Bir saniyeliğine translate French
1,402 parallel translation
Brian, bir saniyeliğine buraya gelir misin?
Brian, tu pourrais venir une seconde?
Bir saniyeliğine bile
Est-ce que quelqu'un m'entend?
Acaba sizinle biraz konuşmam mümkün mü? Bir saniyeliğine.
Je me demandais si je pouvais vous parler, une seconde.
Bakın... Sadece bir saniyeliğine konuşmak istiyorum.
Écoutez, ça ne sera pas long.
Onu bir saniyeliğine almalıyım.
Je vous l'emprunte.
Bir saniyeliğine gözlerini kapa.
Ferme les yeux
Başlıyoruz. Pekala arkadaşlar, ışıkları bir saniyeliğine kapatacağım.
Je vais éteindre les lumières un instant.
Bir saniyeliğine bile olsa beni kızdırdığı için üzgünüm.
Je suis désolé de l'avoir laissé m'emmerder même une seconde.
Gözlerimi bir saniyeliğine ondan ayırdım ve :
Une seconde d'inattention et boum!
Bekle bir dakika. Burada bir saniyeliğine duracağım.
Mais attends, je voudrais que tu m'expliques...
Hey, Michael, bir saniyeliğine gel.
Reviens un instant.
Sizden bir saniyeliğine bu konuyu düşünmenizi istiyorum.
Alors prenons une seconde pour visualiser la scène.
Bir saniyeliğine kalbimi durdurdun.
Tu m'as fait douter une seconde, tu sais.
Bir saniyeliğine seni karaya canlı götüremeyeceğimi sandım.
Tu pensais ne jamais en revenir vivant, hein?
Tatlım, seni bir saniyeliğine almama izin ver. Tanışmanı istediğim birileri var.
Chérie, laisse-moi t'attraper une seconde, il y a des gens que je voudrais te présenter.
Laurie. Laurie, bir saniyeliğine bekler misin?
Laurie, attends une seconde.
Bir saniyeliğine bana babalık yapar mısın?
Tu veux bien être un père pour une fois?
Ama insanları bir saniyeliğine bile aldatabilirsen merak etmelerini sağlayabilirsin.
Mais si on arrive à les berner une seule seconde, si on arrive à les émerveiller...
Bence bir saniyeliğine geri çekilip iki ya da üç şirketin ülkemizdeki bilgiyi, tamamen kontrol ediyor oluşunun ne anlama geldiğini düşünmeliyiz.
Nous devrions prendre du recul et nous demander s'il est acceptable que, dans notre pays, l'information soit intégralement contrôlée par 2 ou 3 entreprises.
Bir saniyeliğine bunu düşünsene.
Réfléchis une seconde.
Bir saniyeliğine, nefesini tut.
R espirez.
Ve eğer o anda çekinirsek, bir saniyeliğine tereddüde düşersek... Eğer vicdanımızın bizi engellemesine izin verirsek ne olur biliyor musun?
Si nous hésitons, ne serait-ce qu'une seconde, si notre conscience nous empêche d'agir,
Eğer bir saniyeliğine bile bu filo için tehlike arz ettiğini düşünürsem, tetiği kendim çekerim.
Si j'estimais une seule seconde qu'elle représente un danger pour la flotte, je la descendrais moi-même.
Bırak ta bir saniyeliğine polis olan benmişim gibi davranalım.
Faisons comme si j'étais le flic pour une seconde.
Bir saniyeliğine konuşabilir miyiz?
Il n'y a que moi ici.
Bir saniyeliğine, hipnozun kanamayı azalttığını, ameliyat sonrası etkileri azalttığını, ya da hastaların ağrılarla baş etmelerine yardımcı olduğunu unutalım.
On oublie ça une seconde. L'hypnose est utilisée pour réduire les hémorragies, soigner les troubles mentaux, ou aider les patients à gérer la douleur.
Pekala çocuklar, bir saniyeliğine arkadaş gibi konuşalım, tamam mı?
D'accord tout le monde, on va discuter une seconde en tant qu'égaux.
Bir saniyeliğine telefonu bırakmalıyım.
Je dois laisser raccrocher un instant.
