faveur à tout le monde en tuant ce coach ridicule?
Benim için bir iyilik yapıp kalkabilir misin bir saniyeliğine?
Tu peux me faire une faveur et te lever une seconde?
- Bana bir iyilik yapın...
Rendez moi un service...
Kendine bir iyilik yap, tatlım.
Tu sais chérie, fais toi juste une faveur.
Chris, bana bir iyilik yap.
Hey, Chris, rends-moi service.
Pekâlâ, bana bir iyilik yap.
OK, fais moi une faveur.
Bana bir iyilik yap.
Hey, juste fait moi une faveur :
- Bana bir iyilik yap.
Rends-moi service.
Herkes bunu benimle aynı şekilde görecek değil, yani her ikimize de bir iyilik yapıp bunun üzerini kapatacağım.
Bien, tout le monde ne verra pas ça comme moi, donc, je vais nous rendre service à tous les 2 et ne rien dire là-dessus.
Bak bana bir iyilik yap. Bir dahaki sefere aperatifleri atla. Direkt başlangıç yemeğini iste.
Ecoute, fais moi une faveur la prochaine fois, oublie les apéritifs, va directement à l'entrée.
"Merhaba tanrı, yine ben sana yüz çevirdim ama bir iyilik yap bana."
"Salut Dieu, c'est moi. Je sais que je t'ai tourné le dos mais fais moi une faveur..."
Bu yüzden kendinize bir iyilik yapın ve gidin buradan.
Donc fais-toi une faveur et part.
- Bana bir iyilik yap.
J'ai besoin d'une faveur.
Yani bana bir iyilik yap.
faites, oi plaisir.
Yani hepimize bir iyilik yapıp uzaklaşmaya başla.
Alors rends-nous service à tous. Commence à marcher.
Bir iyilik yapıp kızlara göz kulak olmana ihtiyacım var.
Rends-moi service et surveille les filles... - Non.
Daniel seni bilgilendirir ve bilgilendirdiğinde de bana bir iyilik yap ve ben dönene kadar gözünü üstünden ayırma.
- Daniel te mettra au courant. Et après ce qu'il a fait, fais moi plaisir, ne le quitte pas des yeux jusqu'à mon retour.
Neden hepimize bir iyilik yapıp gerisini sen anlatmıyorsun?
Pourquoi ne pas nous faire tous une faveur et nous dire pour le reste?
Bir iyilik yapıp Earl'ü geri çeker misin?
Peux-tu me faire une faveur et rappeler Earl?
Bak, bana bir iyilik yap, olur mu?
Ecoute, fais moi une faveur, ok?
Siz de bir iyilik yapıp sorumu cevaplar mısınız?
Si vous répondez à une question.
Biz iyiyiz, Otis. Fakat bana bir iyilik yap.
mais faites-moi une petite faveur.
Juliette, bana bir iyilik yapıp bana mutfaktan su getirir misin, lütfen?
Juliette, tu pourrais me rendre service, aller me chercher un peu plus d'eau de la cuisine, s'il te plait?
Artık eve gitmek istiyorum. Bir iyilik yap lütfen. Kısa süreliğine çaresiz dede pozların sevimliydi.
Je voudrais rentrer. ça ne marche plus.
Bana bir iyilik yapın.
Fais moi une faveur
Bana bir iyilik yap ve orda kuyruğunu kolla.
Accorde moi juste une faveur : prenez soin de vous six.
Her neyse kısace bir iyilik yapıyorum.
Je partage mon don inné.
Eğer cevabın hayırsa bana bir iyilik yap ve sakın beni geri arama ya da bu konuyu bir daha açma.
Si c'est non, s'il te plaît, ne me rappelle pas... et n'en reparle jamais.
Kendine bir iyilik yap dostum.
Va faire une pause, camarade.
Bu yaptıklarımızı yapmamı bu zamanlar rica etme. Bana bir iyilik yap.
Fais moi une faveur?