Ben bunu düşünürken bir saniyeliğine burada birlikte uzanabilir miyiz?
On peut rester comme ça pendant que je réfléchis?
- Peter, bir saniyeliğine dursan da...
- Peter, si tu pouvais arrêter un peu...
Dinle, acaba bir saniyeliğine ofisime gelebilir misin?
Vous pouvez monter à mon bureau une minute?
Sadece bir saniyeliğine. Üzgünüm.
Juste une seconde Je suis désolé
Bunlar Doktor'un suçu değil. Ama belki de ona dokunmanın bedelidir. Bir saniyeliğine bile olsa.
Ce n'est pas de sa faute, mais peut-être que c'est ce qui arrive quand on côtoie le Docteur, même pendant une seconde.
Ama bir saniyeliğine dışarı çıkmayı isteyebilirsin. Şunu doldurmak üzereyim.
ais tu devrais peut-être attendre dehors parce que je vais...
Beni bir saniyeliğine kandırmıştın.
J'y ai cru pendant un instant.
Bir saniyeliğine Frankie'nin dairende olduğu anlara dönelim.
Revenons-en au moment où Frankie était chez toi.
Bir saniyeliğine hava almalıyım.
J'ai besoin d'un peu d'air.
Affedersin, seni bir saniyeliğine çalabilir miyim? Yeni haberleşme şifreleme modülünün sanırım hesapları yanlış.
L'encodeur des communications me pose problème.
Şu dandik aksanı bir saniyeliğine bile yutmadım.
Je trouve ton accent anglais désastreux.
Carter! Bir saniyeliğine buraya gelebilir misin?
Carter, pouvez-vous venir ici un moment?
Hey Dorian. Kalemini bir saniyeliğine ödünç alabilir miyim?
Dorian, je peux emprunter ce crayon un instant?
Bir saniyeliğine ne yaptığımızı bir düşünelim.
Réfléchissons un petit instant à ce qu'on vient de faire.
Bir saniyeliğine seninle konuşabilir miyim Eric?
Eric, je peux te parler une seconde?
Anahtar bir şekilde onu birkaç saniyeliğine bizim uzay ve zaman aralığımıza getiriyor.
Tu vois, comment la clé la ramène juste pour quelques secondes, dans... notre espace temps.
Sadece bir saniyeliğine dinle. Gerçekten çok üzgünüm.
Écoute-moi, je suis désolé.
Bir saniyeliğine.
- Pourquoi tu dis "elle" alors?
Beş saniyeliğine bir kız gibi davranabilir misin?
Tu peux pas être une fille cinq secondes?
Gus, bir saniyeliğine buraya gelir misin?
Approchez, voulez-vous?
Sadece bir kaç saniyeliğine kendinden geçtin.
Tu t'es juste évanoui.
Düşün, sadece bir kaç saniyeliğine, adamın neden vurulmadığını düşün.
Réfléchis... juste pendant quelques secondes, sur le fait que ce mec n'a pas réussi.
Bayan Billington! Mümkünse bir fotoğraf için sizi iki saniyeliğine alabilir miyiz?
Puis-je vous demander de poser pour une photo?
bir şey değil 1063
bir şey yok 987
bir şey olmaz 235
bir şeyler içelim mi 27
bir şey sorabilir miyim 139
bir şey mi oldu 310
bir sabah 32
bir şeyler içelim 56
bir şeyler var 19
bir şey söyle 257
bir şey yok 987
bir şey olmaz 235
bir şeyler içelim mi 27
bir şey sorabilir miyim 139
bir şey mi oldu 310
bir sabah 32
bir şeyler içelim 56
bir şeyler var 19
bir şey söyle 257
bir şey söyleyebilir miyim 105
bir sorun mu var 1028
bir şey 209
bir şeyler yanlış 26
bir şey oldu 106
bir şey olmadı 105
bir saniye 1866
bir saat sonra 47
bir şey söylemeyecek misin 21
bir şey yok mu 17
bir sorun mu var 1028
bir şey 209
bir şeyler yanlış 26
bir şey oldu 106
bir şey olmadı 105
bir saniye 1866
bir saat sonra 47
bir şey söylemeyecek misin 21
bir şey yok mu 17