Bu yüzden kendine bir iyilik yap da şu arabaya bin yoksa bütün çocuklarınızı orduya alır öyle bir terbiye ederim ki sizin adınızı bile hatırlamazlar.
Faites vous une fleur, grimpez dans ce chariot, ou je vous garantie que j'enrole tous vos enfants, et je les rééduquerais jusqu'Ã ce qu'ils oublient votre nom.
Bana bir iyilik yapıp emirlere karşı gelerek kendi kararını neden vermiyorsun?
Pourquoi ne pas faire vos propres choix, et me rendre un service malgré vos ordres à la noix?
Ama seksten önce randevuya çıkmak istersen bana bir iyilik yap ve o randevuya seks yapacağın erkekle çık.
Mais si tu veux un rendez-vous avant de coucher, fais-moi plaisir, et sors avec le mec avec qui tu couches.
Bana bir iyilik yap.
Donc fais moi une faveur.
Bana bir iyilik yap ve benim yerime onunla sen dalga geç.
Fais moi une faveur et embête là pour moi!
Seçim senin. Bana bir iyilik yap, Amanda.
Fais moi une faveur, Amanda.
O zaman bana bir iyilik yap.
D'accord, alors fais-moi une faveur.
Bana bir iyilik yapın.
Faites-moi une faveur.
Bana bir iyilik yap ve git lütfen.
Rends moi service et vas t'en s'il te plait.
Bana bir iyilik yap ve Maggie ile Danny'e yemeğin hazır olduğunu söyle.
Fais moi une faveur. Dis à Maggie et Danny que le diner est prêt.
- Bana bir iyilik yap, lütfen.
Fais moi plaisir, s'il te plait.
Şimdi bize bir iyilik yap ve aşağı in.
Alors, faites-nous plaisir. Descendez de là.
Bu yüzden, lütfen bana anneler arası bir iyilik yap, Dan'in Serena bölümünün bir kopyasını görmeliyim.
Donc, s'il vous plaît, de mère à mère, J'ai besoin de voir une copie du chapitre de Dan sur Serena.
Walt, bana bir iyilik yapıp bu mektubu üst kata Bay Doran'a götürebilir misin lütfen?
Walt, pouvez-vous me rendre service, porter cette lettre à l'étage à Mr Doran, stp? Je surveillerai le bureau.
Diane bana bir iyilik yap.
Très bien, Diane, me rendriez-vous un service? Absoluement.
Bir iyilik yap ve sana geri dönsün.
Tu fais du bien dans le monde et le bien te reviens.
Pekala, bana bir iyilik yap ve derin derin nefes al.
Ok, bien, rendez-moi service, je veux que vous preniez quelques respirations profondes.
Bana bir iyilik yap.
Alors, rends-moi service.
Bana bir iyilik yap.
Rends moi un service.
bir iyilik yapar mısın 23
yapıyorsun 36
yaptı 88
yaptın 100
yaptım 350
yapıyor 33
yapamam 3103
yaparım 315
yapacağım 517
yapmayacağım 170
yapıyorsun 36
yaptı 88
yaptın 100
yaptım 350
yapıyor 33
yapamam 3103
yaparım 315
yapacağım 517
yapmayacağım 170
yapacağız 90
yaparsın 77
yapmalıyım 51
yapma 5445
yapmış 19
yapamıyorum 389
yapmalısın 91
yapalım 156
yapıyorum 103
yapmadım 132
yaparsın 77
yapmalıyım 51
yapma 5445
yapmış 19
yapamıyorum 389
yapmalısın 91
yapalım 156
yapıyorum 103
yapmadım 132
yapıyoruz 20
yaptılar 29
yapma ya 98
yapmak istiyorum 29
yapmadın 55
yapamaz 108
yaptık 46
yapacak 54
yapacak bir şey yok 96
yapmak istemiyorum 51
yaptılar 29
yapma ya 98
yapmak istiyorum 29
yapmadın 55
yapamaz 108
yaptık 46
yapacak 54
yapacak bir şey yok 96
yapmak istemiyorum 51